English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ P ] / Place

Place traducir español

1,184 traducción paralela
Bel Air bölgesi, buralarda, 2-3 blok ötede olmalı...
Bonear Place. Yo diría que eso sólo está un par de manzanas más abajo.
Biri Brooklyn'de oturur, biri Sutton Place'te.
Algunos viven en Brooklyn, y otros en Sutton Place.
Bunun sebebi istediğin gibi düşünüp yaşayabilmen mi?
¿ Es porque puedes vivir y pensar como te place?
Uzun bir süre boyunca Clichy Meydanı'ndan uzak durmak için yolumu değiştirmiştim.
Durante mucho tiempo, evité pasar por la Place Clichy.
Clichy Meydanı'na ne yaptıklarını görünce üzüleceksiniz.
Te entristecería ver cómo está la Place Clichy.
O birden gelir ve gider.
- Va y viene como le place.
Borgan Place'li çok güzel bir kız vardı...
Era una chica sexy de Borgan Place...
Bettertake it easy'Cause thisplace is hot
~ Better take it easy'Cause this place is hot
Findaplace to hide lneedyou
~ Find a place to hide I need you
When my baby mistreats me lnever, neverfindaplace to hide lneedyou
~ When my baby mistreats me ~ I never, never find a place to hide I need you
Back to thatsame oldplace
~ Back to that same old place
Bu saçma gelebilir ama A Place in the Sun'ı izledin mi?
- Cualquier cosa. Esto puede sonar tonto, pero, ¿ ya vio Un Lugar en el Sol?
Elizabeth Taylor ve Montgomery Clift'li A Place in the Sun mı?
¿ Un Lugar en el Sol? ¿ Con Elizabeth Taylor y Montgomery Clift?
Park Place istermisin?
Estacionamiento, ¿ lo quieres?
Place des Fìtes ne tarafta?
- ¿ La Plaza de Fêtes, por favor?
Louise'in evine gittim ve bütün gece Jack hakkında konuştuk. Jack'in kötü durumu hakkında çok ciddi bir şekilde konuştu.
Fui al piso que Louise tenía en Patson Place, pasé la tarde con ella hablando de Jack, y ella habló muy fervorosamente de la situación de Jack.
There's no place like home
No hay lugar como el hogar
Lysiane ne yapmak isterse yapacak ve yapmak istediklerim konusunda beni özgür bırakacak anladın mı?
Lysiane hace lo que quiere... y me deja hacer lo que me place, ¿ entiendes?
Bu akşam canınız ne istiyor beyler?
¿ Qué les place, caballeros?
Neden senin evine gitmiyoruz?
¿ Por qué no vamos a tu place?
Harika yer.
Great place.
I was struggling to get money to start this place... and then Julia got pregnant.
Luché por conseguir el dinero para abrir este lugar... y luego Julia se embarazó.
Dorothy Bain's at Annie's place.
Dorothy Bain está en casa de Annie.
We'll gonna rock, until this place goes up smoke.
Vamos a rockearhasta que el lugarsaque humo.
Neyse, kristal ve porselenlerimi getirdiğim için memnun değil misiniz?
Además, ¿ no les place que traje mi cristalería y porcelana?
Şartları hoşuna gitmiyor olabilir ama yine de en iyi çözüm, geri dönüp, olan biten her şey için ondan özür dilemendir.
Si esto no os place, mejor os regresáis a presentarle vuestras excusas.
- Bir yanlışlık mı var?
¿ Os place? ¡ Silencio!
? I FOUND A NEW PLACE TO DWELL?
- he encontrado un nuevo lugar para habitar.
- Hayır, Sutton Place'de. Neden?
- No está aquí. ¿ Por qué?
- Ben Boardwalk'la Park Place'i alıyorum. - Olmaz.
Me quedo con Boardwalk y Park Place.
Ayrıca Yol 22'de... Brown bölgesinde ateş edildiğine dair... bir raporum var. Tamam.
También tengo un informe sobre disparos fuera de la Ruta 22... cerca del Brown place.
Sonra Brown bölgesine doğru gideceğim.
Entonces yo voy hacia el Brown place.
Eğer seni memnun edecekse, bana dokun.
Tocame, si eso te place.
Sutton Bölgesi'nde bir şeyim var.
Tengo algo en Sutton Place.
* Oturacak yeni bir yer buldum *
* I've found a new place To dwell *
Bunun ben de farkındayım General Kikuchi ama bu yerin sırlarını korumak zorundayız.
I realize that too Gen. Kikuchi, but we have to guard the secret of this place.
Memnuniyetle duyurmak isterim ki, Darryl meşhur soruyu sormuş.
Me place anunciarles que Darryl acaba de hacer la gran pedida.
Bizim için bir yer hazırlayacak
# He'll prepare for us a place
6 Place aux Herbes, Nimes.
Place aux Herbes Núm. 6, Nîmes.
Artık hazırız sevgili kuzenimiz Dauphin'in dileklerini dinlemeye.
Estamos dispuestos a conocer lo que le place a nuestro primo el Delfín.
Hayır, Majesteleri, ben buradan çok hoşnutum... zira artık "Krallar gibi yattım," diyebilirim.
No, mi Señor. Este alojamiento me place más, ya que puedo decir que ahora yazco como un rey.
Majesteleri uygun görürse... burada temsilcilerinizden... birkaçını bizimle görüşmeye ayırsın... böylece kabulümüzü sunmamız ve bir yanıt vermemiz kolaylaşır.
Si place a Vuestra Gracia nombrar a alguno de vuestros consejeros para conferenciar con nosotros una vez más, os comunicaremos... nuestro acuerdo y definitiva respuesta.
Shelby'yi en mutlu edecek şey bana aksini kanıtlamak.
Nada le place más a Shelby que ver que me he equivocado.
Mahkemenin izniyle savunma... Bay Robert Reynard'ı çağırıyor.
Si a la corte le place, la defensa llama al Sr. Reynard.
# Now, everyone said Californie Is the place that you oughta be
Todos dijeron : California es el lugar donde deberías estar
Herif zengin oldu, ben hâlâ bu işlerle uğraşıyorum.
Ahora vive en Sutton Place, y yo todavía sigo en un sucucho.
Tavşan gibi üreyip, hiçbir iş yapmadan zengin olmayı umuyorlar. Hadi lan.
Se reproducen como conejos, no trabajan y esperan que el estado los lleve a Sutton Place.
Sizin için takla atabiliriz, eğer isteğiniz buysa ve şartlar da bunu gerektiriyorsa.
Podemos brincar, si os place, con los tiempos que corren.
Sanırım şans eseri.
Estabas en un restaurante de Place de I'Odéon con Josiane, la maquetadora.
İstedikleri yerden istediklerini alırlar.
Se llevan lo que les place.
Mayfield Place hoş geldiniz.
Bienvenidos a Mayfield Place.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]