Numaralı traducir español
10,794 traducción paralela
828 numaralı odaya yazın bunu.
Cárgala a la habitación 828.
Aruba için son çağrı, 1172 numaralı uçuş.
ÚLTIMA LLAMADA PARA EMBARCAR EN EL AVIÓN A ARUBA, VUELO 1172
Paige, sekiz numaralı masada iki tane daha el falı var.
Paige, necesito dos lecturas más en la mesa ocho.
Bugün benim bir numaralı konuğumsun.
Hoy eres mi acompañante.
Anne, 3 numaralı bungalovdaki sızıntıyı hallettim.
¿ Mamá? Arreglé la filtración de la Cabaña 3.
Altı numaralı jüri üyesi Hardy'den hoşlanmadı.
Al número 6 no le gustó Hardy.
- Kayıt için konuşuyorum. Komiser Hardy, şu anda Bay Ashworth'e AH1 numaralı, kolyeyi barından plastik kanıt torbasını gösteriyor.
- Para la grabación, el detective Hardy le está enseñando al Sr. Ashworth una bola de evidencias,
Tam şurası, iki numaralı bar.
Justo por aquí, bar número dos.
Ben bir numaralı ortağım sen de iki numaralı ortaksın.
Soy el socio el número uno, y tú eres la socia número dos.
Bu adamı öldürmek Ajans'ın bir numaralı görevi.
Matar a este hombre es la prioridad número uno de la Agencia.
Mendoza yine 7 numaralı dairenin kapısını çaldı.
Mendoza tocó en el apartamento siete.
Seni beş numaralı kurban yapmak için tehdit ettiğini fark ettin, değil mi?
Te das cuenta de que sólo amenazaste con hacerte la víctima número cinco, ¿ no?
4 numaralı hedef Yasin Said'e ait.
Pertenece al blanco cuatro, Yasin Said.
New York'un bir numaralı sohbet radyosunu aradığınız için teşekkür ederiz.
Gracias por llamar al programa número uno de Nueva York.
721 numaralı odaya lütfen.
A la habitación 721, por favor.
Eğer birimiz bundan sorumluysa, benim gözümde 1 numaralı şüphelinin senin olduğunu söylerdim.
Si uno de nosotros es responsable, diría que eres el sospechoso número uno.
Üç numaralı iki numaradan daha beter.
El número tres es mucho peor que el número dos.
7 numaralı protokol.
Protocolo número siete.
Bir numaralı adamımız olacak.
Es un éxito.
540 numaralı oda.
Habitación 540.
Bir numaralı kural, bana bir daha öyle dokunma.
Primero, no me vuelvas a tocar así.
İki numaralı kural, bana bir daha öyle dokunma.
Segundo, no me vuelvas a tocar así.
- 42 numaralı evi arıyoruz.
- Busca el número 42.
Bir numaralı hedef.
Enemigo público número uno.
Tamam, iki numaralı ameliyathaneye alın.
Muy bien, a la cuenta de dos.
Laboratuar teknisyeni 6 numaralı ameliyathaneden bekleniyorsunuz.
Técnico de laboratorio a OR6...
Laboratuar teknisyeni 6 numaralı ameliyathaneden bekleniyorsunuz.
Técnico de laboratorio a OR6.
WXJC Birmingham'ı dinliyorsunuz ve şu ana dek durdurulamayan, eyaletin bir numaralı takımı Huffman Vikings'in yeni bir şampiyonluk yolunda ilerleyişini izliyoruz.
Esta es la WXJC Birmingham... y estamos con el equipo número uno del estado... WOODLAWN VS HUFFMAN 5 DE OCTUBRE DE 1973 los Vikingos de Huffman en su, hasta ahora... incontestado camino a otro campeonato.
22 numaralı ofansif beklerini daha önce sahalarda hiç görmemiştik.
Su corredor, el número 22, no había sido visto antes.
İnanılır gibi değil. Averaj takımı denilen Woodlawn Colonels, eyaletin bir numaralı takımının - hemen ensesinde.
