Outback traducir español
43 traducción paralela
Annen ve ben Avustralya kırsalında müthişbir gece geçireceğini düşündük.
¡ Sí! Tu mamá y yo pensamos que querrías una noche en el Outback.
Evet,'97 kırmızı Subaru Outback New York plakalı, AUZ416.
Sí un Subaru Outback rojo del 97.
Subaru şehirdışı?
"Subaru Outback"?
Çöl ormanı ve bomboş yollar, Avustralya kırsalına hoş geldiniz.
Solo matorrales del desierto y carretera vacía, bienvenido al "outback" * Australiano. ( * Sitio perdido con poca gente y mucho ganado. )
Oksijenin atmosfere ulaşmasını neyin engellediğini görmek için Avustralya'nın derinliklerine doğru yola çıkıyorum.
Para ver lo que detuvo al oxígeno alcanzar la Atmósfera, me estoy dirigiendo a lo profundo del "outback" australiano.
Outback Et lokantasından $ 50 bir hediye çeki veriliyor.
Viene con una tarjeta de $ 50 para Outback Steak House.
Son altı senedir, şirkete indirim yapması ve bana kasabadaki en iyi biftek restoranında indirim kuponu vermesi karşılığında kendisiyle yatıyorum.
Bueno, por los últimos 6 años me he acostado con él a cambio de descuentos en nuestros suministros y vales de regalo para el restaurante Outback Steakhouse.
Outback lokantasına sığındık.
Hemos hecho refugio en el Outback Steakhouse.
- Outback Biftek Evine gidebiliriz.
- Vayan a Outback Steakhouse.
Tasra et lokantalari gibi mi?
- ¿ Como un restaurante Outback?
Outback Et Lokantası'na ne dersin?
¿ Qué tal al Outback Steakhouse?
Koca Hindistan'da nasıl olur da bir tane bile Outback Steakhouse olmaz?
¿ Cómo puede ser que en toda la India no haya ningún Outback Steakhouse?
- Taşradaki satışlar ne durumda?
- ¿ Dónde estamos en los ingresos brutos Outback?
Adı taşra sadece. Bütün taşra onların mıymış?
Outback es sólo un nombre. ¿ Qué están diciendo, que poseen todo el Outback?
Avustralya'nın gerisindeki manzaraya hiçbir şey sizi tam olarak hazırlayamaz.
Nada te prepara para la escala absoluta del outback australiano.
Şehir dışındaki et lokantasına gidelim.
El Outback Steakhouse.
Yeni bir biyolojik silahın testleri Outback'de turistlerle dolu bir otobüste yapılmış.
Un test para una nueva arma biológica en un autobús de turistas en Outback.
Sadece kırsal yerine.
Sólo en el Outback.
Taşradaki satışlar ne durumda?
¿ Como estamos con las ganancias de "Outback"? ¿ Laura obtuvo una respuesta en el registro del titulo?
Adı taşra sadece.
Outback es solo un nombre
David bizi et lokantasına götürecek ve meze de alabileceğiz. Çünkü parası yetiyor.
David nos llevará a Outback Steakhouse, y pediremos entrada, porque David puede pagarla.
Onun gibi düşünen birçok adam buldu ve hepimiz Outback'a taşındık.
Se halló a un montón de tipos, quienes estuvieron de acuerdo con él, y todos nos trasladamos a la intemperie.
Yemek artıklarının arasında bile bir kadını bulabiliriz.
Podemos encontrar a esa mujer sin problema. de una "Outback Bloomin'Onion"
Bu bir Outback coupon.
Eso es un cupón para Outback
Outback.
Outback.
Subaru Outback'imi ve bütün kredi kartlarımı çaldı.
Además, me robó el Subaru y todas las tarjetas.
- Araba Outback.
Es un Outback. Azul.
Evet ama bu Outback'in parçaları bir düzine Camry şanzımanı eder.
Sí, pero el Outback vale más por piezas que una docena de transmisiones nuevas en ese Camry.
Annen ve ben Avustralya kırsalında müthişbir gece geçireceğini düşündük.
Tu mamá y yo te pensaron podría disfrutar de una noche en el Outback.
Taşra çok tehlikeli biryer.
Outback es un lugar peligroso.
Outback'den Güney Deniz incileri.
Perlas de los remotos mares del Sur.
Best fish restaurant in the outback.
Mejor restaurante de pescado del interior.
Outback Steakhouse'da yemek yemeyi seven ancak porsiyonların çok küçük olduğunu düşünen şişko bir puşt musun?
¡ Oye! ¿ Eres un gordo bastardo que ama comer en Parrilla de Campo pero piensa que las porciones son muy pequeñas?
Bu iyi haber sana koca götlü. Artık Outback Steakhouse SüperBoy var!
Bueno, buenas noticias, gordo, ¡ está la Parrilla de Campo Extrema!
Outback Steakhouse SüperBoy!
¡ Parrilla de Campo Extrema!
Evet, Outback Biftekcileri'ni tasarliyorum.
Sí. He estado diseñando restaurantes Outback Steakhouse.
- Bir suru Outback var.
- Hay muchos de esos.
Outback Et lokantası? Tamam, öyleyse.
Para empezar, tengo unas preguntas sobre el usufructo.
Lola ile kızartma soğan yemeye gideceğiz.
Lola y yo iremos a Outback a comer una flor de cebolla.
Bu Avustralyalı pisti Monako'ya benzetiyor.
Eso hace que el "outback" australiano se vea como Mónaco
Hafta sonu Avusturalalı pistini kaldıracak bir araba
Un auto que pueda ir por el "outback" australiano en el fin de semana...
Outback'den hediye kuponum var.
Obtendrás un certificado de regalo sin caducidad.
Peki ya o Outback?
¿ El Outback?