Peder traducir español
14,638 traducción paralela
Peder haklıymış.
Parece que el sacerdote tenía razón.
O konuda haklısın peder.
En eso tiene razón, padre.
Bu sefer biraz daha kalmalısın peder.
Esta vez deberá quedarse, padre.
Peder Flanagan'a benziyor muyum
¿ Parezco el Padre Flanagan?
Peder, düğün sertifikama baksana.
Pater, mire mi certificado de matrimonio.
Nereye gidiyor? Peder.
- ¿ A dónde va?
Evet, ben, buna tamamen katılıyorum Peder.
En especial, la del voto. Está sermoneando al coro, reverendo.
Neden sözde "Peder" Martin Luther King adı çıkmış bir komünist provokatörden tavsiye alıyor?
¿ Cómo es que el llamado reverendo recibe consejos de un reconocido agitador comunista?
Peder King.
Reverendo King.
- Peder Edwin King.
El reverendo Edwin King.
- Peder De Silva? - Hmm?
¿ Padre De Silva?
Ben Saint Benedict Kilisesi'nden Peder Matthew Goh.
Soy el padre Mateo Goh de la parroquia de Saint Benedict.
İşte böyle Peder Matthew.
Aquí tiene, Padre Matthew.
Yükseliyor peder.
Está elevándose, Padre.
Taksiniz geldi peder.
Su taxi está aquí, Padre.
Peder.
Padre.
Burada bir hackerdan bahsetmiyoruz peder.
No estamos frente a un hacker aquí, Padre.
Peder?
¿ Padre?
- Peder!
- ¡ Padre!
- Peder, bu sizin hatanız değildi.
- Padre, no fue su culpa.
Peder, lütfen.Size yalvarıyorum.
Padre, por favor, se lo ruego.
Hepimiz onun gözünde yetersisiz peder.
Todos somos inadecuados ante sus ojos, Padre.
Peder, Bilgisayarı buldum.
Padre, encontré la computadora.
Ben peder De Silva.
Soy el Padre De Silva.
Bu da peder Matthew.
Éste es el Padre Matthew.
Ona yardım et peder.
Ayúdela, Padre.
Giyinmişsin peder?
¿ Todos listos, Padre?
İnancından şüphe ettin peder.
Dudas de tu fe, sacerdote.
Peder!
¡ Padre!
Öl peder, ve sessiz kal!
¡ Muere, sacerdote, y calla!
Eğer bir tanrı varsa peder, niye bu çocuklarını acı ve hastalıkla sınasın?
Si hay un Dios, sacerdote, ¿ por qué habría de afligir a sus niños con dolor y enfermedades?
Buraya bir okul açıp adını Peder De Silva koyacağız.
Vamos a construir un seminario aquí y se llamará Padre De Silva.
Peder Wakefield'la konuştum ve sen nekahetteyken kalalım diye bizim için oda hazırladı.
He hablado con el Reverendo Wakefield, y nos ha preparado... unas habitaciones mientras permanezcas convaleciente.
İskoçya'daki en iyi koleksiyona Peder'in sahip olduğunu söylemem gerek.
Bueno, debo decir que el reverendo tiene la mejor colección de Escocia.
Bayan Graham hâlâ Peder'in hizmetinde mi?
¿ La señora Graham seguía trabajando para el reverendo?
Dünya Savaşı'nda ailem öldürüldükten sonra Peder beni evlat edinmiş.
El reverendo me adoptó después de que murieron en la Segunda Guerra.
Peder'in kütüphanesinde babanın birkaç kitabı var.
El reverendo tenía un par de sus libros en la biblioteca.
Çoğunlukla akademik şeyler ama bir mektup vardı ki Peder annemin ve babamın karıştığı bir olaydan bahsediyordu.
La mayoría cosas académicas, pero... había una carta. El reverendo mencionaba un incidente implicando a mi madre y a mi padre, y la forma en que lo ponía me hizo pensar que era algo grande, tal vez algo terrible.
Uzun sürmez. Sonra da Peder'in günlüklerinde büyük bir kazıya başlayabiliriz.
No me tardaré mucho, luego podemos empezar la gran excavación entre los diarios del reverendo.
Peder, Yüzbaşı'yı araştırıyormuş ama babam işi bırakmasını söylemiş.
El reverendo estaba haciendo la investigación sobre el capitán... y mi padre le dijo que abandonara el proyecto.
Aradığın olayı bulduk. Peki ya Peder'in günlüğü?
Creo que encontramos tu "incidente".
Peder'in yazışmalarında bir şey daha buldum.
Encontré algo más en la correspondencia del reverendo.
- Dürüst olmak gerekirse ne demek olduğunu bilmiyorum ama Peder kesinlikle bir şeyler ifade ettiğini düşünürdü.
No sé qué significa, para ser honesto, pero obviamente el reverendo pensó que significaba algo.
Kocanız Frank'in isteği üzerine Peder biraz araştırma yapmış.
Una investigación que el reverendo hizo a pedido de su esposo... su esposo Frank.
Sebebini sorma, ama başka bir şeyler ayarlamak istiyorsan onu gömecek başka bir yer bulmak istiyorsan cenaze levazımatçısı ile konuşmak istiyorsan Sacred Heart'tan Peder Martin'i aramak istiyorsan sonra da tüm bu ayarlamaların tutarını öğrenmek istiyorsan paşa gönlün bilir, yok istemiyorsan bırak kalsın.
No me preguntes por qué, pero si quieres hacer otros arreglos si quieres buscar otro lugar, hablar con la funeraria llamar al Sagrado Corazón y hablar con el padre Martin averiguar cuánto costará eso y hacer todos esos arreglos, hazlo. O de lo contrario déjalo así.
Peder Douglas buraya o dalgadan birkaç yıl önce taşındı ve herkes onu sevdi.
El padre Douglas se mudó aquí unos años antes de la ola, y todo el mundo lo amaba.
Bugün olmaz Peder.
No hoy, padre.
Teşekkürler Peder.
Gracias. Gracias, padre.
- Size ne ikram edebilirim Peder?
¿ Puedo traerle algo, padre?
- Peder?
¿ Padre?
- Hayır peder!
- ¡ No, Padre!