Pastillas traducir español
5,604 traducción paralela
Zaten ağrı kesici aldım.
Ya tomo pastillas para el dolor.
Birkaç hap aldım.
Tomé un par de pastillas.
Araçta bulduğumuz haplar kaydedilecek ancak hakkında suçlama olmayacak.
Las pastillas que encontramos en el carro se registraron en el inventario, pero no se le cobrará.
Oymacı'nın Adderall reçetesi.
Las pastillas de Adderall para "El Escultor".
Kusarlar mı hap mı alırlar bilmem, ama derhâl buraya gelmek zorundalar.
No me importa si vomitan o toman pastillas ; tienen que estar aquí.
Ama 70'lerde diyet hapları kullandım.
Aunque sí tomé pastillas de dieta en los 70's.
Bu haplara bayılıyorum.
Me encantan estas pastillas.
Bu gece Greg'in haftalık ilaçlarını hazırlamam gerek.
Hoy es la noche en que hago el esquema de las pastillas de Greg para la semana.
Keşke biri benim de ilaçlarımı hazırlasaydı.
Ojalá tuviera a alguien que me llevara el esquema de mis pastillas.
Evet, yemeğini yedirdim, haplarını aldı yatağına girdi ve televizyon izliyor.
Sí, ya comió, tomó sus pastillas, está toda arropada y viendo televisión.
Bir arabam yok ve velim reçeteli ilaç problemi olan bir alkolik.
No tengo coche, y mi tutora es una putera con un problema con las pastillas con receta.
Hayır, memura karşı bir kin gütmüyorum ama nitrogliserin ilaçlarım yanımda olduğu için şanslıydım.
Así que, no, no le guardo rencor al oficial, aunque tengo suerte de haber tenido mis pastillas de nitroglicerina conmigo. Les digo, vaya.
Vay be, burada at öldürecek kadar ilaç var.
Tienes pastillas para hacer que un caballo se atragante.
Demir haplarımı almayı unutmuşum da.
Me he olvidado de tomar las pastillas del hierro. Ajá.
♪ Dinlenmek, dua etmek ve haplar ♪
# Curas de sueño, religión y pastillas #
Günaydın. Hapını içtin mi?
Buenos días. ¿ Tomaste tus pastillas?
Haplarını iç ; seni önemsiyorum.
"Toma tus pastillas, me preocupo por ti".
Ve gece haplarını gündüz haplarınla karıştırma. Bu kadar basit.
Y... no mezclar tus pastillas de noche con tus pastillas de día.
İki tane hap.
Un par de pastillas.
Kurbanın üstünde bulduğunuz haplar 500 ml'lik warfarin.
Esas pastillas que encontraste en la víctima son Warfarin... 500 miligramos.
Claire'in mankeni, ilaçlar, neden?
La muñeca de Claire, las pastillas, ¿ por qué?
Ama nasıl Ambien kullanılır ve özel uçağa atlanır biliyorum.
Pero sé cómo abusar de pastillas para dormir y subirme en un avión privado.
Ben Cert'üm. Naneli şeker markası gibi.
Soy Cert, como las pastillas de menta.
Masaya otu koymak ve hapları almak için bu kadar sıkı çalıştıktan sonra dışarı çıkıyorsun ve at yarışına bağımlı mı oluyorsun?
¿ Vas y te vuelves adicta a las carreras de caballos después de lo duró que trabajé para conseguir pastillas y hierba?
Eğer gerçekten kötü olursan, hapımız var.
Pero si todavía sigue mareado, tenemos pastillas.
Kimseyi deniz tutmuyorsa neden hap bulunduruyorsunuz o zaman?
¿ Por qué tienen pastillas para el mareo, si nadie se marea?
Bak. Yarın liseden mezun oluyorum, fırının altındaki hapları aramakla veya komşunun kedisini bira için satmakla meşgul değilsen...
Escucha, me graduaré de la secundaria mañana, así que si no está demasiado ocupada buscando pastillas bajo el horno o vendiendo el gato del vecino para comprar cerveza,
- Bana ilaç lâzım.
- Necesito unas pastillas.
Schmidt'in en üst çekmesinde anksiyete ilaçları var.
Schmidt tiene unas pastillas para la ansiedad en su cajón superior, ¿ sabes?
- İlacı kullandın mı?
- ¿ Tomaste las pastillas?
Bunun çok tuhaf olacağını ve anksiyete ilacı yüzünden kafamın iyi olduğunu biliyorum ama herkesin el ele tutuşmasını istiyorum.
Sé que esto es muy extraño y definitivamente alto en pastillas de ansiedad pero... Me gustaría que todos tomen sus manos ahora.
Aspirin kabından birkaç ilaç aldım ama onların aspirin olmadığından eminim.
Tomé un par de pastillas de tu bote de aspirinas, pero estoy bastante seguro de que no eran aspirinas.
Bana eskiden lisedeyken hap aldığını söylemişti.
Él me dijo... una vez se tomó algunas pastillas en el instituto.
Bir avuç hapla bir bardak votka al, arkada Captain Beefheart çalsın, sen de güle güle git.
Coge un puñado de pastillas, un poco de Stoli, haz sonar algo de Captain Beefheart y disfruta del viaje.
Ben de onun jelibonlarıyla takas ettim.
Ella no tenía un sándwich. Tengo sus pastillas de goma.
Uyku hapları işe yaramıyor mu?
¿ Es que las pastillas para dormir no funcionan?
İlk tanıştığımızda bir kutu hapla kendini öldürmeye çalışıyordun.
- Es verdad. Cuando te conocí, intentabas suicidarte con un frasco de pastillas.
Bundan sonra tam değerlendirme olmadan ilaç alamazsınız.
No le daremos más pastillas sin una evaluación completa.
İnsanlar hap alıyorlar ve toplu taşımada kuduza dönüşüyorlar.
Gente tomando pastillas y volviéndose rabiosa en el transporte público.
Mavi Unutuş haplarından aldılar ve Apokalips'ten alıntı yaptılar Amy.
Tomaron pastillas azules del olvido y citaron el Apocalipsis, Amy.
Eroin, uyku hapları, biraz çilek aroması.
La heroína, pastillas para dormir, el pequeño sabor a fresa.
Mutfağa gir, hemen tezgâhın üstünde ilaçlarım.
Y, si va a la cocina, en la encimera están mis pastillas.
- Merhaba, ilaçlarınızı aldım.
¿ Hola? Hola, le he traído las pastillas.
Merhaba, size ilaçlarınızı getiren kişiyim.
Hola, soy el tío que le trajo las pastillas.
Ya doğum öncesi kontrollerini aksatırsa?
¿ Y si no come bien? ¿ Y si olvida las pastillas prenatales?
- İlaçlar.. Bunlar ne işe yarıyor?
Pastillas... ¿ Qué hacen?
- benim ilaçlarım nerede?
¿ Dónde están mis pastillas para relajarme?
O zaman iddiaya göre tansiyon haplarından birini aspirinle değiştirdi. Ki buna alerjisi olduğunu biliyordu.
Fue entonces cuando ella supuestamente reemplazó una de sus pastillas para la presión sanguínea por una aspirina, a la cual sabía que él era alérgico.
İlaç alıyor. Neydi onlar?
- Toma pastillas.
Hangi ilaçları aldığını söyle.
- ¿ Qué estás...? Dile qué pastillas son.
- Ne ilacı?
- ¿ Qué pastillas?