Okuyacağım traducir español
1,711 traducción paralela
- Yazdıklarımı okuyacağım.
- No, lo hare.
O ne yaptı? "Gazetecilik okuyacağım" dedi, anarşist oldu.
Y se ha convertido en un periodista anasquista.
Ben biraz okuyacağım.
Voy a leer un rato.
Henüz okumadım ama okuyacağım. Çünkü Sven'i ormana göndereceğim.
No lo he leído aún, pero lo leeré, porque pienso mandar a Sven a la selva.
Ben görev listesini okuyacağım, dinleseniz iyi olur.
- y será mejor que escuchen. - Rotem y Yedida, sector 1.
Önce ben okuyacağım.
¡ Yo lo leeré primero!
- Senin canına okuyacağım.
Voy a darte una patada en el culo. ¡ Hijo de puta!
Burada kalacağım ve bir şeyler okuyacağım.
Yo voy quedarme aquí leyendo.
Kısa ve ağırbaşlı bir tören olacak. Sizin de birkaç şey söylemenizi umuyorum. Ben de bir şiir okuyacağım.
Bueno, sólo va a ser una ceremonia breve y solemne y esperaba que pudieran decir unas palabras y, yo voy a leer un poema.
Mektubumu okuyacağım.
Me voy a leer la carta.
- Tamam, okuyacağım.
- Leeré el guión.
Yarın Point Dume'a okuyacağım.
Mañana voy a hacer una prueba para "Point Dume".
Okuyacağım dedim.
He dicho que lo leeré.
Okuyacağım.
Lo leeré.
Kastettiğin buysa, canına okuyacağım.
Soy su lameculos particular, si te refieres a eso.
En azından garanti ederim ki teklifinizi okuyacağım ve size hızlı ve adil bir haber vereceğim.
Te prometo leer tu propuesta y darte noticias rápidamente
Şimdi o silahı at sana haklarını okuyacağım.
Ahora, arroje su arma y le leeré sus derechos.
Tamam, Numarayı sana okuyacağım.Hazır mısın?
Bien, voy a leerte los números. ¿ Lista?
Bridgette, bebeğim, dişlerini fırçala ve uyumak için hazırlan.gelip sana kitap okuyacağım.
Bridgette, ve a lavarte los dientes y métete en la cama. Iré luego a leerte un libro.
Yolladığınız şartları okuyacağım.
Leeré las listas de enfermedades que entregaron.
Demeye çalıştığım, şu kağıtları çevirdiğimizde per çıkarsa, senin canına okuyacağım.
Lo que trato de decir es esto : Si damos vuelta esas cartas y él tiene un par de cualquier cosa... tu trasero será igual al de la muerte.
Sonra şunları okuyacağım, mekik çekeceğim, klarnet çalmayı öğreneceğim.
Luego leo eso, hago unas abdominales y aprendo el clarinete
- Yukarı çıkıp kitap okuyacağım.
Me voy a leer arriba.
Tamam, bunları sonra kesinlikle okuyacağım.
Sí, definitivamente lo leeré más tarde.
Üniversiteyi orada okuyacağım.
Ahí es donde iré a la universidad.
Bu arada bende senin koltuğunda bir şeyler atıştıracağım. Bir erkeği yürüyerek nasıl eritirsinizi okuyacağım. Kötü adamımızın buraya gelmesini bekleyeceğim.
Me sentaré en su sala, aprenderé a derretir a los hombres con un nuevo andar y esperaré a que el culpable se entregue.
Elimden geldiği kadar çabuk okuyacağım.
Voy a leerla tan pronto pueda.
O gelene kadar ben arabada bir şeyler okuyacağım.
Voy a leer en el coche hasta mientras.
Tuvalette oturup dergi okuyacağım.
Me sentaré en en inodoro a leer comics.
Sıradaki grup bunu okumamamı istedi... ama lanet olsun yine de okuyacağım... çünkü yazan bendim... ve bunlar gerçek.
El, eh, siguiente conjunto me pidió que no leyera esto... pero, maldita sea, lo voy a leer de todos modos... porque yo lo escribí... y es la verdad.
Önce sana meydan okuyacağım.
Te desafío a pelear.
-... canına okuyacağım...
-... pero te patearé el...
Ve onlara bu kitabı okuyacağıma söz verdim, o yüzden gitmem lazım. Güle güle!
Y prometí leerles este libro, así que me tengo que ir. ¡ Adiós!
Bildiğimi okuyacağım
Aguantaré donde estoy
Bildiğimi okuyacağım
No me echaré para atrás
- Güzel. Ne zaman okuyacağım?
- Qué bien. ¿ Cuándo puedo leerlo?
Senin canına okuyacağım, ahbap!
¡ Voy a matarlo!
Pekâlâ, bunları iki hafta içinde okuyacağım ve sonra notlarınızı ve değerlendirmemi alacaksınız.
Entonces, leeré esto, y en dos semanas, Uds. recibirán una nota y una evaluación.
Size meydan okuyacağım.
Voy a desafiarlos.
Peki, okuyacağım.
Yo leeré las páginas.
Götürün şu pisliği buradan! Yoksa canına ben okuyacağım!
Saquen a esa basura de aquí antes de que lo patee yo mismo.
Bugünden sonra, okuyacağım gazeteyi kendim alacağım.
A partir de ahora compraré el periódico yo mismo.
Şimdi senin canına okuyacağım, seni küçük kokarca.
¡ Te voy a dar una paliza, desgraciado!
- Timsah. Sakince okuyacağım.
- "El Cocodrilo".
Hemen okuyacağım.
Lo leeré ahora mismo.
Müsveddelerini okuyacağım.
Leeré tu manuscrito.
Birinin onu okuyacağını sanmazdım.
No sabía que alguien había leído eso.
Okuyacağın mürekkep Kendi gözyaşlarım olacak Bu gece, başka bir dua ediyorum
Quiero decirle a su majestad la felicidad y el orgullo que tengo haberle servido y haber servido a Francia
Seni hala ne kadar sevdiğimi yazmıyorum Ve uyuduğumdaki tüm hıçkırıklarımı Okuyacağın mürekkep
Yo lo se Señor Cardenal estese en paz
Ve uyuduğumdaki tüm hıçkırıklarımı Okuyacağınız mürekkep
He aquí, todo lo que di me encomiendo a Dios
Okuyacağım.
Lo compraría.