Nüfusu traducir español
559 traducción paralela
Nüfusu 4500.
La población son 4,500 habitantes.
Thatcher'ın derdi, nüfusu 300 kişiden fazla olan yerleri kalabalık zannetmesi.
Para él, a partir de 300 habitantes, - es superpoblado.
- Son nüfus sayımına göre efendim... Billings'in 16.380 kişi nüfusu var. 16.000 mi?
- El último censo estima la población de Billings en 16 380 habitantes.
Benim dışımda sadece nüfusu artırmak için... gerekli olan her zamanki ikili vardı.
- No. Yo y los otros dos necesarios para el aumento de población.
Sivil nüfusu bilgilendirmek için kimileriniz haddinden fazla çalışıyor olabilir kimileriniz de bir paket sigarayı 20 adet sigaradan daha değerli bir şeye yatırarak savaş zengini olabileceğini keşfetmiş olabilir.
Puede que algunos sí lo pasen mejor de lo debido y ustedes lo saben y que algunos otros hayan aprendido, entre otras cosas a sacar de un paquete de cigarrillos algo más de lo que vale.
Bronx'un nüfusu ya da Yankee Stadyumunda geçen yıl kaç sosisli satılmış gibi.
Como la población del Bronx o las salchichas... que se vendieron el año pasado.
İnsanlar şovun devam etmesi için bir ülke nüfusu kadar insanın çalıştığını unutuyorlar.
A la gente se le olvida que el show necesita A tanta población para mantener el show.
İç bölgelerdeki kentlerin nüfusu bir gecede iki kattan fazla arttı.
De repente, las poblaciones del interior se multiplicaron.
1900'den beri nüfusu 30,000'dir.
"Desde 1900, su población ha permanecido constante, alrededor de 30.000 habitantes."
Tüm Amerikan nüfusu bu trenin yolunda mı?
¿ Está toda la población americana en la via de este tren?
Güçlüyüz, ama sayımız az. Sürekli olarak düşman bir nüfusu bastırmakla uğraşırız.
A pesar de nuestro poder estaríamos indefinidamente ocupados sofocando a una población hostil.
Bizi sadece insan nüfusu ilgilendirir.
A nosotros nos concierne solo la población civil.
En yüksek on dağ, sonra Portekiz'in nüfusu..... Yeni Zelanda'nın yıllık ortalama yağış miktarı...
Como las diez montañas más altas, la población de Portugal la media anual de lluvia en Nueva Zelanda...
Üst katların yerleşik nüfusu, sokağın etkisinden korunuyordu.
La población sedentaria de los pisos fue protegida de la influencia de las calles.
Nevers. Nüfusu 40.000.
Nevers. 40.000 habitantes.
- Bu ülkenin nüfusu 175 milyon.
- Hay 1 75 millones de habitantes.
1 Kasım 1959'da New York'un nüfusu 8,042,783'tü.
1 de noviembre de 1959. La población de Nueva York es de 8.042. 783 habitantes.
Başmüftü sizden Yahudi nüfusu yok etmenizi veya evlerinizi ve topraklarınızı terk etmenizi, sürgüne gitmenizi söylemişti.
El gran muftí os ha pedido que aniquiléis a los judíos o que abandonéis vuestras casas y tierras para seguir el agotador camino del exilio.
- "Nüfusu..." unuttum! - Bu bir yanlış anlama.
- "La población es..." ¡ Lo olvidé!
Nüfusu da çoğu ülkeden az.
Y con poca población.
24 milyon nüfusu var.
24 millones de personas.
Eski nüfusu devşirerek.
Suprimir la población local y reemplazarla por sus hombres.
Buraya geldiğimde tür nüfusu yüze yakındı.
Mi querido muchacho, cuando yo estaba aquí antes, la, lo que, la población total ascendía a, un mango de la gente, sólo un centenar.
Alfakent'in nüfusu ne kadar?
¿ Cuanta población tiene Alphaville?
Gezegenimizin nüfusu henüz iki milyarı aşmıştı.
La población del planeta apenas había superado los dos mil millones.
Şimdi, adanın nüfusu ne, lütfen?
¿ Cuál es población de isla, porfavor?
Yemin ederim bir daha 100.000'in altında nüfusu olan bir yere gitmem.
Te juro que no volveré a pisar una ciudad de menos de 100.000 habitantes.
