Personal traducir español
27,340 traducción paralela
Kişisel olmuş orası artık.
Esto es personal.
- Mesleki mi yoksa kişisel sorular mı?
Profesional o personal?
Kişisel bir işi vardı ya hani.
Tenía esa cosa personal.
Benim özel dolabım. Anılar, hatıralar. Kötü ellere geçmesini istemeyeceğim şeyler.
Mi almacén personal, recuerdos, souvenir, cosas en las que prefiero que la chusma no ponga sus sucias manos.
- Ancak bu özel bir soru değil.
Salvo que no es una pregunta personal. ¿ No lo es?
- Ne oldu o zaman? - Çalışanlarımdan biri kızıma tecavüz etti.
Alguien de mi personal violó a mi hija.
Destekçilerimden bir tanesi, kişisel bir ilişkimiz yok.
Es uno de mis partidarios, pero no tenemos relación personal.
Kendi özelimi umursamamaya başladım.
Había dejado de dar realmente ni una mierda a mi propio espacio personal, ¿ sabes?
Üst düzey liderler biliyordu sadece.
Solo el personal de alto rango lo sabía.
Siber Komutanlık..
JUEZ DEFENSOR DE PERSONAL
- Biri kendim, biri iş için. Biri de Stars Hollow'da çeken telefonum.
- El personal, el del trabajo y el que tiene cobertura en Stars Hollow.
Artık nadiren özel aracı oluyorum. Ama sizin geldiğinizi öğrenince dedim ki
Ya no suelo actuar como intermediaria personal, pero cuando supe que venías, me dije :
Gel, seni çalışanlarla tanıştırayım.
Ven, te presentaré al personal.
- Değil miydi?
Esto no es personal. - ¿ No es así?
Hayatları boyunca kendi kimliklerini bulmaya çalışmış birer birey onlar.
Ellas son muy individuales quienes probablemente han luchado toda su vida para encontrar su identidad personal.
O zaman bunun son derece kişisel bir yazı olduğunu biliyorsunuz.
Así entonces usted sabe que esto es intensamente personal.
- Kişisel bir şey.
Es algo personal.
personelimde On!
- En mi personal!
Bu çok büyük bir sorumluluk. Özellikle de özel hayatının sağlam bir temeli yoksa.
Eso es un montón que digerir, especialmente cuando no tienes una base sólida en tu vida personal.
Eski eşimin medyumumuzla olan ilişkisinin fotoğraflarını çekti.
Fotografió a mi ex con nuestro vidente personal.
İş arkadaşlarımın özel hayatımı bilmesini istemiyorum o yüzden Jason'la evimde olanlardan bahsetmeyelim, olur mu?
- Moi. De acuerdo, mira, chicos, no quiero que mi... Compañeros de trabajo saber sobre mi vida personal,
Tüm dron birimleri, emir geldiği anda
Quiero a los drones a la espera y con todo el personal, - listos para ser desplegados en cuanto se dé la orden.
Özel hayatımı ortaya dökmeye çalışıyorlar bir şekilde güvenilirliğime dil uzatmak için.
Están intentando meter mi vida personal para... de alguna manera manchar mi credibilidad.
Ya da kredi kartı veya nakit ya da kişisel veya kurumsal çek ya da kendimi tekrar ediyorsam durdur beni, nakit.
Tarjeta de crédito o efectivo, o cheque personal o cheque certificado o... avíseme si empiezo a repetirlo... efectivo.
Berbat kişisel hafızamda saklandı.
Escondido en una terrible memoria personal.
kişisel algılama..
No es nada personal.
Çok da adam kaybettiler.
También han perdido mucho personal.
Ciddi derecede personel eksiğimiz var.
Estamos sin personal.
Ve gerçekten kişisel.
Y es muy personal.
Ama herkes için kişiseldir, değil mi? Yani bunu herkes bilmeli.
Pero es personal para todos, ¿ no?
John Henry. Bunca zaman bunun kişisel olduğunu düşündün. Mesele daima alfa köpekle ilgiliydi.
John Henry, todo este tiempo pensaste que era personal, pero siempre se ha tratado del macho alfa.
