Petrus traducir español
285 traducción paralela
Petrus dedikleri Simon'ı hatırlıyor musun?
¿ Recuerdas a Simón, también llamado Pedro?
Şimdi kim bakacak sana? Aziz Petrus mu?
¿ Quién te va a alimentar ahora, San Pedro?
Eserleri, Aziz Petrus Bazilikası, Sistine Şapeli Musa, Davut Heykeli Kıyamet Günü Sahnesi, Adem'in Yaratılışı ve benzerleri.
Notable por San Pedro, la capilla Sixtina, Moisés, David El ultimo juicio, la creación del mundo... y, y.
İyi günler Petros.
Buenas noches, Petrus.
Hemen köşede Aziz Petrus'un yanında çok iyi bir restoran var.
Cerca de San Pedro hay una trattoria. El dueño es un amigo y se come bien.
Ya Aziz Petrus? Hala bulamadınız mı onu?
¿ Qué hay de San Pedro, no lo han descubierto aún?
Ne mutlu sana Petrus. Çünkü sen bunu sen ölümlü insanlardan değil, göklerdeki Babam'dan öğrendin.
Una bendición para ti, pedro porque no has aprendido esto de un mortal sino de mi padre que está en los cielos.
Sen, Petrus... kilisemi üzerine kuracağım kaya sensin.
Tú, pedro eres la roca sobre la que construiré mi iglesia.
- Petrus?
Pedro.
Benim, Petrus.
Era yo, pedro.
Yapar mısın Petrus?
¿ lo harías, pedro?
Oh, Petrus, Petrus.
Ay, pedro.
Petrus uyuyor musun?
¿ duermes, pedro?
- Petrus, hayır! Kılıcını yerine koy.
No, pedro, baja la espada.
İsterse Petrus gelsin, hiçbir papa vazifemle arama giremez!
¡ Y ni todos los papas juntos desde San Pedro impedirán que lo cumpla!
Ayrıca Aziz Petrus'un soyundan, İsa ile tek bağımız.
También es descendiente de San Pedro, nuestro único eslabón con Cristo.
Bu yetki... bizzat... kurtarıcımız Isa tarafından... henüz kendisi yaşarken, dünyada şahsen varolduğu sırada... Aziz Petrus'a ve Roma piskoposlarına... verilmişti.
Esto se confirió... por boca... de nuestro salvador, Jesucristo, a San Pedro y a los obispos de Roma mientras vivia... y estaba en persona... aqui en la tierra.
Sen Bavyera şampiyonu Hans Petrus oluyorsun.
Te llamas Hans Petrus y eres campeón de Baviera.
Kid Mauritius'i zaten tanıyorsunuz. Ve sol yanımda Bavyera şampiyonu Hans Petrus oturuyor.
Conocen a Kid Maurice... y aquí está Hans Petrus, campeón de Baviera.
Hans Petrus Münih'te yaşıyor, evli ve 2 kızı var.
Hans Petrus vive en Munich, está casado y tiene dos hijas pequeñas.
- Petrus numara yapıyor, ha?
- Petrus sólo está fingiendo.
Petrus'un zaferini kutlayacağız.
Celebraremos la victoria de Petrus.
- Petrus Olausson, Alfta Bölgesi.
- Petrus Olausson, del condado de Alfta.
Birader Petrus. Biliyor mu...
Hermano Petrus. ¿ Sabe...?
- Gel, Petrus.
- Vámonos, Petrus.
- Petrus da yatacak.
- Pedro quiere acostarse. - Pedro, ya no hay más lugar.
Petrus, sen misin?
¿ Pedro? ¿ Eres tú?
Aziz Petrus, yapma bunu bana.
Peter st. Peter, no me hagas esto.
Kabasakal Al, ben Aziz Petrus.
Al de Pal, aquí Pete st. Pete.
Chateay Petrus tattığını düşünürken aslında Forcas Dupre içiyordu.
Pensaba que probaba una Château Petrus cuando en realidad probaba un Fourcas-Dupré.
Petrus da İsa'ya aynısını yapmıştı. Üçtane yalan söylemişti.
Como Pedro con Jesús, antes de que cantara el gallo.
Ben tanrıyım, bu da Petrus.
Soy Dios y él es Pedro.
Ulu Tanrım. Bu şarap 1945 rekoltesi baba.
Dios mío, papá, es un Chateau Petrus de 1945.
Bu markanın 1945 rekoltesini hiç görmemiştim.
Nunca había visto un Petrus del'45.
O şarap Bordeau.x'da yetişen çok özel bir üzüm cinsinden...
Bueno, papá, el Chateau Petrus es un Bordeaux de excelente cosecha...
eBay'den daha yeni 1961 yılından kalma petrus şarabı aldım.
Acabo de comprar una botella de Petrus del 61 en e-bay.
Petrus, 1971
Petrus, 1971
Bir şey talep edebilecek bir durumda olmadığımı biliyorum ama bir kadeh Chateau Petrus içerken daha rahat konuşan bir insanımdır.
Entiendo que no estoy en posición de pedir nada, pero que conste, me siento más cómodo hablando ante una copa de Château Petrus.
İtiraf etmeliyim ki, şarabı istediğimde pek ciddi değildim.
No hablaba muy en serio cuando pedí el Petrus.
Petrus.
Petrus.
Chateau Petrus.
Chateau Patreuse, 1982.
- 1952, Chateau Petrus Bordeaux.
- Chateau Petrus 1952. OK, no importa.
Simon Petrus! Beni bekletme.
Simón, el Canaaneo, no me dejará colgado.
Simon Petrus öyle söyledi.
- Te imaginas cosas. Simón Pedro me lo dijo.
Koleksiyonumdan bir "Petrus".
Es un Petrus de mi colección.
Gördün mü, bahse girerim ne dediğimi duymadın. Bu özel koleksiyonumdan'82 Petrus.
Creo que no me has oído bien, es un Petrus del 82,
Petrus.
Pedro.
Bitte, Herr Petrus...
Por favor, Herr Petrus...
- Petrus'un mu?
- ¿ De Petrus?
İşte bu yanını çok seviyorum Petrus.
Eso es lo que amo de ti, Pedro.
Petrus'un daha iyi bir şarap olduğunu söyledi.
Ahí estaba, proclamando al Petrus como un vino superior y no pudimos contener las carcajadas.