English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ O ] / Oli

Oli traducir español

130 traducción paralela
- Oli.
- ¿ Qué?
- Oli!
- Oli.
Hey, Oli!
¡ Oye, Oli!
Patlayıcı ekibi Knut, Oli ve ben olacağız.
El equipo de demolición consistirá en Knut, Oli y yo mismo.
O çiçekleri çekti ; Oli yanlış.
He tirado las flores ; olían mal.
"Bahar" de.
- Oli, di "Primavera", ¿ está bien?
Hadi ama.
Los oli.
Hayır hiçbir koku almadım.
No, oli ninguna cosa.
Enteresan bir koku geldi burnuma da.
La oli un poco cuestinable.
Ben Maria Trifiıoli Roma'daki Luna Galerisinden.
Soy Maria Trifioli de la Galería Luna de Roma.
Seni görmeye gelirken bir bakım tünelinin önünden geçtim ve yakıt sızıntısı olduğuna dair bir koku aldım.
Pasaba por un tubo de mantenimiento, al ir a verte. Oli una fuga del sistema de combustible.
- Selam Oli!
Hola, Ollie.
Bana Oli deme olur mu?
Solo no me llame Ollie. Esta bien?
Oli.
Oli.
Peki ne iş yapıyorsunuz Oli?
¿ A qué se dedica, Oli?
Oli adında bir söz yazarı.
Se llama Oli y dice que escribe canciones.
Hoş geldin Oli. Lütfen içeri gir.
Bienvenido Oli.
İşte benim adamım Oli!
¡ Bien dicho, Oli!
Bu cumhurbaşkanıyla yemeğe çıkmak gibi bir şey.
Oli, es como si fuésemos a comer con el Presidente.
Oli.
¿ Oli?
Arada bir Nathaniel'in üstünde kokusunu alırdım.
La oli en tu padre de vez en cuando.
Oli gururla sunar Isabella.
Oli se complace de presentar a Isabella.
- Lanet Oli.
- El puto Oli.
Oli nerede?
¿ Y Oli?
Bunlar Josh ve Oli.
Estos son Josh y Oli.
Evet, ama Oli'nin Barcelona'da evi olan bir arkadaşı var ve bize bir iki İspanyol fıstık ayarlayacak.
Sí, pero Oli tiene un amigo con un piso en Barcelona. Nos va a presentar a unas bonitas señoritas.
- Ve bu da Oli.
- Y este es Oli.
- Hey yavrum, Oli.
- Qué pasa, Oli.
Oli henüz dönmemiş herhalde.
Oli no habrá vuelto todavía.
- Oli Ericson, 237.
- Oli Eríksson, 237.
Hey, Oli, ben Pax.
Hola, Oli. Soy Pax.
Oli, hey, yine benim.
Oli, soy yo otra vez.
Oli Asyalı kızlardan hoşlanmaz bile.
No le gustan las asiáticas.
Hey, Oli.
Hola, Oli.
- Hey, Oli.
- ¡ Eh, Oli!
- Oli!
- ¡ Oli!
Hey, Oli.
¡ Eh, Oli!
Oli'den geliyor.
Es de Oli.
Oli'nin kaybolması onların suçu değil, öyleymiş gibi davranmayı kes.
Oli no ha desaparecido por su culpa. No te pongas así.
Oli'yi ne kadar tanıdığımızı düşünsek de, aslında onu tanımıyoruz.
Aunque creamos conocer a Oli, no lo conocemos.
Oli nerede?
¿ Dónde está Oli?
- Oli'yle beraber.
- Está con Oli.
Peki, çarşamba günü Oli... dur bir dakika.
Entonces, el miércoles con las Oliv- - espera un minuto.
- Tamam, Oli...
Muy bien, Olive...
Ben de bundan bahsediyorum, bebeğim, sen, ben, Ollie, bahçemizde ineklerle...
De eso estoy hablando, amor. Tú, yo, Oli en nuestro jardín con nuestras vacas.
Burda devlet menüm sana n'oli sultan.
Yo soy el Estado aquí. ¿ Quién crees que es el Sultán?
N'oli yav n'oli yav ateşe atmayün
No. No nos tires al fuego.
Sigurdur Oli oraya gitti bile.
Sigurdur Oli ya esta ahi.
- Baksana Oli.
- Oye Ollie.
Üzgünüm Oli.
Lo siento, Ollie.
Bu yüzden kırıp girdik, tamam mı? Tamam.
Oli algo en el pasillo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]