Plane traducir español
65 traducción paralela
- # # A flier in an aerial plane - # # He steers it with a stick
Un piloto en un avión Conduce con una palanca
"... chickens flying everywhere around the plane. "
"... chickens flying everywhere around the plane. "
I caught a cold on the plane.
He pillado un resfriado en el avión.
And I'm gonna put you on a plane and I'm gonna get you the hell out of here.
Te pondré en un avión y te sacaré de aquí.
Bu sıralarda da, birisi size uçağa binmenizi söylüyor. ( "on" the plane ) ( on = üstünde ) "Uçağa binin."
En este momento, alguien dice que subas al avión : " ¡ Suban al avión!
Ben uçağın "içine" bineceğim. ( "in" the plane ) ( in = içeride )
¡ Yo me subo DENTRO del avión!
Gezeg... ülkenizin yerlisi.
Ella es nativa de su plane... país.
- Gitmem Gerek. Scott Ve Ben... We have to catch a plane.
Scott y yo... debemos abordar un avión.
Yoksa uçağınız sensiz kalkacak.
Your plane will leave without you.
Merhaba, çocuklar. Adım Dr. Adams. Yıldı'evine hoş geldiniz.
Hola niños, mi nombre es el Dr.Adams. Bienvenidos al plane-ario.
Doğru. Ama benim "yıldı'evi" ndeki "z" harfini söylememi engelleyen bir kemik hastalığım var.
- Bueno, lo es, pero tengo una enfermedad en los huesos, la cual me impide pronunciar la T en plane-ario.
Ama önce, yıldı'evinin nasıl çalıştığına bir bakalım.
- Pero primero quiero mostrarles como funciona el plane-ario. - Como si nos interesara.
Haydi. Artık yıldı'evine girelim mi?
Vamos, entremos al plane-ario, ¿ Si?
Günaydın çocuklar, yıldı'evine hoş geldiniz.
Buenos días niños y bienvenidos plane-ario.
Yıldı'evlerini sıkıcı bulduğunuzu biliyorum,... ama bu düşüncelerinizi değiştirmeye çalışacağım.
Se que piensan que el plane-ario es aburrido, Pero intentaré cambiar ese pensamiento.
Ziyaretinize teşekkürler. Unutmayın : ... geceleri burada lazerli rak gösterileri yapıyoruz.
No olviden que hoy tenemos un show de láseres en el plane-ario.
Clyde, eğer yıldı'evinden bu kadar hoşlandıysan,... belki gönüllü hizmette bulunmak istersin.
Bueno Clyde, si te gusta tanto el plane-ario, talvez quieras hacer trabajo voluntario aquí.
Sizi temin ederim ki yıldı'evi hakkındaki kanaatiniz değişecek.
Les garantizo, cambiará su forma de ver el plane-ario.
Yıldı'evlerini tümden unuttular.
Y se olvidaron de los plane-arios.
Elvis, konuklarımıza yıldız evine kadar eşlik et.
Elvis, lleva a nuestros invitados al plane-ario.
Ama yıldız evinin gördüğünüz en iyi şey oluşu hariç!
Excepto que el plane-ario es lo mejor que jamás han visto.
Ama yeni filmimin setinden programı izliyorum : "Uçaktaki Yılanlar 2, Elektrik Boogaloo"
Estoy viéndolo todo desde el set de mi nueva película "Snakes on the plane 2 electric boogaloo"
Neyse, yarın, o beni beklemezken eve geleceğim gitarımla "Leaving On A Jet Plane" i çalacağım.
En fin, mañana llegaré a casa a mediodía... cuando no me espere, y sin decir nada... voy a tocar "Me marcho en un avión" en la guitarra.
"Leaving On A Jet Plane." Klasik bir şarkı.
¿ "Me marcho en un avión"? Es de las clásicas.
Bu, o gezegendeki herkesin ölümüne yol açabilirdi.
La reacción en cadena pudo haber matado a todos los habitantes del plane- -
Soul Plane şoförünüz Kaptan Antoine Mack konuşuyor.
Les habla el chofer de su avión soul, Antoine Mack.
Karşınızda bay George Edward Plane.
Este de aquí es su Sr.George Edward Blane.
İçki kaçakçılığı yüzünden davalının,... iki hafta süre ile göz altında tutulmasına karar verildi.
Por el delito de vender cuatro copias piratas de Soul plane, el acusado es sentenciado a dos semanas de prisión.
o zaman trenle gideyim cenova'dan bu akşam uçakla gitmekle bir gün kazanırsın aslında.
Then I'll take the train from Geneva this evening. You'll gain a day by taking the plane tomorrow.
Gracias, Alfonzo, ama... Yo estoy yorgunum. El air-o plane-o yüzünden.
Gracias, Alfonso, pero cansada por el aeroplano.
Ardından 3 yaşındaki çocuğumuz Eddie'nin Jay Jay the Jet Plane'i izlediğini söyler.
Y ella dice que nuestro hijo de 3 años, Eddie está viendo "Jay Jay the Jet Plane"
Uçakta Yılan Var.
"Snakes on a Plane".
"2 km. daha Kuzey'e doğru devam edin."
Continue al norte por Plane Avenue durante 1,2 millas.
10 dakika uzaktayım. Güneyden geliyorum.
Estoy a diez minutos, llegando por el sur desde Plane.
Uluslararası Brineff Havayolları sıkıcı hava yollarının sonunun geldiğini sizlere duyuruyor.
Braniff International anuncia el final del "avión plano" ( plain plane )
Şimdi bunca beklentiyle elimde gerçek bir Snakes on a Plane var.
Y ahora, con toda esta publicidad, tengo entre manos otro fiasco como "Serpientes en el avión".
I got right up to the plane bay doors ve panikledim korkak tavuk gibi kaçtım.
Fui a la compuerta lateral del avión... y entré en pánico. Me acobardé. No podía hacerlo.
Sırf onu kızdırmak için "Leaving on a Jet Plane" i çalardım.
Solía tocar "leaving on a jet plane" sólo para molestarle.
Bayanlar ve baylar Sally Danville ve Plane Truth'u hep birlikte alkışlayalım.
Damas y caballeros, un aplauso para Sally Danville y Plane Truth.
Disney, farede karar kıldı. İlk Mickey filmi "Uçak Çılgını".
Esta es la primera película de Mickey Mouse, Plane Crazy.
Adam resmen serseri, neden ki?
Soul Plane tipo, pero ¿ qué?
Da plane!
¡ El avión!
Bizim Kev var ya, Soul Plane patladı diye üzgün.
Kev está enojado porque Soul Plane fue un fracaso.
Soul Plane'de çok beğendim onu.
Me encantó en Soul Plane.
- Soul Plane.
- Soul Plane.
Karnavalda Rock-O-Plane'e bindiğimi sayarsak, teknik olarak ikinci kez.
Bueno, técnicamente es mi segunda vez si cuentas el paseo en el Rock-O-Plane en el carnaval.
Bizi bu duruma onlar soktu. Plastic Bertrand - Ca Plane Pour Moi
Digo, ya nos trajeron hasta aquí.
Görüyorsun, Hiç böyle planlamamıştım.
Vean, nunca lo plañe así.
I think I crashed your plane.
¡ Walt!
Bak, bak...
* in a train * * to the astral plane * Bueno, bueno. La princesa regresa.
Çeviri :
Top Gear US, S01E08 "Car Vs Plane"