El marginado equipo de Woodlawn tiene... a los número uno del estado a sus pies.
Woodlawn'un genç ve acemi ofansif beki, eyaletin bir numaralı takımını tek başına tarumar ediyor.
El equipo número uno del estado está siendo derrotado fácilmente... por el joven corredor de Woodlawn.
Ufak, siyahi bir çocuğun gururla 22 numaralı formayı giydiğini gördüm.
Y vi a un joven de color, usando el número 22... con la cabeza en alto.
2164 numaralı Amtrak treni 4. perona yanaşıyor.
Llegando ahora por la pista cuatro, tren Amtrak 2164.
Tabii üç numaralı odada kalan el bombacısı askerle iletişime geçmemi istemiyorsanız şimdi gidip sabaha karşı yola çıkmanızı öneririm.
Y a menos que desees que se lo comunique al granadero de la habitación tres, sugiero que te marches ahora y que no estés por la mañana.
3 numaralı masaya.
Mesa para tres.
Buradaki gerçek şu, önceki kurbanlarımızın bir numaralı hedefiyiz. Arkadaşlarının, sevdiği insanların ve başımıza konan ödülü almak isteyen herkesin hedefiyiz.
El hecho de que de ahora en adelante, seremos objetivos de nuestras anteriormente víctimas, de sus amigos, sus seres queridos y cualquiera que busque sacar provecho de la recompensa, ninguno de los cuales, por cierto,
- 237 numaralı odada.
Habitación 237.
Pekala,... bunu 2 numaralı hücreye götürelim.
Bien. Llevémosla a la celda número dos.
Bence 3 numaralı hücre seni duyamıyor.
Creo que la celda tres no te puede oír.
Yürü be, 1 numaralı hücre!
¡ Bien hecho, celda uno!
- 3 numaralı hücre, 3 numaralı hücre.
- Celda tres, celda tres.
Hadi ama, 3 numaralı hücre.
Vamos, celda tres,
2 numaralı hücre, gördüğünüz üzere,... hapishane memurlarınız olarak,... 3 numaralı hücre mahkumlarının bugün öğleden sonraki örnek davranışlarından dolayı,... onlara lezzetli, besleyici ve çok özel bir yemek hazırladık.
Celda dos, como pueden ver... el personal penal ha preparado... una comida deliciosa, nutritiva y muy especial... para los maravillosos prisioneros de la celda tres... en agradecimiento a su buena conducta de hoy.
Bir kaç saat önce 2 numaralı hücrenin mikrofonundan kaydedildi.
Esto fue captado hace un par de horas... por el micrófono de la celda dos.
Bayan Marciano, 6 numaralı jüri üyesi oldunuz. Katip lütfen not alsın, Bay Jourd'hui gelişmelerden mesaj gönderilerek haberdar edilecek.
Srta. Secretaria, la próxima vez avisaremos al Dr. Jourd'hui del progreso del juicio por SMS.
- Ev yardımcısı. - 1 numaralı yedek jüri değil mi?
Asistente domiciliaria y eres la primer suplente.
Kubiack'la bahse girdik, bilirsiniz... 1 numaralı jüri.
Aposté con el Sr. Kubiak, el integrante del jurado Nº1.
2 numaralı, hiç konuşmayan jüri üyesini biliyor musunuz?
¿ Vio el jurado Nº2, el joven que no habla nunca?
Tanıkları dinlemeye başlamadan önce gelemeyen bir jüri üyesinin yerine 1 numaralı yedek jüri üyesi geçsin.
Antes de oír los testigos, vamos a proceder a reemplazar un miembro del jurado impedido por el primer suplente.
Ne söylediğini duydun mu, annemi dövmüştü ve bende onu dövdüğün için, bunu hak etmediğini söylemiyorum ama ofisimizdeki 1 numaralı kural dikkat çekmemektir.
¿ Te has enterado de lo que hizo? Llegó a casa bebido y le pegó una paliza a mi madre. No estoy diciendo que él no se merezca lo que le hiciste.
- 237 numaralı oda.
- Habitación 237.