Olaf traducir español
553 traducción paralela
Hanake ; O-Take San'ın hizmetçisi, Olaf J. Anderson, Eva.
Olaf J. Anderson Eva
Olaf J. Anderson.
Olaf J. Anderson.
" Olaf, sen çok değiştin.
" Olaf, has cambiado mucho.
"Çok geçmeden eve döneceğiz, bu yüzden Olaf Anderson'un bu Japon kızıyla evliliğini onaylayamam!"
" No puedo aprobar el casamiento de Olaf Anderson con esta japonesa, porque va a retornar pronto a su hogar!
"Olaf, beni asla terk etmez!"
"Olaf nunca me dejará..!"
Sevgili Olaf, genç karını üzmen, hoş bir şey değil. "
"Mi querido Olaf, no es muy amable retornar a tu mujercita infeliz."
" Çabucak geri gel Olaf...
" Regresa rápido Olaf...
"Benim hiçbir şeyim yok, fakat kocam Olaf Jens Anderson, yakında geri dönecek, o zaman kesinlikle paranızı alırsınız!"
"No tengo nada, pero mi esposo, Olaf Jens Anderson, volverá pronto, y tendrá su dinero!"
Ben, Olaf Anderson'la evliyim.
Soy la mujer de Olaf Anderson.
Heinrich V. Rahner, Olaf Tystendal et Bernard O'Connor, uzayda kaybolan yiğit öncüler. Büyük bir amaç için yaşadılar ve onun uğruna öldüler. ONLARIN ŞEREFLİ ANISINA
Karl Petersen Heinrich von Rahner, Olaf Tystendel Bernard O'Connor Intrépidos pioneros de la aeronáutica que no regresaron de su viaje al Universo.
Olaf, onun için yiyecek bir şeyler ayarla.
Olaf, ocúpate de que coma algo.
Elbette Olaf.
Sí, claro, Olaf.
İyi geceler Olaf.
Buenas noches, Olaf.
Olaf'a onu getirmesini söyle.
Pídele a Olaf que la baje.
Olaf, onu yukarı çıkar.
Olaf, llévala arriba.
Olaf, ben burada kalıyorum.
Olaf, yo me quedo aquí.
Olaf.
Olaf.
Teşekkürler, OLaf! Morgana!
Gracias, Olaf.
Bir : Mercimeği fırına vermiyoruz. İki :
Primero, no nos dimos "un revolcón" Segundo, Olaf no es un "bufón".
Olaf buna "düzene koymak" diyor.
Además, Olaf dice que va a "regularizar".
Adın ne? Olaf.
¿ Cómo te llamas?
Adı Olaf'mış.
Olaf. Se llama Olaf.
Türk müsün? Sahi, Türk müsün?
¿ Eres turco, Olaf?
Çek git, Olaf, evet anlaşılıyor.
Vete, Olaf. Vete. ¿ Lo comprendes?
Olaf, git.
Olaf, ¡ vete!
No. 2, Aziz Olaf Sokağı.
Plaza San Olaf, dos.
Ve yanında da Olaf adında... iskandinav bir arkadaşı vardı.
Y con ella estaba un amigo suyo, un chico llamado Olaf de algún lugar de los países vikingos.
New Orleans'ın jazz şarkılarına kendini kaptırmıştı... ve bütün gün Picasso'nun penceresinin önünde... elinde bir trambolinle bir şeyler çalmaya çalışıyordu.
Olaf se había infectado más bien imperfectamente con un gusto por el jazz clásico de Nueva Orleans y sus investigaciones en esta área tuvieron lugar bajo la ventana de Picasso donde mañana y noche practicaba con el trombón.
Olaf'ın trambolini sabahın köründen geceye kadar öttürüyordu... ve Picasso'da kafayı sıyırmak üzereydi.
El trombón de Olaf comenzaba a sonar temprano, terminaba tarde y casi volvió loco a Picasso.
Gürültücü Olaf'ın oğlu.
Hijo de Olaf, el fuerte.
"Star Maker" okudunuz mu?
¿ Ha leido usted'Star Maker'... por Olaf Stapledon?
Olaf Stapledon? Bu da okunması gereken bir kitap.
También es una lectura obligada.
İkinci kaburga, Olaf diğerlerinize gösterecek.
Ahora tenemos aquí la segunda costilla que daremos a Olaf para pasarla alrededor.
Noel'i ailelerimizle birlikte geçirmeye gitmeden önce neden burada St. Olaf tarzı küçük bir kutlama yapmıyoruz?
Antes de ir a casa a pasar la Navidad con la familia, ¿ por qué no la celebramos aquí? Al estilo de St.
St Olaf Courier Dispatch araştırmacı haberciliğiyle tanınır.
El periódico de St. Olaf es célebre por su periodismo de investigación.
St Olaflı olduğunu mu söyledin?
¿ Ha dicho que era de St. Olaf?
Aklına bir şey gelmesin.
Que no se te ocurra nada. Traje a Olaf.
Olaf'ı getirdim.
¡ Olaf!
Sanırım Olaf'ı haklayabiliriz.
Creo que nos podemos encargar de Olaf.
- İyi geceler Olaf.
- Buenas noches, Olaf.
Gelmiş geçmiş bütün Vikinglerin en büyük önderi'Kıllı Olaf', 80,000 savaş miğferini yanlışlıkla boynuzları'içinde'olacak şekilde sipariş ettiğinden beridir, hiç bir savaş bu kadar berbat geçmedi.
No se ha luchado tan horrorosamente desde que Olaf el Peludo, jefe de los vikingos, encargó, por error, 80.000 cascos con los cuernos por dentro.
Olaf Tryggvason her yolculukta kusardı.
Olaf Tryggvason solía vomitar en todos los viajes.
Olaf, artık kongreden emekli olmayı düşünüyorum.
Olaf, estoy pensando en retirarme deo Congreso.
Kongrenin eski zevki kalmadı.
Ah, la diversion ya no esta en elcongreso, Olaf.
'Sevgili Olaf!
Querido Olaf!
Olaf Anderson senin kocan değil ve evliliğiniz... "
Olaf Anderson no es tu marido y tu casamiento... "
Bu, Olaf! "
Puedo sentirlo... es Olaf! "
" Olaf Anderson, Tanrı aşkına yardım edin!
" Olaf Anderson, por el amor de Dios!
Ben Olaf Anderson'un karısıyım! "
Soy la mujer de Olaf Anderson! "
Olaf!
¡ Olaf!
Maktul, Arthur Reginald Webster Charles Patrick Trumpington, Marcel Agnes Bernstein Lewis Anona Rudd, John Malcolm Kerr Nigel Sinclair Robinson, Norman Arthur Potter Felicity Jayne Stone, Jean-Paul Reynard Rachel Shirley Donaldson, Stephen Jay Greenblatt Karl-Heinz Muller, Belinda Anne Ventham Juan-Carlos Fernandez, Thor Olaf Stensgaard Pretoria Lordu Kimberley, Pretoria Leydisi Kimberley Yargıç Nigel Warmsly Kimberley Robert Henry Noonan ve Felix James Bennett'i 19 Aralık 1972 sabahı veya civarında öldürdüğünüz için.
Marcel Agnes Bernstein, Lewis Anona Rudd... John Malcolm Kerr... Nigel Sinclair Robinson...