Norton traducir español
691 traducción paralela
Norton, her yerde kar var mıymış öğren.
Norton, averigua si está nevando en toda la comarca.
Norton, bana bir bardak ver.
Norton, dame una taza.
Zahmet edip bizi görmeye gelmeniz gerçekten çok güzel Bay Norton. - Evet gerçekten.
Es usted muy amable de molestarse, Sr. Norton.
Teşekkür ederim, Bay Norton.
Gracias, Sr. Norton.
Norton Lockerbee ve reşit olmayan nişanlısı, dansçı Cherry Grace vardı.
Estaba Norton Lockerbee y su prometida menor de edad, la bailarina Cherry Grace.
Önce, bir başkanın yeğeni Onu 1916'da terk eden Emily Norton... 1918'de oğullarıyla birlikte bir trafik kazasında öldü.
Primero desposó a Emily Norton la sobrina del presidente, quien lo abandonó en 1916. Emily murió en 1918, junto con su hijo, en un accidente automovilístico.
Bu duyuru : " Bay ve Bayan Thomas Monroe Norton... kızları Emily Monroe Norton ile...
Este anuncio : "El Sr. Thomas Monroe Norton y señora anuncian el compromiso de su hija, Emily Monroe Norton con el Sr. Charles Foster Kane."
Emily Monroe Norton, ABD başkanının yeğeni.
Emily Monroe Norton, sobrina del Presidente de los Estados Unidos.
Bayan Emily Norton "Rosebud" değildi.
La Srta. Emily Norton no era ningún capullo de rosa.
Evlenmekten sadece bir defa söz açtı, o da herşey bittiği gün. Ve... Yani, gazetelerin hikayemizden ve Kane'in seçimleri kaybettiğinden...
No mencionó nada sobre el matrimonio si no cuando se terminó y cuando los diarios hablaron de nosotros y cuando perdió las elecciones y la Norton se divorció de él.
Evet, Norton caddesinin sonunda.
La última casa de Norton Lane.
Bay Norton insan hayatının çocuğun kurtarıldığı vahşi ortamdan kurtulması gerektiğini kabul edecek mi?
¿ Admitirá el Sr. Norton que la vida humana está en constante peligro en la salvaje región de donde se rescató al chico?
Özür dilerim, Bay Norton. Pekâlâ.
Lo siento, Sr. Norton.
- Affedersiniz, Bay Norton.
Perdone, Sr. Norton.
- Evet. - Charlie Dayı, Bay Norton. - Tanıştığımıza çok sevindim.
Tío Charlie, el Sr. Norton.
- Norton'un ofisinden geliyorum.
- Vengo del despacho de Norton.
- Ciddiyim Walter, Norton'la konuştum.
- No, se lo comenté a Norton.
Norton'a ne söyleyeyim?
¿ Qué le digo a Norton?
Pardon, bay Norton, bu kadar resmi olacağımızı bilmiyordum.
Disculpe, señor Norton, pensé que era algo informal.
Canınızı sıkmayın, bay Norton.
No se moleste, señor Norton.
Aslında sizden de hiç hoşlanmadım bay Norton.
En realidad, no me gusta usted.
Güzel hareketti, bay Norton.
No jugó mal, señor Norton.
Bay Norton, intihar aklıma gelen ilk şeydi.
Señor Norton, fue lo primero que pensé.
Ama bay Norton, bunca intihar arasında, bir tane bile hareket eden bir trenin en son vagonundan atlama yok.
Señor Norton, en todas estas clases,... no hay uno solo desde la plataforma de un tren.
Hayır, bay Norton, battık ve burnumuza kadar ödeyeceğiz, bunu biliyorsun.
No, señor Norton, hemos perdido y tendremos que pagar.
Belki de Norton haklıdır, belki de intihardır.
Quizá tenga razón Norton. Un suicidio.
Norton ve onun firma poliçesiyle ilgili saçma fikirleri için olmasaydı polisleri öyle hızlı peşine takardım ki başı dönerdi.
De no ser por Norton y sus métodos oficiales, le habría echado a la policía.
Bay Norton'a not.
Nota al señor Norton.
Lembridge'den ayrıldığımda, Doktor Morton'a Londra'ya sakin bir hayat sürmeye geldiğimi söyledim.
Cuando deje Lembridge dije al doctor Norton que venía a Londres a Vivir una vida tranquila.
Sinemaya yalnız gittim ama yemeği Mary Norton ile yedim.
Fui sola al cine, pero almorcé con Mary Norton.
Mary Norton'u yıllardır görmedim.
Hace siglos que no la veo.
- Alo, Bayan Norton orada mı acaba? - Evet. Bekleyecek misiniz?
Hola. ¿ La Sra. Norton, por favor?
Bir anda yemek odasından Mary Norton ve şu aşırı gelişmiş kuzeni çıktı.
De pronto Mary Norton y su prima rica salieron del comedor.
- Alec, Bayan Norton'u hatırlıyorsun, değil mi?
- Alec, ¿ te acuerdas de la Sra. Norton?
- Merhaba Bay Norton.
- Hola, Sr. Norton.
Norton, bu bizim yeni başkanımız, Dr. Thorndyke.
Norton, este es nuestro nuevo jefe, Dr. Thorndyke.
Hey, Norton!
Hey, Norton! Has perdido algo?
Tasma kayışını tak, Norton.
Coge su correa, Norton.
Norton?
Norton?
- Berbat. Norton, dostumuz Brophy'yi Kuzey Binası'na götür.
Norton, lleva a nuestro buen amigo Sr. Brophy aqui al Ala Norte
Ben ve Norton da sana katıldıktan sonra, Kaptan'ın tarafında kalanlar sadece Gray ve Joyce ve Hunter.
Norton y yo os apoyamos. Los unicos que estàn con el capitàn son Gray, Joyce y Hunter.
Scully ve Norton'u kabul eden bendim, ama şimdi bize düşman oldular.
Contraté a Scully y a Norton, y se han revelado contra mi.
Norton'lar birlikte gelmiş.
Los Norton llegaron juntos.
Oh, Richie, Richie, çabuk Doktor Norton'u ara.
Richie, llama al Dr. Norton.
Laboratuvar sonuçları Doktor Norton'un ilk bulgularını doğrular nitelikte.
Los resultados del laboratorio confirman el diagnóstico del Dr. Norton.
Dr. Norton'u arayacağım.
Llamaré al Dr. Norton.
Dr. Norton konuşuyor.
El Dr. Norton al habla.
Telefonu al ve Dr. Norton'u ara.
Deberías llamar ahora al Dr. Norton.
Dr. Norton'u ara.
Llamar al Dr. Norton.
YAYINCI
NORTON J. WHITE EDITOR
- Benim için de, Norton.
- El placer es todo mio, Norton.