Pila traducir español
2,602 traducción paralela
Burada, İnternet takvimi kurbanın dün 10 : 00'dan 16 : 00'ya kadar doluymuş.
Mira... su calendario on-line... muestra que la víctima tenía citas de 10 a 4 de la tarde de ayer,... todo nombres de pila.
Pillere bağlı olan.
Es el que está conectado a la pila.
Adınızın baş harfini kullandık.
Hemos utilizado tu nombre de pila.
Ben pil miyim?
¿ Crees que soy una pila AAA?
Dostlarım, yardımcılar ve temsil ettiğim müvekkillerim dışında çok az kişi benim ilk ismimi bilir.
Excluyendo a amigos, socios, y los clientes a los que represento, hay muy poca gente a los que me dirija por su nombre de pila.
- Ve ilk adını bile bilmiyorum.
- Y ni siquiera sé su nombre de pila.
- Tanıtılmaya gerek yok, birbirimizi tanıyoruz zaten.
- No son necesarias las presentaciones, nos llamamos por el nombre de pila.
Bizim grubumuz siz kalitesiz gelincikleri rock'n'roll... mezarlığına gömecek.
Nuestra banda aplastará tu insignificante comadreja en una pila de desechos de rock and roll.
Mülk fiyatlarını birkaç ceset kadar, hiçbir şey düşüremez.
No hay nada como una pila de cadáveres para rebajar el valor de las propiedades.
Bir tersane çalışanı, köprü ayağına bağlanmış ve göğsünde bir buz kıracağı bulunuyor. Ayrıca ortalık yerde.
¿ Una estibada es atado a una pila con un picahielos clavado en el pecho para que cualquiera lo vea?
Tek bildiğim Louis'e bir yığın belge verdiğim ve içinde senin gizli kodun olan bir faks bulunması.
Todo lo que sé es que le di a Louis una pila de expedientes y había algún fax con tu código confidencial en él.
Peki ya ismi?
¿ Qué hay de su nombre de pila?
Haneme bir hasta daha eklendi.
Un paciente más para añadir a mi pila.
Bu formları azaltana kadar sanırım.
Creo que necesitamos hacer una abolladura decente en la pila de formularios.
Mussolini'den beri en ukala serseri.
La más presumida pila de porquería desde Mussolini.
# Değillerse kontrol ettiklerimizin yanına koyarız. #
# Si no es así, entonces los ponemos # # En la pila designada # # De tickets ya revisados #
Bir sürü düğün dergisi.
Es una pila de revistas de casamiento.
Ama sır saklamayı sevmediğim için kendi zulamı seninle paylaşayım dedim.
Pero porque no me gustan los secretos pensé en compartir mi pila secreta de revistas contigo.
Aynı paraya ben 83 model Jeep aldım ve bu bir saçmalık aynı paraya 11 yıl daha yenisi mi?
Llego uno'83 el Jeep, Y esto es algo semejante una pila de sinsentido, ¿ Son 11 años más nuevo para el mismo valor?
İkimizde bu yığının üstündeyiz, Joe.
Ambos estabamos abajo en aquella pila, Joe.
Kuş havuzunu pencereye fırlattı, içeri girdi sonra da, tıpkı dediği gibi, kızın elbiselerini değiştirdi.
Irrumpe, lanza la pila para pájaros por la ventana, y luego, como dijo, cambia sus ropas.
Birinci isimlerinize mi geçtiniz hemen?
¿ Ya te llama por el nombre de pila?
Ama yeteri kadarı sızdı zaten. Adları, tarihler, detaylar.
Pero me diste bastante, nombres de pila, fechas y detalles.
Dr. Phil ve Dr. Jay.
Y está en un club con los medicos que tambien tienen nombres de pila.
- Adam sadece kereviz saplarını kesmiş.
Ma, cortó una pila de apio.
Bağışlanacakların arasında koy.
Pila de donaciones.
Şimdi izin verirseniz, bir yığın katlanacak yeni yıkanmış bebek kıyafetim var.
Ahora si me perdonas, tengo una pila de colada de ropa de muñeca para doblar.
Hayır, ve genelde geldiğinde arkasında cesetler bırakır.
No, y cuando lo hace, suele dejar una pila de cadáveres a su paso.
Tam vazgeçmişken yığın halinde gelip yanınızda dururlar.
Después de darse por vencida, una pila de hombres pasan por su lado.
O gün buraya adım atan insanların aslında bir toplu mezara girmekte olduklarından haberleri yoktu. Esasen bir sürü cesedin üstüne bir avuç toprak attılar sonradan.
La gente que entró allí ese día... no podía saber que ingresaban en una fosa común, que es básicamente una pila de cadáveres... que luego cubren con tierra.
Bu konuyu "Saldırın Claire'e" toplantısına bırakıyorum.
Se reunió una pila de idiotas.
Bu pozisyona da ben "ittim" herhâlde.
Creo que también la empujé sobre esa pila.
- Büyük para uğruna.
- Una gran pila de dinero.
Bu süper "görev" in bir kazığıydı.
Esa fue una pila de super "deber".
Gidip şu koca hediye yığınına bir bakalım.
Vamos a ver esa pila gigante de regalos.
Ben seni köpük şeklindeki yastıkların içinde efendi edeceğim.
Te disculparé en esa pila de formas de foami.
Meatlug buraya kaya istiflemiş.
Gordontúa vomitó una pila de rocas.
Tıbbi malzeme, güç kaynakları...
Medicina, pila de energía...
- Barda bir yığın kirli bulaşık var.
Bueno, hay una pila de platos sucios atrás del bar.
Ona baskı yapmak için masaya bir belge yığını koy.
Coloca una pila de documentos en la mesa para presionarlo.
Aslında, Omar Tate gerçek adı değil.
Bueno, Omar Tate no es su nombre de pila.
İlk isimlerinizi kullandığınızı fark etmemiştim.
No sabía que lo llamabas por su nombre de pila.
Mükemmel olmuş.
Es perfecto. Digo, puedo reacomodar la pila de almohadas.
Oradaki yığın ne öyle?
- ¿ Qué es esa pila de ahí? - No sé qué sea qué.
Şimdi hayal et, istediğin kızı seçtiğin yer dergi sayfaları olacak.
Imagina lo que es poder elegir cualquier chica que quieras de una pila de revistas.
Anson'ın tomarla para bayıldığı şeyi araştırıyordum.
Estaba viendo las cosas que Anson compró con su gran pila de dinero.
Bu yığının içinde Chloe'nin resimlerini görüp bana haber verirsen seni daha çok seveceğim.
Si. Tambien amaria que grites si ves pinturas de Chloe en alguna parte en esta pila.
Bulduğum tek şey, yatağının ayakucundaki tuzlardı.
Lo único que pude encontrar fue una pila de sal al pie de su cama.
Benim için yaprak yığınının içine dalıp, kullanılmış prezervatif bulmak gibi olmuştur.
Para mí era saltar a una pila de hojas y encontrar un condón usado.
Masada 20 dakikaya yetecek kadar kahverengi yaprak yığını vardı.
Había una pila de hojas secas en la mesa... como 20 minutos de ellas, de hecho.
Senin bir adın var mı peki?
¿ Tienes un nombre de pila?