Peru traducir español
875 traducción paralela
En nihayet, kendimizi, Peru, Brezilya ve Kolombiya arasındaki yarı belirgin sınırlardan müteşekkil sahipsiz topraklarda bulduk.
Finalmente nos encontramos en esa tierra de nadie formada por las indefinidas fronteras entre Perú, Brasil y Colombia.
Peru, Japonya, farketmez, emek falan dinlemem ve yakalarım! "
¡ Esté en Perú o en Japón, esté vivo o muerto, al final siempre lo pillo!
"Peru, Japonya, emek falan dinlemiyor ve yakalıyor."
Esté en Perú o en Japón, al final siempre lo pilla.
Evet, Guatemala, Peru.
Sí, Guatemala, Perú.
Peru'nun başkenti Lima'dan geçti. Bir penguende nadir rastlanan bir azimle bütün kıyı şeridini dolandı.
Pasó de largo por Lima, la capital de Perú... pegado a la costa con una determinación... pocas veces vista en un pingüino.
Peru'ya gidip trompet çalmak.
Ir a Perú y tocar una trompeta.
- Peru'ya.
- A Perú.
- İndiana'daki Peru'ya mı?
- ¿ Perú, Indiana?
Peru'ya bak.
Busca Perú.
Paita, Peru'da.
Paita, en Perú.
Çin, Peru...
China, Perú.
Eğer bana sorarsan, Wheeler Peru yolunu yarılamış olur.
A mí me parece que Wheeler está a mitad de camino de Perú.
Ekvator, Peru, Bolivya...
Ecuador, Perú, Bolivia...
Peru Cumhuriyeti, lehte oy kullandı.
República de Perú, a favor.
O yıllarda Amerika kıtalarında fil yaşamıyordu. Ancak Peru'daki tarih öncesinden kalma mağara duvarlarında fil çizimleri vardı.
Los elefantes no existían, en esa época, en América... pero se hallaron pinturas en las cavernas prehistóricas... en Perú.
Peru, Indiana.
Perú, Indiana.
İstanbul'dan Peru'ya, bir gecede milyoner olan herkes yakalanacak.
Al repentino millonario lo pillaran in fraganti de Estambul a Perú.
Peru'ya gitmiyorum sonuçta.
México no es Perú.
Baskı altındaki bu adada pek çok üs saldırı füzeleri üretmektedir. Tamamlanan ilave bir üs, Kuzey yarımkürede Kanada ve Hudson Körfezi'yle güneyde Lima ve Peru'ya kadar pek çok büyük şehri yok edebilecek kapasitede orta menzilli balistik füzelerin yapımı için inşa edildiği düşünülüyor.
... una base adicional, aún no terminada, parece haber sido diseñada para cohetes balísticos de alcance medio, capaces de destruir la mayoría de las principales ciudades del Hemisferio Occidental entre la bahía de Hudson, Canadá, al norte y Lima, Perú, al sur.
İspanyol serüvencilerin, Gonzalo Pizarro önderliğindeki büyük seferi... Peru'nun dağlık kesimlerinde 1560 yılında başladı.
A finales de 1560 partió desde la altiplanicie peruana una gran expedición española a las órdenes de Gonzalo Pizarro.
Ayrıca serbest bırakılanların ülke dışında çıkışı sağlanacak. Meksika, Peru olabilir. Ya da Arjantin.
los países a los que se entregará a los prisioneros pueden ser México, Perú o Argelia.
Örneğin, hükümet Peru ile savaşmak gerektiğini programlarsa, makinemiz Peruluları inceler ve bize ne yapmamız gerektiğini söyler.
Si el gobierno prevé que va a ser necesario entrar en guerra con Perú, nuestra máquina estudia a los peruanos y nos dice qué hacer.
Ona Peru'nun başkentinin adını verdik ve yerlilerin ten rengine boyadık.
Le dimos el nombre de la capital de Perú y el color de la piel de los nativos.
