Protestan traducir español
691 traducción paralela
Huguenotlar, o dönemdeki Protestan topluluğu.
Nota : Hugonotes - el partido protestante de este período.
Büyük Protestan lider Amiral Coligny, Huguenot topluluğunun başı.
El gran líder protestante, el Almirante Coligny, cabeza del partido hugonote.
PROTESTAN KURTULUŞ ORDUSU
EJÉRCITO DE SALVACIÓN
Şu kederli saatlerde bile, ülkemizin Protestan gayesi için hâlâ savaşıyoruz.
Y en esta hora sombría, todavía peleamos... por la causa protestante de nuestro país.
Katolik, Protestan, Yahudi...
Católico, protestante, judío...
Zamanları dolduğunda karşı çıkıyorlar mı?
¿ Acaso protestan cuando se les acaba el tiempo?
Bu Protestan bu ise Yahudi.
Uno es protestante, y el otro es judío.
Kısa boylu olan Protestan'mış.
- Y el bajito es protestante.
Papazlardan biri Yahudi, diğeri de Protestan'mış.
- De los tres capellanes... uno es judío y otro protestante.
Ama Peder, Protestan ve Yahudi dostlarım da kendilerinin hakikat inancında olduğunu düşünüyor.
- Pero... Los protestantes y los judíos también están convencidos... de ir por el camino de la verdad.
Bu yılın 22 Ekim'inde sanık, bu şehrin St. Christopher Protestan Episkopal Kilisesi Rahip George A. Lambert'ın ölümünden birinci derece cinayet suçlamasıyla bölge mahkemesi tarafından tutuklanıp bu mahkemeye sevk edilmişti.
El 22 de octubre del año en curso... el acusado fue remitido a esta corte... por el tribunal de distrito, por el asesinato en primer grado... del reverendo George A. Lambert... el pastor de la iglesia episcopal St. Christopher's... de esta ciudad.
Başka kiliselere giden insanlar da vardır ve onlara Protestan denir.
Otros van a otras iglesias y se llaman protestantes.
Amerikalı ve Katolik yada Amerikalı ve Protestan yada Amerikalı ve Yahudi olabilirsin.
Puedes ser estadounidense y católico... o estadounidense y judío.
Ama diğer nokta dindir, tıpkı Yahudi, Katolik yada Protestan dinleri gibi, tamam mı?
Lo otro es la religión como el judaísmo, el catolicismo o las religiones protestantes.
Pazar istediğin kiliseye git, protestan kilisesi bile olur.
Id a cualquier iglesia un domingo...
Mola için listeye bir protestan okulu ekleyemez miydiler?
¿ No podría haber contado con una escuela protestante para un respiro?
Birçok eş dırdır ediyor, erkekler nefret ediyor ve hırgür çıkıyor ama düşündüğün buysa, bunların çok azı cinayetle sonuçlanıyor.
Muchas esposas protestan, ellos lo odian y tienen problemas pero muy pocos acaban matándolas si es eso lo que piensas.
Dağın öte yanında küçük bir Protestan misyonu var.
Hay una misión protestante al otro lado de la montaña. No lo sabía.
Diğer misyon var. Protestan olan.
Hay otra misión la protestante.
Ulusal tiyatroya asmak istedim onu da direktör ve baş piskopos protesto etti.
Quise colgarlo en el Teatro Nacional, pero el director general y el arzobispo protestan.
Birleşik Devletler'in hemen her başkanının mason ya da Protestan olduğunun farkında mısınız?
¿ Se dan cuenta de que prácticamente todos los presidentes de los EE UU han sido masones y protestantes?
Daha sonra da katoliği protestanla, protestanı protestanla karşı karşıya getirirsiniz. Ve kendi dininizi insanın kafasına zorla sokmaya çalışırsınız.
iY más tarde se enfrentarían católicos con protestantes protestantes contra protestantes, e intentarían imponer su propia fe en la mente del hombre!
Ama erkekler asla geveleyip saçmalamaz
Pero los hombres nunca protestan
Gerçek bir protestan olduğunu görebiliyorum, Bridie, ha?
Ya veo que es usted un auténtico puritano, Bridie.