- Siktir oradan.
No es personal. - ¡ Jódete!
Ben buraya eşit ödeme konuşmaya gelmişken sen kişisel meselelerimden hikaye çıkarmamı istiyorsun.
Vine a hablar de salarios equitativos y me pides que use una relación personal como ventaja.
Yani bu kişisel mesele mi yoksa iş mi?
¿ Es un asunto personal o de negocios?
Ben ona bizim Sizz demeyi seviyorum çünkü olayları kişiselleştirmeye bayılıyorum.
Me gusta llamarlo El Sizz porque es mi toque personal.
Başa dönersek, Ock beni yeni canavarları ile kandırdı. Şeytani organizasyon HYDRA, şu televizyon suratlı olan, Arnim Zola, Triskelion'u yok edip, Tri-Carrier'i kişisel HYDRA Adası'na çeviren kişi.
Resulta que, Ock me engañó con sus nuevos mejores amigos, la malévola organización HYDRA, dirigida por el propio cara de TV, Arnim Zola, que destruyó el Triskelion y convirtió el Tri-Carrier en su propia isla personal HYDRA.
Sen de buraya kişisel olarak bakıp bakmadığımdan emin olmak için geldin çizgiyi geçmem için.
Y estás aquí para asegurarte que no me lo tome de modo personal, que no cruce la línea.
Lütfen. İmzaladığım tüm sözleşmeler kendi kişisel etik kurallarım tarafından zorla yaptırılmaktadır.
Los contratos los cumplo con mi código de ética personal.
Pekâlâ. Sükûneti tekrar sağlamak adına havaalanı güvenlik görevlisi olarak yetkime başvuruyor ve cezalandırıcı tedbir olarak bir tam puanınızı düşürüyorum.
Para restablecer la calma, en calidad de personal de seguridad del aeropuerto, voy a quitarle un punto entero como medida punitiva.
Aslında, gelecek ayın taksiti ekibine söz verdiğin maaşlara gidiyor.
En realidad, la cuota del próximo mes es para los sueldos que le prometiste a tu personal.
- Hayır, bu ölüm tek görünüyor.
Seguramente fue un ataque personal.
Dünya genelinde Amerikan ordusunda görev yapan 2 milyon asker. Emekli askerleri dahil ederseniz bir 6 milyon daha.
2 millones de estadounidenses personal de servicio activo en todo el mundo... 6 millones más si se incluyen los veteranos.
O adamlardan biri adaletin kılıcına sahip gibi görünüyorsa ve yakın zamanda kullanmış olabilirse beni ara.
Oye, y si cualquiera de estos tipos parecen que pueden tener un interés personal y puede haber utilizado recientemente, llámame. Va a hacer.
- Kişisel bir olaya benziyor.
Parece personal.
- Yani yine kişisel.
De nuevo, personal.
Sizin sosyal medya profilinizi daha tutkulu, samimi, kişisel bir şeye dönüştürüyoruz.
Nosotros transformamos su perfil público en algo más apasionado, inmediato, personal.
Kişisel tecrübelerime dayanarak, ki ben de üç çocuk babasıyım çocuklarım Julio Amcalarını çok sever bu arada evet, muhtaç bir çocuğa harika bir yol gösterici olurdu.
Hablando desde la experiencia personal y como padre de tres chicos, que por cierto, quieren a su tío Julio, sí, sería un gran mentor para un niño necesitado.
Özel hayat?
¿ Tu vida personal?
Bu kadar eşyası olması kötü.
Bueno si no estuvieses corto de personal, tal vez Waverly
- Onu mu hackledin?
¿ Hackeaste su agenda personal?
Aynı para burada ortaya çıkıyor ve kurbanımız tarafından striptiz kulübündeki bir kıza bahşiş vermek için kullanılıyor.
Según los registros, el personal del Ejército a cargo de apoyo financiero fueron capturados en una emboscada y recibieron la orden de la antorcha el dinero en efectivo. Y entonces se muestra aquí, donde nuestra víctima lo usa para inclinar a un chica en un conjunto de tiras.