English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ N ] / Nıin

Nıin traducir español

51,283 traducción paralela
Demek ki El'in Iron Fist'le ilgili planını biliyordu.
Él debía saber lo que La Mano planeaba.
Bu kapının ardında El'in gerçek gücü yatıyor.
Detrás de esa puerta, está el verdadero poder de La Mano.
Ama bir gece Mary saat 2'de uyanıp yatakta yuvarlanıyor ve bir kasap bıçağını alıp doğrudan Abe'in göğsüne saplıyor.
Pero una mañana, Mary despierta a las 2 am, rueda por toda la cama, y hunde un cuchillo de carnicero justo sobre el pecho de Abe.
Bu "Frank'in Sıvıları" nın tamamına zarar verecek.
Esto va más allá de la cola, Dee.
Dennis sözde Maureen'i o gece görmemiş ama unutmayın ki Maureen, bir zamanlar Dennis'in...
Supuestamente, Dennis no vio a Maureen aquella noche, pero recordad que Maureen fue su
Belki de Deandra, kardeşini korumak için tasmayı takmak istemedi. Böylece Maureen'in hiç tasma takmadığını göstermiş olacaktı.
Quizá Deandra no quería llevar el collar para encubrir a su hermano y establecer que Maureen nunca llevó collar.
Ted'in şahitlik yaptığını demek zorunda mıydın?
¿ Por qué tenías que decirle que él estaba testificando?
Son nefesini vermeden önce Zeus bu adayı yarattı. Bizi dış dünyadan korumak ve Ares'in bulmasını önlemek için buraya sakladı.
Con su último aliento, Zeus creó esta isla para ocultarnos del mundo allí donde Ares no pudiese hallarnos.
Görünen o ki, 18'in batısındaki bir vadide iki uçağın da enkazı var.
Aparentemente, hay destrozos de ambos aviones... en un valle a varios kilómetros al oeste de la 18.
Video, engelleyen tüm araçların , Fleet Vehicles Mechanic'in ordusu tarafından yok edilecek,
Son impresionantes las imágenes de filas de autos destruidos... por una flota de vehículos militares.
Yankees'in dünya şampiyonasını kazanmasının ertesi sabahıydı.
Fue la mañana después de que los Yankees ganaron la Serie Mundial.
Mylene'in ikinci single'ının her yönüyle analizi.
Detalla lo del segundo sencillo de Mylene.
Strawbridge'in büyük büyük büyükbabasının Devrim Savaşı'ndaki tüfeği bilgi katedralimizin duvarında asılı.
El mosquete del tatarabuelo de Strawbridge de la guerra de la Independencia está en nuestra catedral del conocimiento.
Sadece, Shaolin Fantastic, DJ'lik yapar, MC Kitap sözleri söylerse Get Down Kardeşler'in Flash'in dediği gibi olacağını biliyorum.
Solo sé que con Shaolin Fantastic como DJ M.C. Books rimando, los Get Down serán lo que Flash dijo.
Partiye gidip Dan Franklin'in kavalını çalmak istiyorum.
Quiero ir a la fiesta para que pueda volar Dan Franklin.
Ve tüm bu karmaşanın içinde, bu adamı bulacaksınız. Venice'in rozetli tek detektifi.
Y en algún lugar entre el alboroto, encontrarás a este tipo el único Detective con licencia de Venice.
Steve'in kız kardeşi, kocası banka hesabındaki tüm paralarını alıp kaçtıktan sonra çok zor zamanlar yaşamış.
La hermana de Steve ha caído en tiempos difíciles después de que su esposo se fue y vació su cuenta bancaria.
Dışarı çıkıp Yahudi Lew'in duvarına bu resimleri yapan adamı bulacaksın.
Vas a salir y vas a averiguar quien está pintando estos murales en las paredes de Lew el Judío.
... Çinliler teklifinden vazgeçsin sen de daha ucuza satın alabil diye Yahudi Lew'in binasını boyaması için tuttuğun Salvatore Lopez'in yeminli beyannamesi var.
El artista del grafiti que contrataste para pintar todos los edificios de Lew el Judío, para que los chinos redujeran su oferta y tú podrías comprar por menos.
Öncelikle şu DJ'in kartını falan vermeniz gerek dostum.
Bien, bien, lo primero... Tienes que darme la tarjeta para ese DJ, hombre.
Cornwallis'in köleyle doldurulmasını düzenleyen adam olarak Sör Stuart Strange'in adının zikredildiği bir açıklama yazmanızı istiyorum.
Quiero que escribáis un informe señalando a Stuart Strange como responsable de los envíos de esclavos.
Anladığıma göre zavallı, tatlı Godfrey'in de bir beyanat yazmasını istemişsin.
Entiendo que pedisteis al pobre y dulce Godfrey que escribiera un informe también.
Sükûtumun ve Godfrey'in beyanatını yakmasının karşılığı bu.
Esto es a cambio de mi silencio y de que Godfrey queme su informe.
James'in çamurda uyuduğunu ve Winter'ın da yanında uzandığını görmüş.
Vio a James durmiendo en el barro y a Invierno a su lado.
Bay Delaney Cornwallis'in batışıyla ilgili ifade bıraktığını yazmış. Doğu Hindistan katibi Godfrey'in de beyanı varmış.
El señor Delaney dice que ha dejado su informe sobre el hundimiento del Cornwallis y el informe del funcionario de las Indias Orientales, Godfrey.
