Osaka traducir español
400 traducción paralela
Şimdi vazgeçmemelisin. Tokyo'da yapamadığın şeyleri burada, Osaka'da yapmayı başardın.
En Tokio, los falsos halagos no te dejaban progresar, pero ahora... gracias a tu esfuerzo, eres mucho mejor actor.
Yollara düşmek yerine Osaka'da kalıp eğitimine devam edemez misin?
Quédate en Osaka. Aquí podrás perfeccionar tu arte. ¿ Y de qué viviremos?
Amca olmadan, Osaka'da başarabileceğimiz hiçbir şey yok.
Si no hay trabajo en Osaka, tendremos que viajar.
- Sana güveniyorum. - Ve ben de sana güveniyorum. Morita-san.
Morita, ¿ y si fuerais a Osaka a triunfar con vuestra compañía?
Buradaki işlerimizi bitirince, Osaka'ya gitmeye ne dersin?
- Vaya, ¿ lo dices en serio? - Sí. ¿ Acaso no lo crees buena idea?
Kikunosuke burada çok popüler ve başarılı olduğuna göre Osaka'da neden olamasın?
¿ por qué no triunfar nosotros en Osaka? Gracias por tan buena idea. Seguro que a Kikunosuke también le hará ilusión.
Osaka senin ikinci yuvan.
Tu actuación de esta noche es incluso más importante que la mía.
Otoku, kısa bir süre için Osaka'da olacağım.
Te quiero... y por fin somos marido y mujer. Para siempre. Viviremos siempre juntos.
Osaka'da.
- ¿ Dónde estuviste?
Bugünkü gazeteyi gördüm.
- Lejos. En Osaka, he leído los periódicos de hoy.
Neredeydin? Osaka'da.
- ¿ Dónde estuviste?
Yalancı, Osaka'de balıktaydın.
- Sí estaba. - ¡ Mentiroso!
Biraz daha?
Estabas de pesca en Osaka.
Geçen gün Osaka'ya gitmiştim.
El otro día fui a Osaka.
Tokyo, Yokohama, Kobe, Osaka ve Nagoya'yı bombalayacağız.
Vamos a bombardear Tokio, Yokohama, Kobe, Osaka y Nagoya.
Osaka'da borsa acentesi işinde.
Es corredora de bolsa, en Osaka.
Osaka civarında, bir kaynaktan su içtim
Así que cerca de Osaka, bebí de un manantial.
Bir süre Osaka'daki ablanın yanına gidemez misin?
¿ Podrías irte con tu hermana a Osaka por un tiempo?
SHIRO OSAKA
SHI RO OSAKA
Bu akşam saat altı civarı Osaka'dan geçeceğiz.
Pasaremos por Osaka sobre las seis de la tarde.
Telgrafımızı almışsa o saatte Osaka İstasyonunda olur.
Si le llegó nuestro telegrama, estará en la Estación de Osaka.
Keizo ile Osaka'da görüştünüz mü?
¿ Os encontrasteis con Keizo en Osaka?
Keizo, Osaka'da karşılayacak sizi.
Keizo se os unirá en Osaka, también.
Ama olsun, böylece Osaka'da Keizo'yu ziyaret etmiş oluyoruz.
Pero estamos aquí en Osaka, viendo a Keizo.
Annem ve babam Osaka'da inmek zorunda kalmışlar.
Papá y mamá tuvieron que bajarse en Osaka.
Annem rahatsızlandığı için Osaka'da inmişler.
Dice que se apearon en Osaka porque Madre se encontraba mal.
18'ime girdiğinde Osaka'da hizmetçilik yapabilirim.
Cuando tenga 18, puedo irme a Osaka.
Osaka'da çalışacağım.
Voy a trabajar en Osaka.
Osaka'da Kotsuru'yla tanıştım.
Me encontré con Kotsuru en Osaka.
Annem Osaka'da.
Mi madre está en Osaka.
- Osaka'dan geldi!
- ¡ Ha venido de Osaka!
Yokohama, Kobe ve Osaka'da daha fazla.
Y más en Yokohama, Kobey Osaka.
Osaka'lı mısın?
Vaya, tú eres de Osaka, ¿ no?
Yok, Kobe'liyim.
- ¿ Eres de Osaka? - No, soy de Kobe.
Kyoto'lu geyşa mı? Veya şu Osaka'lı kız mı?
¿ Aquella chica de Gion o tu amante del barrio Soemon?
Omori, Osaka'ya müdür oluyor.
Pasará Omori a ser el gerente en Osaka
Osaka'ya gidebilirsin. Hokkaido bile fena değildir..
Igual puedes ir al oeste, que puedes ir al norte.
Kobe, Osaka ve Kyoto.
Kobe, Osaka y Kyoto.
Trenle Osaka'ya kukla şovundaki kızlarla tanışmaya gidecektik.
Quiere que tomemos el tren a Osaka para conocer a las chicas del show de títeres.
Dört-beş günlüğüne Osaka'ya gitmek durumundayım.
Tengo que ir a Osaka 4 ó 5 días.
- Eczacı. Osaka'daki bir eczacının ikinci oğlu.
Es hijo de un farmacéutico de Osaka.
Yukiko'dan büyük ama Osaka Üniversitesini bitirdi.
Se acaba de graduar en la universidad de Osaka.
Anneme kalırsa, şu Osakalı eczacıyla evlenmeliymişim.
Mi madre dice que el farmacéutico de Osaka es mejor. Ella lo quiere decidir todo.
"Osaka'da bizi bir hazine bekliyor." diyip duruyor.
"Yo me ocuparé de todo." "No me equivoco. Será un buen matrimonio."
Gamagori'de bir toplantımız vardı, oradan da Osaka'ya geçtim.
Tenía un reunión de ex-alumnos en Pu, y me he acercado a Osaka.
Osaka'dan gönderirim.
En seguida lo envío.
Demek ki Osaka'Iı bir aktör mü?
Es un actor de Osaka, entonces?
Neden benimle Osaka'ya gelmedin?
- ¿ Por qué no viniste conmigo a Osaka?
Hâlâ Osaka'da olsam verebilirdi.
Pero no la suya, no soy lo bastante bueno.
Kiku, Osaka'yı iyi biliyorsun.
Hijo, ya que conoces bien la ciudad, espero que luego nos lleves... - a sitios interesantes. - Claro.
Gamsız herif!
- En Osaka. ¡ Hombre despreocupado!