Birkaç aylığına Peru'ya seyahete gitti. Bir sene dönmez herhalde.
Se ha ido a Perú unos meses, un año, de viaje.
Ve Pizarro'nun Peru'dan çıkardığı bütün o İnka altınları.
Y todo el oro inca que sacó Pizarro del Perú.
Yüksek dereceli mal. Peru kokaini olabilir.
Puede ser polvo peruano.
Sörfteyseniz, denizdeyseniz Peru'da bulursunuz kendinizi.
Y si está nadando o sobre una tabla puede acabar en Perú.
Peru'da randevumuz var.
¿ El miércoles? Tenemos una cita en Perú.
İşte burada Brezilya ve Peru sınırı.
Aquí estaban en la frontera entre Brasil y Perú...
Biliyor musun, kıdem tazminatımla ve kitabımdan gelecek avansla Peru balayımızı gerçekleştirebiliriz şu güneş tapınaklarını görmeye gideriz, ha?
Sabes, con el finiquito y el adelanto por mi libro pienso que podemos permitirnos ese viaje de luna de miel a Perú a los templos del sol.
Kesinliği belli olmayan bazı söylentilerde Peru'nun orta bölgelerindeki bir kabilede tamamen efendilerinin kontrolü altında çok sayıda zombinin yaşadığı ve dağların çevresinde dolaşıp yabancıları öldürerek efendilerine götürdüğü anlatılır.
Hay constancia, no demostrada pero tampoco rebatida, de que una tribu de Perú cuenta entre sus habitantes con muchos de estos muertos vivientes que están completamente a las órdenes de su amo, y que van vagando por las montañas matando a forasteros que llevan de vuelta a su amo.
O "Peru." Anlamı?
Pon Perú. - ¯ Qué quieres decir?
- Peru'ya bak.
- Mira en Perú.
Yukarıda, Peruvian Amazon Şirketi var. Bir anonim şirket burada da, Borja kardeşler.
Encima está la Compañía del Amazonas de Perú... una sociedad anónima.
Peru hükümeti idari makamları bu büyüklükte bir arazinin tapusunun alınabilmesi için dokuz ay içinde kanıtların belgelendirilmesini ister.
A través de sus órganos ejecutivos, el Gobierno peruano exige que... la adquisición de un territorio de esta extensión... se haga mediante escritura y por un periodo de prueba de nueve meses.
Evet. Peru'dan taptaze.
Sí, recién llegada de Perú.
Beth, Peru'dan ton balığı ve İspanyol zeytinleri ile doldurulmuş bir ördeğe ne dersin?
Oye, Beth. ¿ Qué tal si hago pato a la Long Island? Relleno de atún y aceitunas.
Yüzde 92 saf, tescilli en temizinden Peru işi, Eddie.
Cocaína peruana pura, un 92 %, analizada en el laboratorio, Eddie.
Ve Peru Malı Çok Fazla Etmez...
Y no puede haber tanto polvo en todo Perú.
Lima, Peru'da bir adam tanıyorum.
Conozco un caballero en Lima, Perú.
"Peru."
"Perru."
Peru ve Tayland'a adam gönderemem.
No puedo enviar nada ni a Perú ni a Tailandia.
Peru'ya hoşgeldiniz.
Bienvenida a Perú.
- Peru.
- En Perú.
Peru'dan.
De Perú.
Şef. Peru Bağlantısı.
Jefe la Conexión Peruana.
Küçükken Peru'da...
Cuando era niño en Perú...
Medeniyete alışmam için bana beş dakika ver, tamam mı?
Dame 5 minutos, para adaptarme a la civilización. Tengo una oferta de trabajo en Perú.
Peru'da bir işim var.
¿ No te gustaría ir a Perú?
Peru'ya gitmek istersin, değil mi?
¿ Verdad?
Laurence'ı hatırlıyor musun? Dalgıçlardan biri.
Es uno de los buceadores de Laurence, el de Perú.