Porto traducir español
1,135 traducción paralela
Porto Riko kadınını anlamanız gerekiyor.
Debes comprender a la mujer puertorriqueña.
Güney Bronx'ta oturuyorum. Harlem'in kuzeyindeki, Porto Riko'nun batısındaki ülke.
Vivo en el sur del Bronx el país al norte de Harlem y al oeste de Puerto Rico.
Zenciler, beyazlar, Meksikalılar, Porto Rikolular, hamamböcekleri.
Negros, blancos, chicanos, puertorriqueños, cucarachas.
Kuzeyde... Harlem'in kuzeyindeki, Porto Riko'nun batısındaki ülke.
Al norte... el país al norte de Harlem y al oeste de Puerto Rico.
New York'ta çok fazla Porto Rikolu var.
Hay muchos portorriqueños en Nueva York.
Yine de çok fazla 6 yaşında Porto Rikolu olabileceğini tahmin etmiyorum.
Pero no creo que haya muchos portorriqueños de seis años.
- Evet, uslu olmayı seviyorum. - Çünkü korkuyorsun.
iSí, me porto bien!
Porto Riko'ya kesin gitmelisin.
Muchacho, tienes que ir a Puerto Rico las españolas por allíe...
Porto Rico'lu alıcı, Cotazar.
Cotazar, el perista puertorriqueño.
Ne de olsa polis teşkilatı fazla Porto Riko'lu çalıştırmıyor.
La policía no contrata a muchos puertorriqueños.
Kaltak karını sokakta zencilere ve Porto Riko'lulara pazarlarım.
Puedo poner a tu mujer de prostituta entre negros y puertorriqueños.
Bir keresinde Porto Riko'da buna benzer birşey görmüştüm.
Una vez vi uno en Puerto Rico.
Nereye gideceksiniz, Porto Rico?
Donde irán, Puerto Rico?
Porto mu?
¿ Oporto?
Biraz Porto iyi olurdu.
Un pequeño oporto sería perfecto.
O siyah çocuklardan zor ve ya İspanyol olanlardan, çünkü herkes düşünür, bir graffiticinin siyahi veya porto rikolu olduğunu, ve bu şekilde, bilirsiniz, Bu yanlıştır.
Es más difícil para los negros o latinos porque todos piensan que el escritor de grafiti es negro o portorriqueño, y eso, sabes... se equivocan
Lordum, elem verici bir haber getirdim.
Milord, porto trágicas noticias.
- Lordum, elem verici bir haber getirdim.
¡ Aquí estás! - Porto trágicas noticias.
Bay Fielding için viski soda, bayanlar için porto şarabı.
Whisky con agua, para el Sr. Fielding, oporto para las sefioras.
İşte, hanımlar, porto şarabınız.
Y aqui, sefioras, esté su oporto.
Porto Riko, Bahamalar, Ever lades.
Puerto Rico, Las Bahamas, Everglades.
Porto Rico içkisi mi?
¿ Algo típico de Puerto Rico?
Yani saatlerinizi ayarlayın. Kanun önünde Porto Riko'lu, Polack'lar değilsiniz.
No son especiales ni están por encima de la ley, como los puertorriqueños o los polacos.
Porto Rikolular hakkında ne düşünüyorlar?
¿ Qué hacen con los puertorriqueños?
Porto Nuovo'ya hoş geldiniz.
Bienvenidos a Porto Nuovo.
Porto şarabı, efendim.
Vino de Oporto, señor.
Her kadehte porto şarabı vardı, ama sadece birinde tortu vardı.
Había oporto en todas las copas pero solo había sedimento en una.
Tortu porto şarabının tümünde vardı.
El sedimento estaba presente en todo el oporto.
Biliyorum. Porto şarabı içilen üçüncü kadeh, Randallar ile bağlantı kurulması için miydi?
Lo sé. ¿ Y la tercera copa de oporto para incriminar a los Randall?
Eğer Lady'nin hizmetçisi perhiz yapan biri olmasaydı da sizin porto şarabı kadehini kabul etseydi, yeteneğinizle beni kandırmış olacaktınız. Tıpkı polisi kandırdığınız gibi.
Y si la doncella de la señora hubiera sido menos abstemia y hubiera aceptado su copa de oporto su ingenio podría haberme engañado como en verdad han engañado a la policía.
Porto Rikolu'ya mı benziyorum? Hey, Kübalı.
Hey, Cubano. rey de la cocaína.
Acımasız ve yeşilim. Ve kötüyüm.
" Soy brutal y me porto muy mal
Acımasız ve yeşilim.
"¡ Soy brutal y me porto mal!"
- Cidden Porto Rico'ya gittiniz mi?
- De veras fueron a Puerto Rico, ¿ eh?
Artık Porto Rico'ya gitmiyoruz.
Ya no vamos a Puerto Rico.
Porto Rikolu bir kadın garson, domates çorbası getiriyor.
Una camarera portorriqueña te trae una sopa. Una sopa de tomate.
Porto Rikoluları sever misiniz, kızlar?
¿ Te gustan los portorriqueños?
Çok şükür size rastladım! Şuradaki iki Porto Riko'lu adam beni soymaya çalıştı...
Gracias a Dios, dos puertorriqueños quieren robarme.
Eğer istersen Porto Silva'ya kadar bizimle gelebilirsin.
Si quieres, puedes venir con nosotros hasta Porto Silva.
Porto Silva benim evim.
Porto Silva es mi hogar.
Bu kuşu hâlâ Porto Silva'ya götürmek istiyor musun?
¿ Todavía quieres llevar a este pájaro a Porto Silva?
Porto Silva'ya vardığımızda kutlama yapılacak ve ziyafet çekilecek.
Cuando lleguemos a Porto Silva... habrá una celebración y mucha comida.
Hadi! Porto Silva, hemen tepenin ardında.
Porto Silva, está justo por ahí.
Briç oynamak varken erkeklerin vakitlerini Porto şarabı içerek geçirmelerini istemiyorum.
Me niego a que los hombres pierdan el tiempo bebiendo oporto cuando se puede estar jugando al bridge.
Seni Porto Santo Stefano'da yemeğe götüreyim.
Te llevo a comer a Da Armand a Porto Santo Stefano.
Brezilya'nın en güney ucundaki, Rio Grande do Sul eyaletindeki Porto Alegre şehrindeki Belem Novo'dayız.
Estamos en Belém Novo, en la ciudad de Porto Alegre, en el estado de Rio Grande do Sul, en el extremo sur de Brasil.
Bir milyondan fazla insanın ikamet ettiği Porto Alegre gibi bir şehir günlük yaklaşık 500 ton çöp üretir.
Una ciudad como Porto Alegre, habitada por mas de un millón de seres humanos, produce más de 500 toneladas de basura a diario.
Porto Alegre'de, kötü kokan ve hastalıklara davetiye çıkaran çöp için seçilen yerlerden biri Çiçekler Adacığı olarak adlandırılır.
En Porto Alegre, uno de los lugares elegidos para la basura que huele mal y atrae enfermedades es llamado "La Isla de las Flores".
Bir süre medeni biriymiş gibi davranmayı denesem ve size oturmanızı teklif etsem, bir sakıncası olur mu?
¿ Qué les parece si me porto civilizadamente... y les ofrezco un asiento?
Porto rico usülü. ihtiyacın olan şey...
Eso es Puerto Rico. Te llevaré...
- Porto Riko mekanında İtalyanlar mı?
- ¿ italianos en un barrio de puertorriqueños?