- Bu bir Protestan hastanesi.
- Es un hospital protestante.
Bir Protestan hastanesinde gece yarısından sonra müzik mi çalıyorlar?
¿ En un hospital protestante tocaban después de media noche?
Protestan demek istedim.
Protestante, digo...
Aslında genelev olduğu anlaşılan hastaneye Protestan hastanesi demiştin.
Dijiste que el hospital de Nápoles era un hospital protestante y era una casa de prostitución.
Protestan Kilise'si patlattı.
Voló una iglesia baptista.
Protestocu generaller sürgün edildi.
Los generales protestan, se los exila.
Protestan ayaklanması için kadeh kaldırmayı teklif ediyorum.
Y propongo un brindis por la causa protestante.
Ülken için öyle büyük bir tutkun, coşkun ve Protestan hislerin var ki!
Si tiene un afecto tan ferviente por su país...
Anlıyorum, Rahibe Ana... ama bu çok acı ki... yarış bir protestan tarafından kazanılacak.
Comprendo, Madre... pero es una pena que ahora la carrera la ganará un protestante. ¿ Un protestante?
Kayıtlarımıza göre, Protestan inanışında yetiştirilmişsiniz.
Según nuestros registros, usted fue educado en la fe protestante.
Protestan olmanın, Katolik veya Yahudi olmaktan daha iyi olduğunu söylemek istemiyorum.
No intento sugerir que ser protestante... sea mejor en absoluto que ser católico o judío.
Şimdi protesto ediyorsunuz, ama dökülen kanlara ağlamaya başlamak için artık çok geç.
Ahora protestan, pero es tarde para llorar por la sangre derramada.
Matanzas'lı ve bir Protestan.
Nació en Matanzas y es protestante. Bautista, creo.
Beyaz bir Anglo-Saxon Protestanı gibi görünmeme rağmen aslında Kuzeyli bir zenciyim. Latin Amerikalıların tümü her türlü ayrımcılığa maruz kalıyor.
Los latinoamericanos todos son negros, discriminados, oprimidos, rechazados, ignorados, extranjeros dentro de esa nueva estafa con protensiones de universalidad :
Evet, Protestan ülkeler Noel'i farklı kutlar. Aileler evlerinden çıkmadığı için karın yağıp yağmadığını bilmezler.
Sí, para los protestantes el día de Navidad es muy importante, la gente no sale de casa, no se enteran de si nieva o no.
- Siz Protestan mısınız?
- ¿ Es Vd. protestante?
Annem Protestan mezhebindendi.
Mi madre era protestante.
Aslında bir Protestan vaiz olmalıymış.
Tenía que haber sido cura.
Bana : "La Réunion'daki 89 dini mabetten 62'si Katolik kilise, 20'si tapınak 3'ü camii ve 4'ü de Protestan kilisesidir." dedi.
Dijo : "De 89 establecimientos religiosos en Reunión... hay 62 iglesias católicas, veinte pagodas... tres mezquitas y cuatro templos adventistas".
Protestan ha? Güney mi yoksa Cumberland mı?
Presbiterianos, ¿ no?
Kardeşim George Garrett, Texas - Austin'li Protestan gezginci.
Mi hermano George Garrett, predicador metodista de Austin, Texas.
- Austin'deki Protestan kilisesine.
- A la Iglesia metodista de Austin.
Ben bir Protestanım.
Soy protestante.
Vélodrome d'Hiver'de oturmuş, ağlayan, altını ıslatan 4,051 çocuk vardı. Daha çok Kuveykır ya da Protestan kadınlar olmak üzere toplum çalışanlarına ciddi sorunlar yarattılar.
Como los alemanes no habían planeado deportar a esos niños, primero deportaron a los padres a campos en Francia, separando así a los niños de sus padres, mientras esperaban por una decisión.
MERİNO KOYUNU MAAŞLARI GASP ETTİ
LAS OVEJAS PROTESTAN POR LOS SALARIOS
Zaten Protestan bir papaz hakkında, Katolik değil.
En fin, va de un párroco protestante, no católico.
Öyleyse sorun ne?
Entonces, ¿ Por qué protestan?