Pedo traducir español
1,460 traducción paralela
Kaka suratlı mı?
¿ Cara de pedo?
Orada ne kadar geğirirsen, yemeği o kadar beğendin demektir.
Allí, cuanto mayor el eructo, mejor la comida. Un gran pedo con gracia te consigue el postre gratis.
Şey, bazen orada otururken bir osuruk geliverir.
A veces si te quedas sentado el pedo sale solo.
Osuruk da geğirmek kadar iyidir David, hatta bazen daha iyidir.
Un pedo es tan bueno como un eructo. A veces hasta es mejor.
Osuruk, geğirmek ya da kaka.
Un pedo, un eructo o caca.
Beraber yaşanan mıntıka bu komşular çevrede yabancı bir şey görseler dikkat etmeliler.
Que raro. Donde viviamos solo te tenias que tirar un pedo para que un vecino viniera a pegar una olida.
Bugün Coğrafya'da yanına oturup gaz çıkardım. Bay Harrison'u bilir misin?
Estaba a su lado en Geografía y hacía ruidos de pedo.
Buradan öyle çabuk gideceğiz ki geldiğimizi bile unutacaksın.
Entonces, nos iremos calladamente como un pedo silencioso,
"Osuran kişi rencide olur."
"La persona que se tira un pedo es ofendida."
Son HBO şovumda bahsetmiştim ama belli ki am fortlamasının ne olduğunu bilmeyenler var çünkü bazı sorular aldım.
ahora digo eso en mi ultimo show de HBO y aparentemente algunas personas no saben que es un pedo de vagina, por que tengo algunas inquietudes.
Vajinasında fazladan hava kalmış bir kadınla sevişirken her girişinizde şöyle bir şey olur. Sonra ikiniz de uzanmış, hanginiz osurdu diye merak edersiniz.
un pedo de vagina es cuando le estas haciendo el amor a una mujer que tiene un poco de aire extra en su vagina y cada vez que empujas hacia adelante, es como un... y ustedes dos están ahí solo mintiendo.
Benim osuruğum meşhurdur. - Ama kokmaz.
He sabido tirarme el pedo ocasional pero nunca han apestado.
Nine yine şey yapmış.
Nana se tiró otro pedo.
Herkes osuruk sesini Steven Wrightjokes esprisine çeviren bu aleti takmak zorunda.
Se requiere que todos usen este dispositivo que convierte el sonido... de un pedo, en un chiste de Steven Wright.
Beyler, bu bir osuruk sesiydi.
Caballeros, eso fue un pedo.
Bayanlar ve baylar, kızlar ve delikanlılar, ve de Tom, Bu akşam burada, birçok şeyle beraber, ortamı taciz etmek için toplanmış bulunuyoruz. Ayrıca, elbette ki, tali olarak dünyadaki en değer verdiğim kişinin doğum günü kutlamak maksadıyla da,
Damas y caballeros, chicos y chicas, y Tom, nos hemos reunido aquí esta noche, entre otras cosas, para cogernos un buen pedo, y por supuesto para celebrar de paso el cumpleaños... de mi persona favorita en todo el mundo,
Hadi buhar odasına gidelim ve seninle biraz iyi zaman geçirelim.
Bueno, vayamos a la sala de vapor y juguemos un poco a cómo-es-tu pedo.
Şirketin genel başkanı gelmeden önce asansörü o bozmuştu ve bunu yalnız ben biliyorum.
Él se tiró un pedo en el elevador justo antes de que el presidente de la compañía entrara... y yo me eché la culpa por él.
Tıklım tıklım olan bir stadyumda kimin osurduğunu da bilirsin sen.
- Vaya. En un estadio lleno sabrías quién se ha tirado un pedo.
- Yüzünden düşen bin parça.
- Está muy pedo
Bayan McNally, Darryl osurdu.
¡ Sra. McNally, Darryl se tiró un pedo!
Az önce çok müzikal bir tonda osurdum.
Me tiré un pedo en una nota muy musical.
Osuruk sesini çıkar, Marcus!
Haz el sonido del pedo, Marcus.
Sonra da 180 derece dönüp yumuşak olduğunu itiraf ettin.
y luego tan rápido como te echas un pedo, me confiesas que eres un marica.
Ardımda bir iz bırakmak gibi bir derdim yok. Arada bir osurmak dışında.
No siento la necesidad de dejar un rastro detrás de mí... excepto un pedo, a veces.
- Geri kalanlar fırtınadaki osuruk gibi.
El resto importa tanto como un pedo en un huracán.
Burası biraz entelektüel yellenme gibi olmuş, değil mi?
Es como un pedo intelectual, ¿ no?
- Oh tanrım. Os. Rdun mu?
- Dios, ¿ te tiraste un pedo?
Görüşürüz, osuruk surat.
Nos vemos, cara de pedo.
Hey. Sen osuruk yiyen çocuk değil misin?
Oye. ¿ Tú eres el chico al que se le tiraron un pedo encima?
Pis bir koku var!
¡ Huy, qué olor a pedo!
Beni osururken duydu, Dawn.
Él me escucho tirarme un pedo, Dawn.
"Osurdun mu?" Bunu, gerçeği çekinerek itiraf etmek izler.
"¿ Te tiraste un pedo?" Seguido por la admisión de la verdad.
"Osuruk balayı" demek istediğim bir dönem.
Un período al que me gusta llamar la "luna de miel del pedo".
Ve böylece osuruğun kritik ayrımına geliriz.
Entonces alcanzamos la bifurcación crítica del pedo.
Osuruk ya eğlendirici ve mahcup edici gücünü kaybeder bu da gerçek aşka işaret eder ya da sıkıcı ve iğrendirici olmaya başlar. Bu bir zamanlar sevilen kişinin hoş görülmüş iğrenç yanlarını temsil eder.
O el pedo pierde su poder, para divertir o abochornar indicando amor verdadero, o empieza a fastidiar y disgustar simbolizando todo lo que está obstruido y rancio en quien era el ser amado.
Tek bildiğimiz öğle vakiti o iğrenç yüzünü barlarda göstediği hepsi bu.
Sin un cuerpo, digo por lo que sabemos se pasó la tarde en un bar, poniéndose pedo.
O akşam çok sarhoştum.
Estaba pedo.
Daha önce osurmuştum.
Me tiré un pedo.
Ne zaman osurduğunu duysam... o anki durumunun İyi mi, yoksa Pekiyi mi olduğunu anında anlarım.
Así que cada vez que se tira un pedo, puedo decir inmediatamente si su condición es de B - o de A +.
Osuruk muydu o?
¿ Eso fue un pedo?
Orada osuruk yok ki!
¡ No hay un pedo ahí!
Sakın bana numara yapmayı deneme.
No nos hagás Iaburar al pedo, nene.
Bir seferinde, koca bir eriği osurarak çıkarmıştı.
Una vez, de un sólo pedo le salió una ciruela entera.
- "Hey, nasıl gidiyor, orospu?"
¿ Qué pedo, cabrón?
Britney Allen osurdu.
Britney Allen acaba de tirarse un pedo.
Osurmadım!
¡ No me tiré un pedo!
"PG", "Ebeveyn rehberliğinde" anlamına gelir.
( rayos, cabrón, maldito, pedo ) PG significa supervisado por los padres.
O 11 yaşında. "Süt, süt, limonata" yı bile komik buluyordur.
Tiene once años. Aún se ríe con "caca, culo, pedo, pis".
Uyan, uyan! Körkütük sarhoş olmuş bu.
Borracho como un pedo.
- Şimdi pişirebilirmisin? - Azıcık, yeah.
¿ Estás pedo?