Ona göstereceğim traducir español
354 traducción paralela
Ona göstereceğim. Beni takip edin.
Le daré una lección.
Ama bir gün kendimi ona göstereceğim.
- Pero un día, me pondré a prueba.
Ona göstereceğim.
Yo le mostraré.
Kızımın onurunu iki paralık etmeyi ona göstereceğim.
Le daré su merecido por insultar a mi hija.
Bunları ona göstereceğim.
Y tenía razón, se las voy a enseñar.
Tiko bize yol gösterecek ben de ona göstereceğim
Tiko nos guiará y yo le guiaré a él
Ona göstereceğim.
Ya verá ésa.
Yarın, mezarı kapatacak mekanizmayı ona göstereceğim.
Mañana, debo demostrarle el artificio para sellar la tumba.
Alec'i ne kadar sağlam olduğuna inandırmak istiyorsun, zayıf yanlarını ona göstereceğim.
Intentas hacer creer a Alec que eres perfecto, pero yo le enseñaré tus defectos.
Benim nerede hata yaptığımı ona göstereceğim.
Te prometo que no cometerá mi error, le enseñaré las causas.
Ona göstereceğim.
Yo le enseñaré.
Ona göstereceğim.
Se lo mostraré.
Ben ona göstereceğim izin gününü!
Ya le daré yo días de fiesta.
Ona göstereceğim.
Les mostraré.
Madem yeni hevesler peşinde heves neymiş, ona göstereceğim!
Ya que ese imbécil es tan apasionado... Le daré un crimen pasional.
Gününü göstereceğim ona!
¡ Y su bebé vagabundo también!
Ona göstereceğim!
¡ Yo le enseñaré!
Ona göstereceğim.
¡ Lo ataré yo!
Sana söyleyeyim yine o adamsa, gününü göstereceğim ona.
Te diré una cosa... si es ese hombre otra vez, me va a oír.
Hiç bırakmamış. Ona gününü göstereceğim.
Todo el tiempo ha estado haciéndolo y yo lo voy a acabar.
Nasıl vurulduğunu göstereceğim ona.
Voy a enseñarle cómo se chuta.
Elime geçirdiğimde, ona gününü göstereceğim.
Cuando lo atrape, Voy con todo contra eél.
Bu röntgen filmlerini göstereceğim ona.
No. Le mostraré estos rayos X.
O bana röportaj verecek, ben de ona golf vuruşu yapmayı göstereceğim.
Me va a conceder una entrevista... y yo le voy a enseñar a jugar golf.
Ona gününü göstereceğim.
Se le va a caer el pelo.
Ona Amerika vizemi göstereceğim.
O le enseñaré el visado.
Ona Pulver'ı tamamen yanlış anladığını göstereceğim.
Yo voy a demostrarle que está en un error con respecto a mi!
Yalan mı değil mi göstereceğim ona.
¡ Le enseñaré si es mentira!
- Eşekarısı nasıl sokarmış göstereceğim ona!
- Se va a enterar de quien soy.
"Bir erkeğin neler yapabileceğini ve ne kadar dayanıklı olduğunu göstereceğim ona." diye düşündü.
"Le demostraré lo que un hombre puede hacer y que es capaz de aguantar", pensó.
Ona ateşle barut yan yana gelince neler olacağını göstereceğim.
¡ Le enseñaré lo que puede forjarse cuando el fuego combate al fuego!
Ona bu mektubu göstereceğim.
Dame la carta. Yo se la daré.
- Ona gününü göstereceğim- -
- Yo le enseñaré a molestar a mi...
- Ona gününü göstereceğim.
- No te entrometas, Birnbaum.
Ona, Marslı neymiş göstereceğim.
Yo les daré marcianos.
Ona bunu göstereceğim.
Y le enseñaré esto.
Ona gününü göstereceğim. Çok iyi bir fikir...
Voy a darle una lección.
Şimdi size onun kendi boyutunu ve ağırlığını ona karşı nasıl kullanılabileceğini göstereceğim.
Pero usted notará cómo su propio tamaño y peso puede usarse contra usted mismo.
Ona öğreteceğim, öğreteceğim, gününü göstereceğim.. Sorun ne?
- Te voy a enseñar algo.
- Ona gününü göstereceğim.
- ¡ Es problema mio!
Ona bir şey göstereceğim.
Quiero mostrarle algo.
Ona gününü göstereceğim.
Te voy a patear el culo.
Ona tacı kimin taktığını göstereceğim!
¡ Le demostraré quién lleva la corona!
Göstereceğim ona!
Va a recibir su merecido.
Ona hayatın Güzel olduğunu göstereceğim
Y le voy a enseñar que la vida en la Tierra puede ser dulce
Seninkine yakın olan büyük evi göstereceğim ona.
He pensado en esa tan grande, al lado de la suya.
Ona bakman için en iyi yolu sana göstereceğim.
Le mostraré la mejor forma de cuidarlas.
Ona tatili göstereceğim!
Le daré una pequeña fiesta.
Ona gününü göstereceğim!
¡ Se va a enterar!
Ona gününü göstereceğim!
¡ Se acordará de ésta!
- Ona kasetleri göstereceğim.
- Le mostraré las cintas.