English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ P ] / Propaganda

Propaganda traducir español

1,199 traducción paralela
Propaganda Bürosu'na rapor sunmam istenmiş.
Me han pedido que me presente en la Oficina de Propaganda.
Yoldaş Reed, Komite, Propaganda Bürosu'nda sizin gibi birine ihtiyaç olduğuna karar verdi.
Camarada Reed, la Comisión Ejecutiva ha decidido... que haces mucha falta en la Oficina de Propaganda.
Propaganda Bürosu'na hoş geldiniz.
Eres muy bien recibido en la Oficina de Propaganda.
Ne zamandır propaganda subayısınız Binbaşım?
"¿ Por cuánto tiempo ha hecho propagando oficial, Mayor?"
Alman propaganda makinesi bunu zaten yayacaktır.
La máquina de propaganda alemana se encargará de eso.
Von Steiner sana beş iskelet gönderdi, Paris'te zafer propagandası yapmak için.
Von Steiner le envió cinco esqueletos, garantías de que usted en París hará propaganda de su victoria.
Bu maç Almanlar için bir propaganda şansı.
Este partido es una suerte de propaganda para los alemanes.
Bazılarının dediği gibi, sadece propaganda değil ama muhteşem bir spor olayı olarak.
No sólo propaganda, como dirían algunos sino como un magnífico espectáculo deportivo.
Hayır, bir broşür sadece.
No, es sólo propaganda.
Yayın tam olarak, Batılı devlet adamlarının ve etkili propaganda merkezlerinin Polonya'da iki olay sırasında en az bir koruyucuyu benimsediklerini söyledi.
Según los informes, estadistas de Occidente y centros de propaganda, adoptaron una actitud reservada hacia los eventos en Polonia.
Klüplerin devrimci propagandası yüzünden!
¡ Con la propaganda revolucionaria de los Clubes!
Sadece bir propaganda aleti.
Sólo una planta de propaganda.
Gerçekleri gören, yahudi ve Churchill propagandası yapmayan Amerika'lılar cesur birer bireycidir.
Patriótico estadounidenses que ven la realidad y no la propaganda de los Judios y de Churchill, que es sólo un aventurero megalómano.
Doğru olan ; faşistler iktidarda ve onların propaganda müdürüsünüz.
Los fascistas tomaron el poder, y Ud. administra su propaganda.
Kesinlikle abartılmış ve kendi reklamını yapmış bir isme aldanmayın.
No se guíen por la reputación eso es sin duda exageración y auto-propaganda.
Bu bir pazarlama aygıtı.
Son figuritas de propaganda.
O insanları kandırıyoruz.
Hacemos propaganda con esta gente...
Burası politik propaganda atabileceğiniz bir toplantı salonu değil.
Este Tribunal no es una tribuna política.
Bu film, savaş sırasında yapılmış, bir Nazi propaganda filmi olmalı.
Debe haber sido una película de propaganda nazi.
Pürüzsüz kalçalar... Bu bir propaganda filmi mi, yoksa porno mu?
¿ Es esto propaganda o pornografía?
Bunların hepsi bu çatışmalı ve vahşi devleti desteklemek için kullanılan yalanlar ve yanlış propagandalar.
Son mentiras y falsa propaganda para apoyar a este gobierno antagónico y violento.
Ve onu casus ortaklarıyla birlikte tutukladığımızda propaganda zaferi 100 futbol zaferine bedel olur.
Luego arrestaremos a él y a sus cómplices por espías y el triunfo propagandístico equivaldrá a 100 victorias de futbol americano.
"Kuzeyli asker, kitapçığı okuyunca firar etti."
"Norvietnamitas desertan al leer la propaganda."
Yaymaca.
Propaganda.
Saçmalık bunlar, hepsi insan karşıtı propaganda.
Es todo basura, es propaganda anti-humana.
Bunun zırvalık olduğunu biliyorsun, sadece şirket propagandası.
Tu puedes ver a través de esa basura. Es la propaganda de la Red.
Haklı olabilirsin, ama yaptığının propaganda olduğunun farkında mısın?
Quizá tenga razón. ¿ Pero no ve la propaganda que le ha hecho?
Partinin propaganda şefi seninle tanışmak istiyor.
El jefe de propaganda del partido quiere conocerle.
Ne olursa olsun işgal edeceğimiz... gazetedeki o yeri, evlenerek... barışın reklamını yapma adına kullanmaya karar verdik.
Así fue que decidimos utilizar el espacio... que ocuparía nuestra boda... con una propaganda por la paz.
Tüm vaktini aşırı sağın propagandasını yaparak geçiriyor.
Se la pasa haciendo propaganda de extrema derecha.
Bence siz bu propagandaya inanmak için çok zekisiniz.
¡ Usted es demasiado inteligente para creerse esa propaganda!
Ama birkaç yıl içinde yayılır yakıp yıkar, propaganda yapar, öldürür, büyür.
Pero algunos años después, aumentó sus alcances... vandalizando, haciendo propaganda, asesinando, creciendo.
Aman Yarabbi, bazı arkadaşlar yarınki baskılarda onu bir propaganda malzemesi yapmış olacaklar.
Señor! Uno de sus amigos que tenía que hacer para crear una imagen de la propaganda en los periódicos de mañana.
Onun intiharı da yarının baskılarında propaganda malzemesi yapılacak mı?
¿ Tiene su suicidio esta noche será otra foto de la propaganda mañana en los periódicos?
Arka kapak- - "blurb"
Propaganda.
Kathy Burgess'in şirket reklamlarında yeni eğilimlerle ilgili fikirleri var.
Kathy Burgess tiene algunas ideas nuevas sobre propaganda institucional.
- Kara propaganda mı?
- ¿ Propaganda negra?
Edindiğimiz bilgilere göre kendilerine COBALT adı veren bir grubun propaganda amacıyla Kalkan kontrol merkezine saldırdı.
De acuerdo a la información... el grupo llamado Cobalt intentó exitosamente... entrar al Control del Escudo con el objeto de hacer propaganda.
Muhtemelen Propaganda Bakanlığının taktiklerinden biriydi.
El nombre es obviamente un esfuerzo del Ministerio de Propaganda.
Bu komünist propagandasına kanmayın!
¡ No cojan esa propaganda comunista!
Ama Ruslar için hiçpropaganda yapmıyor.
Pero nunca hace propaganda para los rusos.
"Her geçen gün, artan suçoranıyla biraz daha beynimiz yıkanıyor."
"A diario recibimos propaganda sobre el aumento de los delitos."
Gizli Operasyonlar. Suikastler. Hükümet darbeleri... seçimlerde hile, propaganda, psikolojik savaş.
Asesinatos, golpes de estado, fraudes electorales, propaganda, guerra psicológica.
Bu evliliği iyi açıklıyor.
Eso no es propaganda del matrimonio.
Hareket Propagandası'nın bir anarşisti olan... Polonyalı bilinmeyen bir göçmendi.
Era un desconocido polaco exiliado que resultó ser un anarquista... de la clase "propaganda por el hecho".
- bu çok utanmazca bir reklam - hey, bende işe yaradı
- Una propaganda algo desvergonzada. - Funcionó conmigo.
Quiles'ın dükkanı önünde propaganda amaçlı ateş ettiniz.
Tu has estado en la tienda de Quiles.
Marge hem bu reklamları görmedi hem de bu gösterişli montu.
Marge no contaba con la propaganda ni con esta llamativa chaqueta.
Hey, ne kadar kötüsün!
¡ Hey, no me hagan mala propaganda!
Reklam.
Una propaganda.
- Propaganda şefini ara.
- Llama al jefe de propaganda.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]