Partner traducir español
738 traducción paralela
Yeni partner mi?
¿ Nueva pareja?
Yo, yo, Jim. Bir partner bulmam gerek.
No, necesito una pareja.
Ted Hanover bir dansçı partner arıyor.
Ted estaba buscando pareja.
Bu geceki dans için partner bulmamız gerekiyor. Telefonunu bildiğin birileri var mı?
Tenemos que conseguir algunas citas para el baile de esta noche. ¿ Sabe algún teléfono?
Başka bir partner buldum, Benston adında bir sihirbaz.
Conseguí otro compañero, un mago llamado Benston.
Yeni bir partner seçmek hep insanı biraz endişelendirir.
Siempre es un incordio hacer una audición para una nueva pareja.
- Merhaba, partner.
- Hola, amigo.
Başka bir partner ile vals etmek için o gün
Va a bailar bajo los farolillos
- Partner ile dans edemez misiniz?
- ¿ No sabe bailar en pareja?
Kendine bir partner de yaptın demek?
Tienes un socio, ¿ verdad?
- Merhaba partner.
- Hola, socia.
Bu tehlikeli girişimde partner olur musunuz?
Sr. Wallace, ¿ le gustaría convertirse en socio de esta empresa?
Kendine bir partner buldun.
Tienes una socia.
Evet, sen iyi bir partnersin.
Sí, eres un gran partner.
İyi bir partner mi?
¿ Soy un gran partner?
Tamam, kazandın partner.
Está bien, socio, tú ganas.
- Hey, küçük arkadaş. - Amerikan yardımı, partner.
- Ayuda americana, socio.
- Sana iyi gelecektir partner.
- Te hará bien, amigo. - Venga, al coleto.
Kendim ve adı ne haltsa yeni ortağım adına, buraya sahip çıkıyorum.
Reclamo estas tierras para mí y para mi Partner, como se llame...
Asla ortağımı aldatmam.
Nunca he engañado a un Partner.
Benim kadar aşağılık bir pislik için bile tek kutsal şey, ortaktır.
Lo único sagrado, incluso para alguien como yo, es un Partner.
Ortak, ne zaman istersen seninle keseleri değişirim.
Y, Partner, cambiaré mi bolsa por la tuya, siempre que me lo pidas.
Bu benim ortağım.
Éste es mi Partner.
Bu da ortağım.
Y presento a mi Partner.
Bu ortağım.
Éste es mi Partner.
Hey ortak, atla.
Súbete, Partner.
- Sen ortağı mısın?
- ¿ No eres tú su Partner?
Ortak.
Partner.
- Ortağımsın, değil mi?
- Bueno, eres mi Partner, ¿ no es así?
- Seni sevdim, ortak.
- Te aprecio, Partner.
Ben ortağıyım ve o teklifini geri çekiyor.
Yo soy su Partner y él retira su oferta.
O kadar iyiydi ki ortak, evli olduğumu unuttum.
Partner, está tan bien que he olvidado que me casé.
- Kürsü Ben'in ortağına söz veriyor.
- Tiene la palabra el Partner de Ben.
Son zamanlarda bunu etraflıca düşündüm,... buradaki ortağım Ben Rumson, zavallı piç kurusu...
He estado reflexionando bastante, desde el momento en que Ben Rumson, que es mi Partner, este pobre diablo...
Ortaklığın, karına bekçilik anlamına geldiğini söylememiştin.
No me dijiste que ser tu Partner también requería proteger esposas.
İçeri gel, Ortak.
Pasa, Partner.
Ortak, seninle konuşmak istiyorum!
¡ Partner, tengo que hablar contigo!
Kalk, Ortak.
Levántate, Partner.
- Sen iyi bir adamsın, Ortak.
- Eres un buen hombre, Partner.
Bu, Ortak için.
Se lo doy a Partner.
Ortak'ın gitmesini istemiyorum, Ben. Onu seviyorum.
No quiero que se vaya Partner.
Eşyalarını boşalt, ortak.
Deja eso, Partner.
Ortak, her ortaklıkta öyle bir an gelir ki,... taraflardan birinci tarafın, taraflardan ikinci tarafın aklını,... onu pataklayarak yerine getirmesi gerekir!
¡ Partner, en toda sociedad llega un momento en que a una de las partes no le queda otro remedio que introducir sentido común en la cabeza de la otra parte!
Ortak'ı seviyor musun?
¿ No amas a Partner?
- Gitmesine izin verme, Ortak.
- No dejes que se vaya, Partner.
- Ama Ortak, sen içmezsin.
- Pero, Partner, tú no bebes.
- Bunu zevkle yaparım Ortak,... ama aklıma kesinlikle hiçbir şey gelmiyor.
- Me gustaría hacerlo, Partner, pero que me condenen si encuentro un argumento razonable.
- İyi akşamlar, Ortak.
- Buenas noches, Partner.
Üzgünüm beyler, Ortak bugün oynamıyor.
Lo siento, muchachos. Partner no jugará esta noche.
- Unutma. Bu işte Ortak da var.
- No olvides a Partner en todo esto.
Oldu mu partner?
¿ Qué dices, compañero?