Omar traducir español
2,186 traducción paralela
Sayın Başkan 33 numaralı dosya nedir?
- Sr. Presidente, ¿ qué es el archivo 33? - ¡ Omar!
- Omar! - Bay Bauer Brian Hastings telefonda.
Sr. Bauer, tengo a Brian Hastings al teléfono.
Omar, nedir bu dosya?
Omar, ¿ qué es ese archivo?
Omar, ona ne oldu?
Omar, ¿ qué le ha ocurrido?
Bugün burada unutulmayacak bir harika olay için toplandık. Hepimiz Omar Hassan'ın trajik ölümünün ardından onun yolunu izliyoruz.
Estando aquí reunidos en esta gran ocasión no debemos olvidar que hemos sido ensombrecidos por la trágica muerte de Omar Hassan.
Omar tüm bu olanlara rağmen, asla şüphe duymadığım bir şey var.
Omar... A pesar de todos lo que ha ocurrido, hay una cosa de la que nunca dudé.
Sen bir candan daha değerlisin, Omar.
Vales más que una vida, Omar.
- Omar, ne yapıyorsun?
- Omar, ¿ qué estás haciendo?
Omar, sen aklını mı kaçırdın?
Omar, ¿ te has vuelto loco?
Omar, ne yapıyorsun?
- Omar, ¿ qué estás haciendo?
- Bununla yaşayamam. - Omar, yapma.
- No podría vivir con eso.
Teslim olamazsın.
- Omar, no. - No puedes entregarte.
Seni tanımadığımı sanıyorsun, Omar.
Cree que no lo conozco, Omar.
- Omar, ne yapıyorsun?
- Suelte su arma. - Omar, ¿ qué estás haciendo?
- Omar Hassan'ın güvenle geri dönüşü.
Al regreso a salvo de Omar Hassan.
Bildiriyi oku yeter, Omer.
Lee la declaración, Omar.
Bildiriyi oku, Omar. Yoksa vücudundan parçalar kesmeye başlayacağım.
Lee la declaración, Omar o empezaré a cortar partes de tu cuerpo.
Omar Hassan da bunu kanıyla ödeyecek.
Omar Hassan pagará con su propia sangre.
Bildiriyi oku yeter, Omar.
Lee la declaración, Omar.
Bilmeni isterim ki, birlikte geçirdiğimiz son birkaç saat içinde Omar, sana karşı olan davranışları sebebiyle son derece pişman olduğunu bana açıklamıştı.
Quiero que sepas que en nuestras últimas horas juntos... Omar me expresó su remordimiento y la forma en que te trató no fue una parte menor de ello.
Omar Hassan'la aynı idealler ve ilkeler peşinde koşan ve onun kuvvetine muadil birisi olmalı.
Alguien que comparta los mismos ideales y principios que Omar Hassan. ... y que tenga su misma fuerza.
Başkan Taylor, Omar ile evliliğimiz mükemmellikten çok uzaktı.
Presidenta Taylor, mi matrimonio con Omar distaba de ser perfecto.
Omar Hassan'la aynı idealler ve ilkeler peşinde koşan ve onun kuvvetine muadil birisi olmalı.
Alguien que crea en los mismos ideales y principios que Omar Hassan y que comparta su fortaleza.
Hadi be Omar, biraz daha dikkatli ol.
Venga, Omar. Tienes que tener más cuidado.
Omar çok sadıktır ama ayrıntılara hiç önem vermez.
Omar es muy leal, pero no es muy cuidadoso.
Çete liderinin adı Omar Hernandez
La pandilla local es liderada por Omar Hernández.
Omar, bir mağaza soygununda
Omar es el principal sopechoso
Omar'ın son tutuklanması
El último arresto de Omar.
Omar'ı arıyorum.
Estoy buscando a Omar.
Biz Omar'ı tanımıyoruz.
No conocemos a ningun Omar.
Orada Omar'ı bekliyor olacağım.
Voy a esperar a Omar ahí.
Hadi kıçını tekmele Omar
Rompámosle el culo, Omar.
Omar, ondan Rincon'u aramasını isteyen çılgın herif hakkında konuşuyor.
Bueno, Omar está hablando mucho Sobre un tipo loco quiere que él le busque compañía,
Omar'ın çevresinde yavaş yavaş hareket ediyorlar.
Han estado avanzando en el vecindario de Omar.
Benimle oynamayı deneme, Omar.
No trates de engañarme, Omar.
Çok zorluyorsun Omar
Estás presionando Omar.
Ve Omar... Beni bir daha yakmayı deneme.
Y Omar... no trates de quemarme de nuevo.
Omar alan kişiyle anlaşmak zorunda.
Omar tendrá que tratar con quien la tenga.
Tamam, Sanırım onu Omar'ın deposundan çalmalıyız.
Bien, parece que tendremos que ir al depósito de Omar.
Omar kayıp minibüsü konusunda çok heyecanlı.
Omar está bastante asustado por la desaparición de su van.
Omar
Omar!
Adamın Omar az kalsın bizi öldürtecekti.
Tu chico Omar casi logra matarnos a todos.
Omar bizi sattı.
Omar nos ha vendido.
Omar'ın arabasındaki dinleme cihazını dinliyordum.
Estuve escuchando el microfono en el auto de Omar.
Omar : oh, lanet olsun!
Omar : oh, ¡ maldita sea! ¡ Tírate!
Jesus, Omar, yaralısınız!
Omar, ¡ estás sangrando!
Vega Omar'ın Rincon'u aradığını anladı.
Vega descubrió que Omar estaba buscando a Rincón.
Omar'a yardım etmek için bir şeyler yapmalıyız.
Pero debemos hacer algo para ayudar a Omar.
Omar!
¡ Omar!
Omar.
- Omar.
Bir yeteneğin var, Omar.
Tienes un don, Omar.