Gerçekte ülkeyi demir yumruk ile yöneten öyle bir diktatör ki nüfusu 2 milyon olan yerli halkın yarısı açlıktan kırılıyor. Ayrıca halk okulsuz, hastanesiz kısacası hükümetin yapması gereken kamu alanları olmadan yaşamaya çalışıyor.
De hecho, es un dictador que gobierna con mano de hierro... y tiene a dos millones de nativos muriendo de hambre, sin colegios, hospitales ni ningún apoyo del gobierno.
Coridan'ın neredeyse sınırsız bir dilityum kristali varlığı var. Fakat nüfusu az ve korumasız.
Coridan tiene recursos casi ilimitados de cristales de dilitio pero está subpoblado y desprotegido.
Eski zamanlarda, nüfusu kontrol altında tutmak için gebe kadınları atmak için burayı kullanıyorlarmış, öyle diyorlar.
- Sí. Solían hacer saltar a las embarazadas desde aquí para controlar la demografía.
Eğer yanlış hatırlamıyorsam nüfusu yaklaşık olarak 3 milyar 724 milyon.
Población aproximada 3.724 millones si la memoria no me falla.
- Federasyonun erkek nüfusu.
- Los hombres de la Federación.
Nüfusu 38'e düşürerek, ütopyamız için mükemmelleştik.
Reducidos a una población de 38, somos perfectos para la utopía.
Tüm kasaba ve tüm nüfusu haritadan silindi.
El pueblo entero, toda la población desapareció.
1991 yılında dünyanın nüfusu böyle artarsa Çinliler çoğalacak.
- ¡ Calla! En 1991, si continúa el ritmo actual de crecimiento de la población... habrá el triple de chinos.
Göç yüzünden köylerin nüfusu azaldı.
Los pueblos serán deshabitados por culpa de la emigración.
Bu artışı insan nüfusu olarak düşünürsek,
Lo vemos en términos de seres humanos.
2000 yılında dünyanın nüfusu kaç olacak?
¿ Cuántos habitantes habrá en el año 2000?
Hindistan'ın tüm nüfusu on yıl içinde Ay üzerinde ikamet edecek hale gelebilir.
Toda la población de la India podría reubicarse en la Luna en 10 años.
Fakat yabani Om nüfusu büyük ihtimalle çoğumuzun sandığından çok çok daha fazla.
Pero seguramente existen Oms salvajes, en un número mucho mayor del que se cree.
Yabani Omların nüfusu düşündüğümüzden çok daha fazlaymış.
Hay muchos más Oms salvajes de lo que pensábamos.
Neredeyse bir ilçe nüfusu.
Eso sería casi una pequeña ciudad.
Nüfusu Aryan değildi. Slav ve Yahudilerden oluşuyordu.
La población no son arios, son eslavos y Judios.
Şehirde, Doğu Cephesi'nden gelen çok sayıda sığınmacı vardı. Şehrin nüfusu iki katına çıkmıştı.
( mujer ) Teníamos tantos refugiados quien había venido desde el frente oriental que en este punto la ciudad se había hinchado al doble de su tamaño.
" 7 Şubat gecesi, Lisieux nüfusu kulakları sağır edecek bir patlamayla uyandı.
" En la noche del 7 de febrero, la población de Lisieux Fue despertada por una explosión ensordecedora.
" 7 Şubat gecesi, Lisieux nüfusu kulakları sağır edecek bir patlamayla uyandı.
" En la noche del 7 de febrero, la población de Lisieux fue despertada por una explosión ensordecedora
Kristiania'nın nüfusu 135.000'di yargı, burjuva sınıfının elindeydi. Burjuvazi politikacılar tarafından korunmaktaydı. Dini açıdan, Protestanlardı.
De los 135.000 habitantes de Cristianía... los estratos dirigentes son la clase media, la burguesía... conservadores en política, Protestantes en religión.
Nüfusu ve bölgesel ekonomisi ile. ve diğer yollarla.
Y su población, es rica en lo económico y en otras formas.
1400 yılında dünya nüfusu 500 milyondu.
En el año 1400 había 500 millones de habitants en la tierra.
- Bu adanın nüfusu kaç acaba?
- ¿ Cuántos habitantes tiene la isla?
Nüfusu kaç?
- ¿ Población?