Olağanüstü traducir español
7,433 traducción paralela
Nasıl olağanüstü tutuklama emri alabilirim?
¿ Cómo es que hay una orden para mi arresto?
Onlara olağanüstü bir fragman göstereceğim, başka ne olacak?
Quiero mostrarles un remolque increíble. ¿ Qué más?
Bu olağanüstü.
Es espectacular.
Bu adamlar açığa çıkmamak için olağanüstü önlemler almışlar.
Esta gente se esforzó asombrosamente para evitar ser descubiertos.
Bazen gerçekle yüzleşmektense olağanüstü... bir olay olduğunu varsaymak daha iyidir.
A veces es más fácil confiar en una explicación sobrenatural, en lugar de enfrentar la verdad.
Bence bu olağanüstü.
Creo que es extraordinario.
- Alex, bu olağanüstü bir şey olabilir.
Alex, esto podría ser extraordinario.
Bayanlar ve baylar, bu tamamiyle olağanüstü bir an.
Damas y caballeros, este es un momento extraordinario.
Olağanüstü.
Notable.
2 Mayıs, 2023, O gün İnsanlık Bakanlığına olağanüstü güçlerin verildiği gün.
El 2 de mayo del 2023, fue el día en que el Congreso le concedió poderes extraordinarios al Departamento de Humanidad.
Olağanüstü zamanlar yaşıyoruz.
Nosotros vivimos en tiempos difíciles.
Yaptığınız şey olağanüstü.
Lo que ha hecho es... es extraordinario.
Bu olağanüstü.
Esto es magnífico.
- Olağanüstü nişan yetenekli bir gözcü.
Un explorador con una puntería sobrehumana.
Fransızca bilmiyordu, ne söylediğini anlamıyordu ve birdenbire olağanüstü oldu.
No hablaba francés. No entendía lo que estaba cantando. Y de repente, ¡ era sublime!
Olağanüstü.
Extraordinario.
Ben de olağanüstü durumdayım. Şimdi, yürüyün!
Yo también estoy bien. ¡ Ahora moveos!
Bu olağanüstü.
Qué maravilla.
Olağanüstü olabilirsin.
Puedes ser extraordinaria.
Olağanüstü bir yazılım tasarlar ve makine ile birlikte veririz.
Diseñamos una pieza de software fenomenal, incorporada a la máquina como un paquete.
Buraya yazdığımdan bu yana çok uzun zaman oldu fakat olağanüstü bir şey oldu.
Ha pasado tanto tiempo desde que he escrito aquí, pero algo maravilloso ha sucedido.
Bu olağanüstü makineyi beş kat daha güçlü hale getirmek için ne uyarlayıp geliştirebilirsin?
¿ Cómo podría adaptar y mejorar esta magnífica máquina para conseguir cinco veces más potencia?
Şu an ilgilendiğim tek şey olağanüstü misafir deneyimi.
Mira, lo único que estoy tratando ahora es una experiencia excepcional de invitados.
Tabii ki, ayrıca benim için seçtiğin elbise olağanüstü.
Por supuesto... y el vestido que me elegiste es precioso.
Bunda nasıl olağanüstü bir uyum olduğunu görmüyor musun?
¿ No lo ves? Hay una extraordinaria simetría en ello.
Bu olağanüstü yarışın son etabına girerken, zil sesi geliyor.
Suena la campana cuando entramos en la última vuelta... de esta extraordinaria carrera.
McCarthy olağanüstü bir polis.
McCarthy es que es un policía excepcional.
Bu olağanüstü.
¡ Es genial!
- Ama olağanüstü bir şey oldu. - Ne oldu?
- pero algo extraordinario ha pasado.
Olağanüstü.
Es magnífico.
Yaptığınız şey olağanüstü bence.
Creo que eso es extraordinario. Eso.
Olağanüstü bir zamanda yaşıyoruz, Yüzbaşı.
Vivimos en tiempos extraordinarios, capitán.
Ya olağanüstü yetenekte bir yalancı ya da olağanüstü dürüst 28 yaşında birisiniz.
O es una mentirosa extremadamente hábil o una mujer de 28 años extremadamente honesta.
Hey şu çocuk olağanüstü. Mm!
¡ Ese chico es espectacular!
Çünkü biz eğer ne kadar muhteşem, olağanüstü olduğumuzu ve ne kadar sevildiğimizi bilirsek senin tek başına sadece başkalarının acısıyla eğlenebilen berbat ve korkunç bir insan olduğunu da bilecektik.
porque si realmente sintiésemos lo maravillosos, geniales y queridos que éramos, y luego todos sabríamos lo que tu sabías todo el tiempo, que eres una persona horrible y despreciable que solo encuentra diversión en la miseria de la gente.
Bazen dünya, her şeylerini özgürlük ve adalet ve sevgi uğruna riske atan olağanüstü erkek ve kadınların cesareti ve fedakarlığıyla döndürülür.
"A veces el mundo cambia gracias a la valentía y el sacrificio..." "... de hombres y mujeres extraordinarios. " " Que lo arriesgan todo en pro de la libertad, la justicia y el amor. "
Olağanüstü bir durum değil.
Nada fuera de lo común.
Bu ev olağanüstü, Tina.
Tu casa es espectacular, Tina.
Teklif ettiğiniz olağanüstü bir fırsat.
Es una oportunidad maravillosa la que ofrece.
- Billy bu olağanüstü! - Kesinlikle öyle.
¡ Billy, es espléndida!
- Olağanüstü.
¡ Espléndido!
Olağanüstü bir hassaslık.
Una sensibilidad fenomenal.
Claire'la Jay'in, aynı zamanda bir kıta olan bu olağanüstü ülkede böylesine güzel bir günü kaçırmalarına üzülüyorum.
Me siento mal de que Claire y Jay se estén perdiendo de este hermoso día en este precioso país, que también es un continente.
- Olağanüstü!
¡ Increíble!
Çünkü ertesi sabah olağanüstü insan güllesi Clyde Hendershot karavanında asılı bulundu.
Porque a la mañana siguiente, Clyde Herdershot, el increíble hombre bala, el metro entero, fue encontrado colgando en su caravana.
Bu gece olağanüstü insan anormallikleri sergileyeceğiz.
presentando una muestra de exquisitas anomalías humanas.
Şaşkınlık hâlâ sürse de geçen hafta Barones Stein'ın ağabeyi Ephra Stein'ın da dahil olduğu, 75 kişiyi öldüren suikast girişiminde Stein'ın olağanüstü yeniden ortaya çıkışıyla birlikte bölgede hayatta kalmasına tepkiler çok çabuk oldu...
Aunque la confusión todavía rodea la extraordinaria reaparición de Stein de un intento de asesinato que mató a 75 personas la semana pasada, incluyendo a Ephra Stein... el hermano mayor de la baronesa Stein, la reacción por salir con vida ha sido rápida en la región,
Bu, Stein'ın olağanüstü geri dönüşü ile birlikte bölgenin zaten dengesiz olan politik zemini Betheridge'i yeniden daha çalkantılı dönem geçireceği gerçeğini kabul etmeye zorladı.
Esto, junto a la espectacular reaparición de Stein, forzó a Betheridge a admitir que la región, ya con un panorama político inestable, está predestinada a sufrir situaciones aún más violentas.
- Olağanüstü bir insan o.
- Es una persona extraordinaria.
Biraz olaganüstü hissettiriyor.
Es un poco surrealista.
Şuraya bir baksana, olağanüstü!
Mira este lugar. ¡ Es increíble!