Okumadım traducir español
1,519 traducción paralela
Eğer o uyarı okumadım Ne demek istiyorsun?
¿ Cómo que no leyó la advertencia?
Kitabı okumadım ama böyle saçmalıklarla dolu.
Nunca leí el libro. Está lleno de basura.
Bende okumadım.
- Yo tampoco lo hice.
Bütün notları okumadım, ama bildiğim kadarıyla varlık bir enerji.
No he leído todas las notas, pero lo que sé es que la entidad es energía.
Bütün girişi okumadım çünkü inanılmaz derecede uzun ama bizim adamımız bu herhâlde.
He leído todas las entradas, y son increíblemente largas pero este se parece a nuestro chico.
Yemek hakkında kitap hiç okumadım, ama şimdiye dek gayet iyiyim bu beslenme konusunda.
Nunca leere un libro en la comida, aun estoy bien alimentado.
- Bilmiyorum.Okumadım daha.
- No lo sé. No la leí.
Sana hiç martaval okumadım, değil mi?
No te voy a mentir, ¿ de acuerdo?
Babamın kitaplarını hiç okumadım.
No he leído ninguno de los libros de papá.
Yıllardır kitap okumadım ama bu kitabı bir ara okumam gerekecek.
Tendré que leerlo uno de estos días, aunque no he leído un libro en años.
Hiç Danielle Steele okumadım.
¡ Nunca la leí!
Hiç Danielle Steele okumadım.
Nunca leí a Danielle Steele.
Ben okumadım bile.
No, no lo he leído.
Senin okuduğun kitapları okumadım ama bu arkadaşlıktan ileri.. Senin için de öyle..
Yo no seré tan instruido como tu pero se que era algo más que una amistad.
Onu okumadım ama buluşmalar için kullandım.
No las leí, pero las usé para negociar.
Henüz okumadım ama okuyacağım. Çünkü Sven'i ormana göndereceğim.
No lo he leído aún, pero lo leeré, porque pienso mandar a Sven a la selva.
Hayır, okumadım.
No, no lo he leído. ¿ Por qué?
- Hayır, okumadım.
- No, No lo hice.
Ben "yasak kalktı" dan sonrasını okumadım.
Dejé de leer luego de "descongeladas".
6'ıncı sınıftan beri okumadım.
No la he leído desde el sexto grado.
Mektubu okumadım.
No leí tu carta.
Daha okumadım.
No la he leído.
Yatmadan önce asla hikayeler okumadım, sizi asla pikniğe götürmedim.
Nunca te lei esos cuentos, Nunca te llevé a esos picnics
Okumadım bile. Ölmüştü.
Ni siquiera lo leí hasta que ella murió.
- Henüz okumadım.
Todavía no la leo. ¿ Todavía?
- Dedikodu sayfasını okumadın mı?
- ¿ Acaso no leíste la página 6?
El kitabında, iyi bir eşin, kocasının ölümüyle nasıl baş edeceği kısmını okumadın mı?
¿ La guía no dice que una buena esposa... debe seguir adelante aun tras la ausencia del esposo?
Bana vermiştin. Okumadıkça, arkadaşın olamayacağımı söylemiştin.
Me lo diste tú y me dijiste que no podría ser tu amigo hasta que lo leyera.
Siz kara cahillerden hiç biri Günden Geceye'yi okumadı mı?
¿ Ninguno de vosotros, analfabetos, ha leido "Larga jornada hacia la noche"?
Başka hiçbir erkek... Hiç kimse sana şiir okumadı... ya da senin için küçük bir parça çalmadı mı?
¿ Quieres decir que ningún hombre, nadie nunca te leyó un poema o tocó música para ti?
Notları okumadınız mı?
¿ No leyó el memorándum?
Yardımcı kitabı okumadın mı?
- ¿ No leíste Los Apuntes de Cliff?
Sen hiç Walden Pond'u okumadın mı?
¿ Alguna vez leyó "Laguna Walden"? Ahí está todo.
İş planımı, referans mektuplarımı okumadınız mı?
¿ Pero no leyó mi plan de negocios o mis cartas de recomendación?
Gazeteleri okumadın mı?
¿ No leíste los periódicos?
Tanık RHT'yi okumadığını zaten söyledi, sayın yargıç.
El testigo acaba de decir que no ha leído el M.D.E., Su Señoría.
- Okumadınız mı?
- ¿ No los leyó?
1 0 yıllık savaş süresince hiç gazete okumadınız mı?
¿ No leyó los periódicos durante esos 10 años de guerra?
Kayıt tablolarını hiç okumadın mı?
Has leído alguna vez el número arriba de las páginas
Bir şeyler okumadığım zamanlarda kendimi çok gergin hissederim.
Me pongo nervioso cuando no estoy leyendo algo.
Yani okumadın mı?
- ¿ No leíste nada?
Mektubu okumadınız mı siz?
¿ No leyeron la carta?
- Hayır, okumadım.
¿ Lo leyó? No.
Bugünkü gazete de deprem hazırlıkları ile ilgili bölümü okumadın mı?
¿ No leíste el artículo sobre la preparación para terremotos?
Bana haklarımı da okumadınız.
Nunca me leyeron mis derechos.
Sun Tzu'nun Savaş Sanatı'nı hiç okumadınız mı?
¿ Leyó El arte de la guerra de Sun Tzu?
Gönderdiğim çekteki notu okumadın mı Larry?
¿ Leíste el memo del cheque que te envié, Larry?
Okumadın mı?
- No lo has leído.
Ve masanın altında... Hiç okumadığım ama atmaya da kıyamadığım altı aylık dergiler var.
Y lo que hay debajo de la mesa es las revistas de seis meses que jamás leeré, pero que no quiero tirar.
Sana hiç okumadı mı?
¿ Nunca te lo leyó?
Onu okumadın mı?
No lo has leído..