Pablito traducir español
97 traducción paralela
Gerçi her zaman zayıftın değil mi, Pablito?
Siempre fuiste delgado, ¿ no Pablito?
Gördüğüm bir hayalet mi yoksa gerçekten senmisin, Pablito?
¿ Eres un fantasma o eres tú de verdad, Pablito?
Pablito!
¡ Pablito!
Bravo, Pablito!
¡ Bravo, Pablito!
Çok güzel, Pablito!
¡ Muy bien, Pablito!
Pavel'i yolcu etmeye gelmiştim. Ben evime gidiyorum.
Nosotros despedimos a Pablito.
Pavel'i yolcu etmek için hava alanına gitmiştik.
yo recuerdo todo muy bien. Nosotros fuimos al aeródromo, a despedirnos de Pablito.
Demek Pavel'in yerine ben uçtum. - İçkiyi bırakmalısın.
O sea que, ¿ monté en el avión en lugar de Pablito?
Çeneni kapar mısın?
Díselo a él... Con Pablito.
- Pavel'i yolcu etmek için.
Para despedir a Pablito.
- Pavel de mi burada?
- Para despedir a Pablito.
Yok, Pavel burada değil.
- ¿ Aquí también hay un Pablito? ¡ No!
Onun yerine ben buradayım.
aquí no hay ningún Pablito. - ¿ Dónde está Pablito?
Demek Pavel'i bekliyordun onun yerine bu karakter mi geldi?
- Yo vine en lugar de Pablito. O sea, debía venir también Pablito.
Pavel'in yerine sanırım beni uçağa bindirdiler.
Eso ya no lo recuerdo muy bien. Pienso que me metieron en el avión en lugar de Pablito, ¿ comprende?
Ben Paulie Penis, ve eğlenmeye bayılırım.
Soy el Pene Pablito, y me encanta divertirme.
Oh, ne kadar şaşkınım, gerçekten unutmuşum, çok üzgünüm.
Pablito clavo un clavito, parece que sí. Lo siento.
Hoş geldin Pablito. Hayırdır, yataktan mı düştün?
Hola, Pablito, te caíste de la cama.
- Pablito.
- Pablito.
Pablito, telefon.
Pablito, teléfono.
Pablito, sen saklanacak bir şey yapmadın.
Pablito, vos no tenés nada que ocultar.
Pablito. Eğer konuşmak istersen elini aç ve biz de yastığı suratından çekelim.
Pablito, si vas a hablar, abrí las manos y te sacamos el almohadón.
- Önemli değil Pablito, haydi.
- No importa, Pablito, dale.
Elbette Pablito.
Claro, Pablito.
Pablito... Arana'da bana tecavüz ettiler.
Pablito... en Arana me violaron.
Sağol Barn, ama kastettiğim bu değil.
Gracias, Pablito. Pero no es de eso de lo que hablo.
Şili'ye gideriz, Pablito orada büyür.
Iremos a Chile para que Pablito crezca ahí, respirando poesía.
Pablito?
¿ Pablito?
Ve ona Pablito demiyorum.
No le pondré Pablito.
Pablito'nun kalp atışı.
Los latidos de Pablito.
Pablito'nun kalbini duyabilirsin!
¡ Puedes oír el corazón de Pablito!
Ona Pablito ismini koymayacağım.
No le llamaré Pablito.
Gel buraya, Pablito!
¡ Ven aquí, Pablito!
Pablito onu asla görmedi.
Pablito no lo llegó a conocer.
Kim osurdu, bit osurdu, yorgan yandı, yola kaçtı... osuranın götü şişti.
Pablito se tiró un pedito, un pedito se tiró Pablito. ¡ Hay Pablito qué olorcito! - Vete al diablo.
- Merhaba Pablito, Nasılsın?
Hola, Pablito. ¿ Cómo estás, hijo?
Pablito'nun yaşında olsaydık, hiç problemimiz kalmazdı.
Si tuviéramos la edad de Pablito, no tendríamos ningún problema.
Pablo'yu çağırmak için gelen çocuğun babası.
Es el padre del chico que ha venido antes a buscar a Pablito.
Bir berber bir berbere demiş ki "Bre, berber gel beraber bir berber dükkânı açalım." Ben konuşuyorum.
Pablito clavó un clavito. Pablito clavó un clavito. ¿ Qué clavito clavó Pablito?
Pablito senden bahseder bahsetmez, sizlerle tanışmak için ilk uçağa atlayıp geldik.
En cuanto Pablito me contó sobre ti, volé para visitarte
Pablito sen kokuyosun oğlum.
Pero eres tu, Pablito. Hueles mal.
Pablito, çok büyümüşsün.
Pablito, como has crecido.
Pablito, oğlum!
Pablito, ¡ hijo!
Pablito, hadi odamızı seçelim.
Pablito, vamos a elegir tu habitación.
- nasıl... iki yatak odası gördük, doğru mu, Pablito?
Ya hemos visto los dos dormitorios, verad, Pablito?
20 için pataklayan nedir, Alex?
¿ Qué clavó Pablito, Alex?
Otlar otları patakladı.
Pablito clavó un clavito.
Gelemem.
- Pablito, ven mañana.
Hayır, ciddiyim.
- Pablito, basta.
Pavel!
¡ Pablito!
Ben de evlilik planları yapacaktım.
Y Pablito debía ir en avión a Leningrado, después del baño.