English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ P ] / Portland

Portland traducir español

1,511 traducción paralela
Bana Portland dedin.
Me dijiste a mí en Portland.
Çok isterdim, ama, Yarın Portland'a gitmem gerek.
Me encantaría, pero... tengo que estar en Portland mañana.
Eğer elinde 100,000 yatıyor olsaydı, yarın Portland'a gitmekten kurtulabilirdim.
Así que, a menos que haya 100.000 dólares por ahí, me temo que mañana me marcho a Portland.
- Bak sana ne diyeceğim. Bu arada, Portland'daki işlerimi tekrar programlarım,
- Te diré qué haremos, mientras tanto, voy a reorganizar algunas cosas en Portland, y seré tu pareja en la boda.
Dün şehir dışındaydım. Portland'da bir lisenin kliniğindeydim.
Ayer estaba por fuera, en una clínica en Portland.
Portland'a yeni taşındım ve bu marketi henüz bilmiyorum.
Me acabo de mudar a Portland y todavía no conozco esta tienda.
Özellikle son seneni burada, yani Portland'da geçireceksen.
Especialmente si vas a pasar tu último año aquí en Portland.
Portland Tribune. ( Gazete )
Portland Tribune.
Portland'da ne içiyorsunuz siz öyle?
¿ Que demonios estan fumando ustedes en Portland?
- Portland'da hava nasıldır sence, Chuck?
- ¿ Cómo estará el tiempo en Portland Shuck?
Portland'a E52 numaralı otobüs 10 dakika gecikecektir.
.. el bus E-52 a Portland se retrasó 10 minutos.
Tekrar ediyorum, Portland'a E52 numaralı otobüs 10 dakika gecikecektir.
De nuevo, el bus E-52 a Portland se retrasó 10 minutos
Ne dersin, seninle daha sulak bir yere uygarlığa daha yakın bir yere göçelim mi? Portland'a mı?
Me gusta. ¿ Qué te parece si migramos... a un lugar más cercano a la civilización?
Biliyor musun, seni Portland'da görmüştüm.
Te vi en Portland.
Ben Portland'a gidiyorum ve sen de sen de burada kalıyorsun.
Iré a Portland esta noche... y tú... te quedarás aquí.
Neden Portland Hayvanat Bahçesi'ne gitmiyor ki?
¿ Por qué no va al zoológico de Portland?
Portland Rose hastanesinden bugün bir telefon aldım. Enzimi çocukların için onlara gönderecekmişiz.
Recibimos una llamada esta mañana del Hospital Portland Rose acerca de mandarles las enzimas para tus hijos.
Portland'da bir botanist elinde ne varsa kafa olmanı yapacak bir şeyler yapıyor.
Un botánico de Portland sabe cómo sacarle el máximo provecho.
Portland bürosundan bir haber aldık.
Llamaron de la oficina de Portland.
Hayır, bırak Portland bürosu halletsin.
No, deja que Pórtland se ocupe.
- Portland'a taşındı.
- Se mudó a Portland.
Portland! Gece güzel geçiyor mu?
Sam acaba de mudarse desde Madison.
Portland'da işi kabul ettim.
He aceptado un trabajo en Portland.
Derhâl Portland'a uçuyorum. Teşekkür ederim.
Volaré inmediatamente a Portland.
Elinde fotoğraftan daha faydalı bir şey olduğunu söyledi. Chicago'dan Portland'e götürülecek bir miktar parası olan tanıdıkları varmış. İşte tarafsız birileriymiş, alakaları yokmuş...
Dijo que tenía algo mejor que fotos que tenía unos amigos que necesitaban llevar dinero de Chicago a Portland con alguien de afuera, con alguien neutro alguien que no hiciera preguntas.
Portland'de kaç tane palmiye var?
¿ Cuántas palmeras hay en Portland?
Annem Portland, Maine'de yaşıyor.
Mi madre vive en Portland, Maine...
Venezüela, Güney Kore, Portland.
Venezuela, Corea del Sur, Portland.
... Portland'dan gelen adamlar, onları haftalardır oyalıyorum.
... Portland. Lo pospuse por semanas.
İçin rahat olsun Portland bir çocuğum yok.
Así que, estad seguros, Portland... No tengo un hijo ahí fuera
Uyan Portland. Bugün pazartesi.
Despierta, es lunes.
Portland'da bir yerde, Cate'in sevgilisi büyük bir oh çekmiştir.
En algun lugar de Portland, el novio de Cate acaba de respirar un enorme suspiro de alivio.
Şimdi güzel kent merkezi Portland'dan sunucularımız canlı yayında.
Y ahora, en directo desde el hermoso centro de Portland, sus anfitriones...
Günaydın, Portland.
Buenos días Portland.
Ya da Portland halkının deyimiyle, Baze.
O como el departamento de Policía de Portland le dice cariñosamente, Baze.
Nasıl gidiyor, Portland!
¡ Qué tal Portland!
Tüm Portland'a lisedeyken hamile olduğumu söyledin. Lütfen ama.
Le dijiste a toda la zona de las afueras de Portland que estuve embarazada en la secundaria.
Son bir kaç hafta boyunca sürekli ona takıldığın için sağ ol. Bütün Portland halkının Cate ve Ryan hakkında kafası karıştı.
Gracias a tu fijación en él por las últimas semanas, todo Portland está confundido sobre Cate y Ryan.
Ve şimdi güzel şehir Portland halkı sunucularınız Cate Cassidy ve Ryan Thomas K-100 programındalar.
Y ahora, en vivo desde el hermoso centro de Portland, sus anfitriones Kate Cassidy y Ryan Thomas en la Locura Matinal de la K-100.
Portland!
¡ Hola Portland!
Tabii Springfield aslında sınırsız bir şehirdir. Her şey, gri soğuk ve uykulu bir köyden esinlenmiştir. Portland, Oregon gibi.
Pero por enorme que el mundo de Springfield pueda parecer, todo fue inspirado por la gris, fría, húmeda y adormilada ciudad de Portland, Oregón.
Dizideki karakterlerin çoğu Portland sokaklarından gelmektedir.
Muchos de los personajes en el programa tienen los nombres de calles de Portland.
Orada sokaklar alfabetiktir ve karakterlerin böyle gözükmesinin güzel olacağını düşündüm. Gidin 23. Sokak'a ve görün.
las calles en el noroeste de Portland están todas en orden alfabético, y pensé que sería realmente divertido si la gente fuera conduciendo por la calle 23 y vieran a Kearney, Lovejoy, Quimby, Flanders, Terwilliger...
Simpsonlar'a sadece Portland'ın ilham olmadığı aşikâr.
Resulta que Portland no sólo inspiró a Los Simpsons...
Simpsonlar da Portland'a ilham verdiler.
Los Simpsons también inspiraron a Portland.
Portland...
Ve al...
Portland'ın dürüst bir vatandaşı olarak bunu görmezden gelemezdim.
Como ciudadano preocupado de la ciudad de Portland, no podía dejar pasar algo así.
Merhaba, Portland!
¡ Hola, Portland!
Bu gece nasılsınız bakalım Portland?
¿ Cómo la están pasando, Portland?
Evet.
¿ A Portland?
Günaydın Portland.
Buen día Portland.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]