Odie traducir español
1,653 traducción paralela
Temiz hava seven, ama Çin yemeğinden nefret eden biri.
Alguien a quien le guste el aire fresco, pero odie la comida china.
Kitaplar, 500 sayfa olabilir. Bir kez başladığımda, nefret bile etsem, bitiririm onu.
Puede ser un libro de 500 páginas pero cuando lo empiezo, aunque lo odie, lo termino.
Hepinizin çalışma vizesi vardır herhalde. Evrak işlerini hiç sevmem.
Sólo estoy suponiendo - y sus visados de trabajo estarán en regla, lo que hace que odie el papeleo, así que,...
Bunu söylemekten nefret ediyor olsam da, adam masum.
Así que, aunque odie admitirlo, esta en lo correcto.
Yeni Samantha'nın bu yanları, senden nefret etmeme neden oluyor.
Pero parte de esta nueva Sam hace que realmente te odie.
Ondan ders aldım. Ve hiç sevmedim.
Asistí a su curso y lo odie.
Erkek arkadaşlarından oral seksi sevmeyen var mı hiç?
Tus amigos, ¿ Hay alguno que odie el sexo oral?
Geziden döndüğümüzde de, Otani'den nefret ettirecek bir şeyler düşüneceğim.
Y cuando vuelva voy a buscar cosas que odie de Otani.
Sizden nefret etmememi söyledi.
Me dijo que no lo odie.
Sen orduya katıldığında, baban yanımdaydı.
Cuando entraste al ejército, odie a tu padre.
Kabul etmek istemesem de, her şeye bu kadar hazır konması beni kıskançlık krizlerine sokuyordu.
Por mucho que odie admitirlo, supongo que estaba celoso por como todo era mas facil para el.
Beni senden nefret eder hale getiriyorsun ve ben senin yüzünü görmek istemiyorum...
Estás consiguiendo que te odie. No quiero volver a verte...
Her ne kadar bu işi sevmesem de... bu saçmalığa tercih ederim.
Por mucho que odie ese trabajo, es preferible a esto.
Yalanlarından ve aldatmasından nefret etmeme rağmen, onu hala seviyorum.
Aunque odie sus mentiras, engaños... Aun le quiero.
Ben, birbirlerinden nefret etmesi için herkesi isterim..
Quiero que todo el mundo se odie..
Oh sevgili Catherine, eminim ki yaptığın hiçbir şey senden nefret etmeme neden olamaz, Henry'nin de öyle.
Catherine, estoy segura de que nada hará que te odie, y Henry tampoco.
Bu arada, bilin diye söylüyorum. Daha da haz etmediğim şey, kendinize bahaneler bulmanızdır.
Por cierto gente, para que todos sepan no hay nada que odie más, que el que inventen excusas
Mesela, kalpsiz, muhafazakâr, kişisel silahlanmayı destekleyen, yasadışı göçmenlerden nefret eden, kendini üstün gören, Karl Rove'un küçük göğüslü hali olan bir ahmak olmasına rağmen, Elliot'a yardım edebilirim.
Por ejemplo puedo darle una mano a Barbie pese a que sea una insensible. Defienda la guerra en Irak, respalde la ANR y que odie a los inmigrantes y sea una loca autosuficiente, básicamente una con pechos pequeños.
Sanırım benden nefret etmesini sağlamada başarılı oldum.
Creo que he conseguido que me odie.
Julie'nin benden nefret etmesini önleyecek bir koku yok.
No veo como esto hará que Julie... no me odie más.
Kendinden nefret ettiren cinslerden...
Es uno de esos tipos que hacen que uno lo odie,
Belki Yahudi düşmanıdır amınakoyayım.
Tal vez odie a los judíos, No lo sé,
Hatta belki benden nefret bile ediyor.
Quizás incluso me odie.
Benden nefret edene kadar Naomi'yle çıkmalıyım.