Bu dul, James Delaney'in ölümü halinde Nootka'nın tek mirasçısı olacak.
Esta viuda tendrá derecho exclusivo sobre Nootka en el caso de la muerte de James Delaney.
Bunun Şeytan Delaney'in işi olduğu tüm Wapping Wall'a yayılsın.
Haz que se sepa por todo Wapping Wall, que ha sido un trabajo del diablo Delaney.
Sen sadece bu bilgi Şirket'in değil de bizim kulağımıza geldiği için şanslısın.
Solo tienes suerte de que sea nuestro informante el que ha meado en la olla y no el de la Compañía.
Efendiler Delaney'in fabrikasının yerini biliyoruz.
Caballeros... tenemos la fábrica de Delaney.
1804 Temmuzunda karaya oturduğu esnada Doğu Hindistan şirketi gemisi Cornwallis'in ambarını çivilemek için kullandığınız çivi türünden bir numune.
Un ejemplo del tipo de clavo que usasteis para sellar la bodega de carga del barco de la Compañía de las Indias Orientales, el Cornwallis, cuando encalló... en julio de 1804.
Antigua Jumby Körfezi'ndeki kardeşine ait bir şeker plantasyonuna gitmek üzere Cornwallis'in köleyle doldurulmasını düzenleyen adam olarak Sör Stuart Strange'in adının zikredildiği bir açıklama yazmanızı istiyorum.
Quiero que escribáis un informe, señalando a sir Stuart Strange como el responsable que organizó el cargamento de esclavos en el Cornwallis con destino a una plantación de azúcar en Jumby Bay, Antigua, propiedad de su propio hermano.
Evet ama Sör Stuart'ın Cornwallis'in batışı hakkında gerçekleri sakladığı toplantıda bulundun.
No, pero estuviste presente en la reunión durante la cual sir Stuart ocultó los hechos sobre el hundimiento del Cornwallis.
Bu dul, James Delaney'in ölümü halinde Nootka'nın tek mirasçısı olacak.
Esa viuda será la única heredera de Nutka si muere Delaney.
Az önce yaktığınız mektupta Horace Delaney'in dul eşi olarak Nootka Boğazı'ndaki ticaret merkezinin de yarısına sahip olduğum yazıyordu.
El papel que has quemado también dice que, como viuda de Horace, el punto comercial de Nutka también me pertenece al 50 %.
Bırakın da geri kalanlar Shakespeare'in tadını çıkarsın!
¡ Y deja a los demás disfrutar de Shakespeare!
Willy, Glen'in çamaşırını yıkıyordu.
Willy le lavaba la ropa a Glen.
Glen'in ayakkabılarını boyuyordu.
Le lustraba los zapatos a Glen.
Memnun oldum Jeanie. Paris'in tadını çıkarıyor musunuz?
Encantado. ¿ Está disfrutando de París?
- Ed'in nasıl olduğunu sormadın.
- No me preguntaste cómo estaba Ed.
Baltimore Üniversitesi'nde bir miting düzenledi ve yeni kurduğu örgüt olan Amerikan Ateistler'in tanıtımını yaptı.
Hizo campaña en la Universidad de Baltimore para promover su nueva organización, Ateos Americanos.
Billy Graham'in çenesini harika bir şekilde kapattınız.
Me encantó cómo hizo callar a Billy Graham.
Ama Amerikan Ateistler'in çok fazla sırrını biliyorum.
Pero sé muchos secretos sobre Ateos Americanos.
Madalyn'in 50 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren Amerikan Ateistleri Derneği kilise ve devletin ayrılması için mücadelesini sürdürüyor.
Fundada hace más de 50 años, Ateos Americanos de Madalyn continúa su lucha para separar la Iglesia del Estado.
Bhallaldev'in hükümdar olacağı. şanlı Mahishmati Krallığının sınır bölgesi içerisindedir. "
Este glorioso reino Mahishmati del cual Bhallaldev... Será el único soberano. "Que Mahishmati siempre sea indestructible..."
Bhallaldev'in vahşeti sınır tanımadı.'
Las atrocidades de Bhallaldev no tenían límites.
Bhallaldev'in ordusunun yarısı kale, Mahendra'nın içindedir.
La mitad del ejército de Bhallaldev está dentro de la fortaleza, Mahendra.
Peter bize Jeep'in anahtarını verdiğinde başladı. Claudia'nın Jeep'i.
Peter nos dio las llaves del Jeep y encendió de inmediato.
Karşılarınızda, Ev'in Jack'i..
Soy yo, el Jack de Ev.
Charles Vane'in intikamını almak istediği yönündeki istihbaratımız doğruysa hırslı bir şekilde savaşacaktır.
Si nuestra información es correcta y él busca venganza por la muerte de Charles Vane, hoy luchará con pasión.
Flint'in adamlarından mısın?
¿ Eres uno de los próximos a Flint?
Vane'in şu an beni yukarıdan izleyip, bütün gücüme rağmen ölümünün intikamını alamayışıma şahit olabileceği düşüncesi var ya işte bu uğrunda hayatımı riske atabileceğim bir şey.
La idea de que él pueda estar viéndome desde arriba en este momento y descubra que no hago todo lo que puedo para que alguien responda por su muerte, eso es algo por lo que sí estoy dispuesto a arriesgar mi vida,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]