Paniğe kapıldım traducir español
204 traducción paralela
Çok gülünç ama dehşetli paniğe kapıldım.
Parecerá una tontería, pero de repente me entró un pánico horrible.
Tavşan önüme sıçrayınca paniğe kapıldım.
La liebre saltó y perdí la cabeza.
Hemen kürekleri çektim, biri elimden kaydı, sonra da paniğe kapıldım.
Empujé los remos y perdí uno y entonces sentí pánico.
Hayal kırıklığı değil efendim... paniğe kapıldım.
No se trata de una decepción... Es que me siento profundamente alarmado.
Ama son anda... paniğe kapıldım.
Pero en el último segundo... me asusté.
İşle ilgili paniğe kapıldım, hepsi bu.
Estoy agobiado con el trabajo, eso es todo.
Diana'nın broşsuz geldiği gece paniğe kapıldım.
La noche que Diana regresó sin el broche, fui presa del pánico.
Bugün gösterdiğinizde, paniğe kapıldım.
Hoy, cuando vino, me asusté.
Paniğe kapıldım.
Me entró el pánico,
David, paniğe kapıldım.
Me entró pavor, David.
David, paniğe kapıldım.
Me entró pánico.
Paniğe kapıldım.
De no haber sido por el Cnel.
'Paniğe kapıldım. Dönecek hiçbir yerim yoktu.
Me asusté, no tenía a dónde correr.
Bilmiyorum. Paniğe kapıldım!
No sé, yo... ¡ tuve miedo!
- Birden paniğe kapıldım.
- De repente siento pánico.
Boşu boşuna paniğe kapıldım.
Me vino un estúpido pánico de la nada.
Silah seslerini duyunca korktum, paniğe kapıldım.
- Tuve miedo. El sonido de los fusiles me asustó.
Paniğe kapıldım ve sadece oradan çıkmak istedim.
Sólo pensaba en salir de allí, en escapar.
Paniğe kapıldım.
Tomé un fósforo y- -
Heykeli bırakmam gerekiyordu... ama onu istasyonda görünce paniğe kapıldım.
Tenía que dejar la estatua... pero vi a éste en la estación y me entró miedo.
Paniğe kapıldım.
Me asusté.
Bir dersten kaldım ve paniğe kapıldım.
Estaba reprobando una materia, y me entró el pánico.
Park yerine bakıp polis arabalarını görünce paniğe kapıldım.
Luego me entró el pánico cuando vi a todos aquellos maderos.
Hala hastanedeydim, acele edip paniğe kapıldım.
Aún estaba en el hospital y me entró un ataque de pánico.
İlk başta, paniğe kapıldım.
Al principio, cuando pasó, me sentí presa del pánico.
Paniğe kapıldım.
No estoy tranquilo.
Paniğe kapıldım. Saçmaladım.
Me dejé llevar por el pánico.
Paniğe kapıldım.
Tenia pánico.
Bu çoğu insanın çok hoşuna gider, ama ben paniğe kapıldım.
Eso haría sentir muy bien a la mayoría de las personas, pero yo entré en pánico.
Hizmetçi kanı gördüğünde paniğe kapıldım işte.
Bueno, cuando la doncella vio la sangre, yo me entró el pánico.
Maude'un en sevdiği bitkiye aşırı su verdim. Sonra paniğe kapıldım ve gömdüm.
Regué demasiado el ficus preferido de Maude me asusté, y luego enterré los restos.
- Çünkü... -... paniğe kapıldım.
Porque... me entró pánico.
Onu gördüğümde paniğe kapıldım ama bunu ustaca gizledim
Sentí una especie de pánico al verla, pero creo que lo cubrí mágicamente.
Tabancasını bana doğrultmuş... hava da buz gibi, paniğe kapıldım.
Yo en la azotea y ella apuntándome hace frío y estoy aterrado.
Paniğe kapıldım!
¡ Tuve pánico!
Ve paniğe kapıldım.
Y me entró el pánico.
Ve paniğe kapıldım.
He sentido pánico. ¡ Pánico!
Onu bana doğrulattı. Üzerime geldi. Paniğe kapıldım.
Ella la arrojó en mi dirección, me pegó, me asusté se la arrojé.
Ve... paniğe kapıldım.
- Y me asusté. - ¿ Si?
Paniğe kapıldım. Hiç benlik bir hareket değil.
Me asusté, lo que es tan raro en mí.
Paniğe kapıldım.
Me asusté mucho.
Paniğe kapıldım mı?
¿ Y he pasado miedo?
Philly'de yolların kapandığını duyunca, paniğe kapıldım.
Cuando oí que nevó en Filadelfia, les decía ya esperaba lo peor.
Ben paniğe kapıldım.
Me entró pánico.
Paniğe kapıldım.
Me ha entrado pánico.
Nedenini bilmiyorum ama paniğe kapıldığım için olsa gerek Komiser'e Bay Marlo'nun evine hiç gitmediğimi söylemiştim. Eşimle birlikte bir kez gitmiştik.
Sí, no sé por qué clase de pánico le dije al Comisario que nunca había ido a la casa del sr.
Şaban aniden kaçınca şaşırdım. Paniğe kapıldık. İstemeden oldu.
Cuando Saban empezó a dirigirse a los juzgados, me entró pánico.
Bilemiyorum hayatım. Herhalde paniğe falan kapıldı.
No sé, cariño, le entró el pánico de golpe.
Paniğe kapıldı, ona bağırdım. ... döndü ama beni göremedi.
Le entró pánico, yo grité, se dio la vuelta, no me vio.
- Paniğe kapıldım.
El pánico.
Hayatım kayıp giderken paniğe kapıldığımı hatırlıyorum.
Recuerdo haber sentido pánico mientras se me iba la vida.