Debo fastidiar a Naomi hasta que me odie.
Ne yapmaya çalışıyorsun onu kendinden nefret ettirmeye mi?
¿ Qué intentas conseguir? ¿ Que ella te odie?
Kabul etmek istemesem de galiba William insandan iyi anlıyordu.
Aunque odie admitirlo quizá William era bueno juzgando el carácter.
Benden nefret etmesini istemiyorum Geri kalanını benim anlatmama izin ver
No quiero que me odie. Déjame contarle el resto.
Vücudu, John Mayer'ın deyimiyle ölümcül olan, benim için ise cennet olan kız arkadaşımın babasına soruyu sormak mesele.
Me intimida pedírselo al padre de la chica cuyo cuerpo aunque odie citar a John Mayer, es una maravilla.
Çünkü bunlar babanın benden nefret etmesi için hazırladığım büyük planın bir parçasıydı.
Todo esto forma parte de mi plan maestro. para conseguir que tu padre me odie.
Eh, sizi rahat bırakayım bari, her ne kadar hüpletip kaçmaktan... nefret etsem de.
Bueno, te dejaré tranquila por más que odie sorber rápido y huir.
Daima yapbozlardan nefret etmişimdir.
Siempre odié los rompecabezas.
- Hoşlanmadım diyemem.
- No lo odié.
Yıllar boyu senden nefret ettim, Jerry.
Te odié durante muchos años, Jerry.
- O hıyardan hep nefret etmişimdir.
- Siempre odié a ese tipo.
Orada bu işten nefret ettim.
Odié ir allá.
Büyük kavgalar ettik.
Yo nunca la odié.
Sesler benzeyebilir..
Siempre odié ese juego.
Senden hep nefret ettim, Kaptan Jack Swallows.
Siempre te odié, capitán Jack Mamón.
Geçen her dakika senden daha çok nefret ettiğimi biliyor musun?
¿ No sabes como te odié cada minuto?
Julie'yi üzmekten nefret ediyordum, o yüzden ona babamdan bahsettim. Ve yoluma çıkan Gorman gibi tüm ilkel insanlardan. Ve aniden, onun için artık bilmece değildim.
Odié haber molestado a Julie, así que le conté sobre mi padre... y Gorman y todos los demás neandertales que siempre se metieron en mi camino y de repente dejé de ser un acertijo para ella
Gittikten sonra babamdan nefret ettim.
Y odié a mi padre después de que se marchara.
Paris'e ilk geldiğimde ondan nefret etmiştim.
Cuando llegué a París, lo odié.
- Başta nefret ettim. Sonra hoşuma gitti.
Sí, primero lo odié, y luego me gustó.
Sonra yine nefret ettim. Sonra azdım, sonra dalmışım zaten.
Y luego lo odié de nuevo, y luego me excité, y luego me dormí.
Bilmem.Pişman olmadım.
No sé. No lo odié.
Gamlardan da hep nefret ederdim.
Siempre odié las escalas.
Filmi beğenmedim diye başkalarının da beğenmeyeceğini düşündüğüm için özür dilerim.
Bien, lamento haber asumido que otras personas odiarían la película sólo porque yo la odié.
O ukala yaratıktan, tanıştığım an nefret ettim.
Odié al pequeño arrogante desde que me lo presentó.
Bak, bunu söylemekten nefret ediyorum ama, Zelenka hatasız bir kul değil.
No, el peor escenario es que ambos leamos los números mal usemos un montón de energía y la ciudad no se sumerja en absoluto. Mira, tanto como odie decirlo, Zelenka no es infalible.
Patti'nin büyümesinden hep nefret ettim.
Siempre odié que Patty fuera a crecer.
Yaşadığım süre boyunca hep mezarlıklardan nefret etmişimdir.
Siempre odié los cementerios en vida. REX VAN DE KAMP 1 962-2005 AMADO ESPOSO Y PADRE