Odeon traducir español
40 traducción paralela
Odeon'da bulduğum harika bir adam getirdim.
He invitado a un hombrecito precioso que levanté en el Odeon.
Odeon 84-00
- ¿ Qué número es? - Odeón 84, 00. - Odeón 84..
Odeon sinemasındaki filmi gördün mü?
Dan una película en el Odeón.
KATMANDU ODEON'DA GELECEK HAFTA Bu sinema gururla sunar. Bir 20th Century Foş yapımı :
Este cine está orgulloso de presentar una producción de la 20th Fox...
Leicester Square Odeon'un karşı tarafında olacağım, 4 : 00'te. Tamam mı?
En el Odeon de la Plaza Leicester, a las 4 : 00.
Tahmin edersin provadan geliyoruz. Sen kendi adına konuş, Jean-Loup.
En el Odeon los colocan en los palcos laterales, y si no van,
İyi ama Marion, Arlette'i bekleyelim.
- Haremos como en el Odeon. - Los meteremos en los palcos.
Odeon'da kenar locaları verirlerdi. Boş kalınca kötü durmazdı. Biz de öyle yapalım.
- Sí, porque aparte del dinero, me han quitado mi cartilla de razonamiento, mi documentación,... el carnet del comité y el pase para circular de noche.
Odeon Sinema'sı kapısına yaklaşırken sizinle birlikteyiz
Hacia la entrada del cine Odeón Para la gala de esta noche.
Evet sevgili izleyenler, Kraliyet arabası bu geceki gala gösterisi için Odeon Sineması'nın girişine yavaşça geliyor.
Y aquí tenemos al coche real, que se acerca lentamente hacia la entrada del cine Odeón para la gala de esta noche.
- Hadi kızım. Bir an önce gitmemiz lazım.
Iremos al Odeon por una hamburguesa y vodka.
Odeon'un Seks Panteri.
Se llama Pantera del Sexo, es de Odeón.
Gençlerin aşk rüyaları. Eminim her Cuma, Odeon sinemasına gidiyorsunuz.
Apostaría que los dos van al cine cada viernes.
Londra'nın ünlü sahnesi Hammersmith'te buluşuyor olsak da ben sakin olmalıyım.
Pero debo mantener la calma, aún cuando lo entrevisto en el escenario de la famosa sede de Londres, el Hammersmith Odeon.
Seçim yapmak zor ama herhalde çok eski hayranları olduğum için Bruce Dickinson'la Hammersmith sahnesindeki röportajdı herhalde.
Es difícil escoger, pero yo diría, probablemente, dada mi larga historia como fan de la música, entrevistar a Bruce Dickinson de Iron Maiden, en el escenario del Hammersmith Odeon, con el balcón como fondo.
Ama Hint sinemasına bayılıyor.
Sí, pero adora el cine Odeon.
Hakiki karanlık Hint sinemasına.
El cine Odeon muy oscuro.
Hey, hey, Odeon. Kral Argotron'a yol açın.
Oye, Odeon. ¡ Abran paso al rey Argotron!
Bu da Hammersmith Odeon'dan.
Esto es del Hammersmith Odeon.
Milyonlar kazanıp, Hammersmith Odeon'u çalarken...
Cuando hemos hecho nuestros millones y estamos jugando el Hammersmith Odeón...
Siz üçünüz gidip Odeon'da bayağı bir şeyler izlesenize.
¿ Por qué no van ustedes tres a ver una obra al Odeon?
İngiltere'de kayda başladık, orada başarılı olmaya başladık ve oraya gidip listelere bir şarkı sokmayı başarmak ve Hammersmith Odeon'da çalmak gerçekten sevindiriciydi, çünkü bizim bütün kahramanlarımız ingiliz müzisyenlerdi.
Estábamos comenzando a grabar y a tener éxito en Inglaterra, viajar hasta allí, tener una canción en la lista de éxitos y tocar en el Hammersmith Odeon fue muy gratificante porque todos nuestros ídolos eran roqueros ingleses.
Biz Odeon lunched.
Almorzamos en el Odeon.
Jean-Michel babası oldu. Biz Odeon lunched. Jean-Michel babası oldu.
El padre de Jean-Michel estaba allí.
Odeon'a gidip menüdeki her şeyi ısmarlayalım, ne dersin?
¿ Quieres ir al Odeón y pedir todo lo que haya en el menú?
Odeon'da toplu gösterimi var.
Hay un pequeño festival de sus películas en el Odeón.
İlk konsere gittiğim zamanı hatırlıyorum da, INXS, Hammersmith Odeon.
Sí, recuerdo mi primer concierto. INXS, Hammersmith Odeon.
Beatles'ı, Hammersmith Odeon'da... çalarken görmüştüm. Yardbirds'te tırmanmaya çalıştığım dönemdi.
Vi a los Beatles tocar en el Hammersmith Odeon cuando yo era el último mono en los Yardbirds.
Odeon'da yeni gösterime giren filme kimler gitmek istiyor?
Así que, ¿ quién quiere ver el nuevo talkie que acaban de abrir en el Odeon?
Ve sonra Odeon'da bir gece Janice Dickinson sırtına bir eyer takmıştı ve John Belushi üstüne binmiş onu restorantda at gibi sürmüştü.
Y aquella vez en el Odeon donde Janice Dickinson se puso una silla de montar, y John Belushi la montó por el restaurante como si fuese un caballo.
Odeon'a gidiyoruz.
Vamos a ir al Odeon.
Bana Odéon 4380'i bağlayın.
Pónganme con Odeón 4380.
- Buralarda, Odéon yakınlarında.
- En el barrio, cerca del Odeón, pero no sé bien dónde.
Mayis 1968'de, bekar C.G.T. isçileri isçilerin fabrika girislerini engellediler gece ve gunduz Sorbonne'da ve Odéon'da oğrencilerle kaldilar.
Pensar siempre en esta cuestión. En mayo 68, los obreros no casados cegetistas por la mañana impedían... que los estudiantes entraran en las fábricas y por la noche... iban a tirarse a las estudiantes a la Sorbona y al Odeón.
Onu da seviyorsun ya... veya Odeon sinemasındaki şu bahsettiğin Uzay 1 filmine gidebiliriz.
Sino, podemos ir al Odeón para ver la del espacio.
Arkadaşlarımın çoğu kendilerini Odéon'dan Sorbonne'a yürüyenlerin arasına kaptırmıştı.
Para la mayoría fue una locura completa... Ibamos de la Sorbona al Odeón pasando por Suresnes...
Sanırım şans eseri.
Estabas en un restaurante de Place de I'Odéon con Josiane, la maquetadora.
Odéon 18 aralık, iyi mi?
¿ Odeón 1-8-1-2...?
Odéon Tiyatrosu'ndan canlı yayınla France Musique ekranlarınıza, bestesi genç besteci Henri Polmier'e librettosu ( opera güftesi ) Florence Erenberg'e ait Carmen rolünü Léa Landowsky ve Don José'yi Frédéric Van Heyden'in canlandırdığı Carmen Oui "'yi getiriyor.
En vivo desde el teatro Odéon, France Musique les trae "Carmen Oui" del joven compositor Henri Polmier, libretto de Florence Erenberg, en el papel de Carmen, Léa Landowsky y como Don José, Frédéric Van Heyden.
"Kiriko'nun bulunduğu yer Odeon Sineması, Naruhama Hastanesi"
En el cine Odeon, Hospital Naruhama. "