English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ P ] / Piscina

Piscina traducir español

7,261 traducción paralela
Çok özel bir havuzda büyüyen nilüferlerin nerede olduğunu.
Una piscina especial donde crecen los lirios de agua.
Geleneksel V8'ler ise sizi havuza iterdi osururdu ve bunun komik olduğunu düşünürdü.
Los V8 tradicionales te empujarían a la piscina y luego se tirarían un pedo, y creerían que es gracioso.
- Havuz mu var orada?
- ¿ Hay una piscina aquí?
Ben top havuzuna gidiyorum.
Voy a la piscina de pelotas.
Kadının havuzu var!
¡ Tiene una piscina!
Güzel bir evin ve havuzun ve güzel bir hayatın olmasından dolayı Roscoe'nun bir daha yanıma gelmeyeceğinden korktum.
Es que me da miedo que ahora que tienes una casa preciosa y piscina y esta fantástica nueva vida Roscoe nunca va a querer volver a mi casa.
Çocuk havuzunu dolduracağım, ayaklarımızı içine sokuveririz ve bu tıpkı göl gibi olur.
Voy a llenar la piscina para niños, meteremos nuestros pies en ella. Va a ser igual que el lago.
Tamam, evime git. Arka avluda bir anahtar olacak. Havuz filtresinin yanındaki kutuda.
Bien, así que voy a mi casa, y en el patio trasero hay una llave en el cuadro de imán por el filtro de la piscina.
Havuz filtresinin yanındaki kutuda.
! Es en el cuadro magnetizado, por el filtro de la piscina.
- Havuzdan çıkartamıyoruz onu.
Y no podíamos sacarlo de esta piscina.
- YMCA'de yüzerdim eskiden sonradan her gün kaç kişi o havuza işiyordur herhalde dedim ondan sonra da keyfim kaçtı.
Solía nadar en la Y... y luego pensé que muchas personas deben orinar en esa piscina a diario y eso me quitó las ganas.
Bana pizza getiriyor olurdun veya havuzumu temizliyor olurdun.
Me estarías trayendo una pizza... o limpiando la piscina.
Birinin havuzunun temizlenmesi gerekiyor mu?
¿ Aquí necesitan limpiar una piscina?
Vincent Chase'in kardeşini, Vincent Chase'in havuzunda çekerken görün diye yayınlanmış.
Lo publicaron como "El Hermano de Vincent Chase lo Azota en su Piscina".
- Orası benim havuzum mu?
- ¿ Era mi piscina?
Havuzcuyu ve bahçıvanı kovdum.
Disparé el chico de la piscina y el jardinero.
- Havuza gitti.
- Fue a la piscina.
- Tek başına havuza gitmesine izin mi verdin?
Deja que se vaya a la piscina por sí misma?
Çık hemen havuzdan.
¡ Fuera de la piscina.
Havuzun oraya koycam.
La dejaré al lado de la piscina.
Allie, burada bir havuz olduğunu söylememiştin.
no me dijiste que había una piscina.
Hemen bakma, ama Ben havuzdayken sürekli sana mı bakar?
¿ No crees que Ben siempre te espía cuando estás por la piscina?
Havuz çok güzel.
La piscina está deliciosa.
Havuz var mı?
¿ Hay piscina?
Bay Harry havuzda.
El Sr. Harry en la piscina.
Evet Clara... İlk bilmem gereken, Bay Hawkes'ın havuza girmeye ne zaman gittiği.
Por lo tanto, Clara primero necesito saber a qué hora el Sr. Hawkes fue a nadar a la piscina.
Havuzun dibindeki kumlar hareket göstermişler.
La arena en el fondo de la piscina mostró movimiento.
Havuzun arkasından geliyor.
Viene de atrás de la piscina.
Striptiz yapacak mısın, yapmayacak mısın? Çünkü " Dollu Memiş sahnede. Sizin için, beyler.
Entonces, eso significa que estarás en la piscina o no... porque osea, "Día de los Hombres... saliendo para ustedes estos chicos, saquen sus billetes para llenar sus días".
Merhaba, baba.
Llevaré mi tortuga a la piscina, se llama Coco. Hola, papá.
- Bilardo oynar mısın?
¿ Hmm? Piscina. ¿ Juegas?
- Asla. Danny, suya gir!
¡ Danny, métete a la piscina!
Yapma Danny. Suya gel.
Vamos, Danny, a la piscina.
Hemen şurada kendimize ait bir havuzumuz var.
Y por allí, tenemos una piscina.
Kahretsin, bir şey havuzdan atladı.
¡ Algo salio de la piscina!
Havuzdaki olay çok garipti. Beth, benden daha çok korkuyordu ama.
Lo de la piscina fue raro, pero ella se asusto mas que yo.
Havuza atlayıp senin küçük odun evini kırdığım ve senin küçük bir kız gibi ağladığın zamanı anlatacağım.
Les contaré de cuando salté a la piscina... y rompí tu cabañita de troncos, - y tú empezaste a llorar como una niña.
Havuza atladığım ve odunlarını kırdığım gece bana çok kızmıştın ya ve babam senle konuşmuştu.
Que salté a la piscina... y rompí tu rancho? ¿ Y estabas furioso conmigo? ¿ Y papá te habló?
- Havuz başında değil.
No está junto a la piscina.
- Havuzdan beni çağırıyor.
- Me llama desde la piscina.
Leziz yemekli, havuzlu ve klas tiplerin olduğu şahane bir rehabilitasyon merkezine gidelim.
Vamos a un centro chulo, con buena comida, una piscina y gente elegante.
Havuzda egzersiz falan yap.
Usa la piscina para hacer ejercicio.
Aynı su birikintisinde boğulmak gibi.
Sería como ahogarse en una piscina.
Havuz ne tarafta?
¿ Dónde está la piscina?
Ölüm asansörünüzde saatlerce mahsur kaldım ve muhtemelen işten atıldım. Bu yüzden havuzun kenarında, bu şezlonga uzanıp rahatlayacağım.
Estuve en su ascensor letal durante horas... y quizá me despidan, así que me quedo junto a la piscina... y me relajaré.
Ve şunu da hiç unutmuyorum, havuza gidiyordum. Acelem vardı.
Y me acuerdo, de que iba de camino a la piscina, iba con prisa.
Dalma Çanı B, Moon Pool'a transfer olmak için hazır olun.
Campana de Buceo B, listos para su transferencia a la piscina luna.
Oda 326, havuz manzaralı.
Habitación 326, con vista a la piscina.
Havuza bir dalın ve yüzeyin altında sizi neyin beklediğini keşfedin.
Ven a nadar en la piscina y descubre qué te espera justo debajo de la superficie.
Ama Frank'in gördüğü tek şey bebek havuzundaki bebelerdi.
Pero solo tenía hasta el cuello el agua la piscina para chicos.
Uzay gemisi çok büyük olmak zorunda. Binlerce insana yetecek kadar büyük olmalı. Yeni bir gezegende sağlıklı bir gen havuzu oluşturacak bu insanlar için.
necesario para crear una reserva de genes sanos en los nuevos planes demasiado grande para construir en la tierra el gigante Kraft tendrá que ser construido en espacio lejos de la piscina duele gravedad pero la construcción de un astillero en el cielo

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]