Pezevenk traducir español
1,397 traducción paralela
- Pezevenk. Sana tüm bunları onunla yat diye söylüyor.
Sólo quiere acostarse contigo.
Pezevenk.
Hijo de puta.
İşin içinde pezevenk olduğunu bilmiyordum.
No sabia que hubiera chulos.
Hey, seni kulüpte gördüm... pezevenklik yapiyordun, pezevenk.
Hey, te vi en el club... alcahueteando la otra noche, ahí, alcahuete.
Arkani dön, pezevenk.
Sólo da la vuelta, alcahuete.
Pekala, bana bir silah ver, pezevenk.
Bueno, entonces déjame un arma, alcahuete.
O bir pezevenk.
Es un proxeneta.
Holland'a nasıl bir pezevenk olduğunu söyleyebilirsin.
¿ Por qué no le dices a Holland que es un buen proxeneta?
Pezevenk ve fahişe.
- Proxeneta y puta.
Biraz uçmak ister misin, pezevenk?
¿ Quieres que te mate, hijo de puta?
Pezevenk.
Un alcahuete.
Pezevenk!
¡ Alcahuete!
Bu işin sonunda genellikle adam pezevenk olur çıkar.
Esas cosas acaban con el tipo convirtiéndose en un proxeneta.
Artist pezevenk.
Nena de mierda.
Asıl sen beni üstünlüğünle tehdit ettin, seni Hipokrat pezevenk.
Tú me amenazas a mí con tus profundos valores morales, gilipollas hipócrita.
O sadece peş para etmez bir pezevenk, hiçbir şey değil.
Es un padrote cualquiera. Un don nadie.
Hileci pezevenk!
Ese bastardo tramposo.
Seni pezevenk... - Yapma böyle Dan!
- si claro
Bu herif tam bir pezevenk.
- vamos Dan giro bancario...
Şanslı pezevenk.
Qué suerte tiene ese desgraciado.
Bunlar pezevenk kıyafetleri.
Es ropa de proxeneta.
Seni pezevenk.
Degenerado.
Pezevenk mi?
¿ Por qué?
Onu pezevenk gibi...
Yo no soy el que la prostituyó...
Onu pezevenk gibi bu dolaba sürükleyen ben değildim.
¡ Yo no fui el que la metió en el maldito timo!
Pezevenk elini güçlü tutmalısın.
Necesitas mantener tu mano de chulo firme.
Sakın bir daha Memur Krystal'e dil uzatma - seni pis, küçük pezevenk!
¡ Jamás le hables así a la agente Krystal, pequeño depravado sucio!
Pezevenk suyu içmeliyim.
Voy a tomar de este jugo.
Boktan bir pezevenk gibi davrandığına hiç şaşmamalı.
Con razón actúas como un proxeneta.
Pezevenk, kızıma sulanmayasın, tamam mı?
Cretino, no estes mirando a mi chica, ¿ ok?
Pezevenk!
¡ Cretino!
- Erick'in babası tam bir pezevenk!
¡ El padre de Erick es un chupa pollas!
O pezevenk sana ne söyledi?
Que te dijo ese imbécil?
Evet, o bir pezevenk.
Si, es un imbécil.
Bu çok özel acımızı pezevenk kardeşimin biletlerini sattığı iğrenç bir kucak dansına çevirdin!
Has convertido nuestra pena más privada en una especie de espectáculo, ¡ y mi hermano vende boletos!
Git kendini becer gözü dönmüş pezevenk.
Piérdete, bastardo.
Bırak dedim, adi pezevenk!
¡ Tíralo bastardo!
Eğil, adi pezevenk!
¡ Abajo, bastardo!
Adi pezevenk!
¡ Jodido bastardo!
Bu pezevenk iki yıl oldu, burada başımda duruyor.
Ese bastardo ha estado de pié 2 años también.
Komutan Dick, adi pezevenk, o kadar küçük parçalara ayırmış ki!
Sargento Dick, el jodido bastardo, lo rompió en tantos trozos.
Seni iğrenç pezevenk.
Maldito hijo de puta.
- Pezevenk herif.
- Maldito cabrón.
Küçük çapta bir pezevenk.
- ¿ Sí? - Proxeneta de poca monta.
Bu pezevenk fahişelerini Western'ın oradaki bir ara sokakta çalıştırıyor.
Este chulo pone a sus chicas a hacerse a los tíos en un callejón de Western.
Pezevenk faydasız. Başka ne buldunuz?
Nuestro alcahuete es un callejón sin salida. ¿ Uds. encontraron algo?
Siktir, pezevenk.
Vete a la mierda, maldito.
Bir pezevenk mi?
¿ Un proxeneta?
Eğer 5000 $ bulamazsak pezevenk, bunu yapacak.
Si no juntamos cinco mil pronto, ese tío nos matará.
Ciddi olun pezevenk bey.
Sé serio, chulo.
Pezevenk kokusu gibi.
Es como esencia de vago.