Psiko traducir español
198 traducción paralela
Bir doktorun yazdıklarını okumuştum bir keresinde, psiko-birşeyler. Eğer rüyanı anlatırsan, bir daha o rüyayı görmüyormuşsun.
He leído en alguna parte algo que escribió un médico, un psicólogo o algo así, que si le cuentas a alguien tú sueño, ya no se vuelve a tener.
- Psiko-loloji.
- Psicología.
Bence sorun psiko-anestezi.
Es un caso de psicoanestesia.
Daha bir sürü psiko bir şeyler işte.
Todo tipo de locuras, sabe.
Gerçekten de en önemli bölüm psiko-teknik yeterlilik sınavı mı?
El test de aptitudes, ¿ es la parte más importante?
Psiko-teknik yeterlilik sınavı.
El test de aptitud.
Bana psiko seramik olduğumu söyledi.
Él dijo que soy como un calvo.
Jeckel banyomdaki herife neden ateş ettiğimi sordu ki bütün o olanlar sadece bir psiko-testten ibaretmiş bu arada.
Jeckel me pregunto, por qué disparé al tipo, en mi cuarto de baño cuando todo fue solo un psico-test
Madem bizi gemimize göndermeniz imkansız, o zaman bir psiko-trikoderli teknisyenimizi aşağı ışınlatalım.
Ya que no va a permitirnos volver a nuestra nave, puedo transportar a un técnico con un psicotricorder.
Spock konuşuyor. Bir psiko-trikoderli teknisyeni aşağıya ışınla.
Transporte a un técnico con un psicotricorder.
Psiko-trikoderin etkin olması için özel bir alan gerekiyor.
El psicotricorder requiere privacidad para que sea efectivo.
Psiko-kardiyogramımı dahi bilmiyorsunuz.
¡ Pero ni siquiera conoce mi psicocardiograma!
İnsanlar, psiko-kardiyogramları tam bir uyum içinde olmadıkça, sevişmezler.
En la Tierra la gente hace el amor solamente si sus psicocardiogramas confluyen con exactitud.
Psiko-kardiyogramlarımız sevişmeye uygunsa, o zaman bir tane heyecan yaratıcı hap alırız. Ve şu şekilde dururuz. Size göstereyim.
En la Tierra, cuando los psicocardiogramas confluyen tomamos estas píldoras y nos quedamos así hasta que logramos la compenetración.
Haplara ve psiko-kardiyogramlara gücü yetmeyen fakirlerin haricinde.
Excepto los pobres que no pueden comprar píldoras.
Kararsız kaldığı için psiko-simülatör testinde kaldı.
Falló en una prueba del psicoestimulador por falta de decisión.
O psiko-teknik sınavla... ona yardım etmemiş olsaydın, asla çalıştığı işe sahip olmayacaktı.
Si no lo hubieras ayudado a superar... aquél examen psico-técnico, nunca hubiera conseguido ese trabajo.
Projenin ilerleyişine hız vermek için programı psiko-medikal ve psiko-sosyal testlerle genişletmemiz gerekiyor.
Para acelerar el progeso del proyecto... deberiamos ampliar el programa médico-fisiológico... y las pruebas socio-sicológicas.
Psiko-somatik mi yoksa fiziksel mi?
¿ Psicosomático o físico?
Spengler Psiko Kinetik Enerji ölçümü yaptı.
Spengler esta ahí y las medidas PKE se salieron de la escala.
Diyelimki bu çikolata New York'daki normal psiko kinetik enerjinin tümü.
Digamos que este Twenky representa la cantidad normal de energía psicoquinetica en el área de New York.
Psiko... pat?
Oh, uh, catastrofísico?
Bu "psiko-fenomen" konusuna inanmam.
No creo en el "fenómeno psicópata".
Caltech Üniversitesinde Psiko-Sibernetik bölümünde profesör.
Profesor de psico-cibernética en la Universidad de California.
Sen ve şu psiko-zırva, saçmalıktan başka bir şey değilsiniz.
Tú y toda esta habladuría estáis llenas de mierda.
Psiko-reaktif bir madde.
Una sustancia psico-reactiva.
- Bu bir psiko-magneterik plazma.
- Es plasma psicomagnotérico.
Bu gece burada toplandık çünkü Psiko-magneterik bir madde şehri altından kaplamakta.
Vinimos esta noche porque está creciendo un río de baba psicomagnotérica por debajo de la ciudad.
- Psiko-magneterik.
Qué? - Psicomagnotérica.
Gücünü psiko-magneretik bir balçık nehrinden alıyor. Ve orada içinde kötü ruhlar olan başka tablolar da var mı?
¿ Hay alguna otra pintura en el Museo que tenga espíritus malvados?
Yani, bu geceden sonra, her başı boş psiko serseriyle birlikte, her ne istiyorsak yapabileceğiz, değil mi?
¿ Qué importa? Con todos los criminales en las calles podemos hacer lo que queramos.
96. Cadde'ye gittim. Saat dörtte başarılı bir psiko-analist olan Dr. Lerner'ın ofisine girdim.
Fui a la Calle 96, y a las cuatro entré en el despacho del Dr. Lerner, el psicoanalista de Vicki.
Demek istiyorum ki, bazı psiko-fiziksel ihtiyaçlarımıza karşı... o bir çözüm sağlıyor...
Se ha tomado a pecho un aspecto psico-físico... Está haciendo un razonamiento... es una puta... ¡ Desde hoy ya no lo es!
Psiko kendisiydi.
Él era el psicópata.
Ne olması gerekiyordu, bir çeşit psiko drama mı?
¿ Qué se supone que es? ¿ Un psicodrama?
Richie devlet tarafından sosyal görevliler, psikiyatrlar tarafından büyütüldü... ve buna zorlandı, hımm, psiko - kölelik.
Richie ha sido criado por el estado, asistentes sociales, psiquiatras... Imponiéndole una especie de... psicoesclavitud.
Sen de dahil olmak üzere bay psiko s * ktğm analisti?
Incluyéndole a usted, Pinche psicoanalista.
Yarbay Riker'ın kariyeri için endişelenmeni Danışman Troi'un ukala psiko zırvalarını dinlemeni Data'nın akılsızca insanlığı keşfetmesine katılmanı.
Se preocupa de la carrera del comandante Riker, escucha los parloteos pedantes sobre psicología de la consejera Troi y anima a Data a explorar tonterías de la humanidad.
Sonraki Psiko-Kinetik silahımız olarak Ken'i kullanmamızın ilginç olabileceğini düşünüyorum.
Creo que sería interesante usar a Ken como nuestra proxima arma Psycho-Kinetica.
Benim Psiko-Güç'ümle bu plan başarısız olmayacak.
No fallará mientras lo entrene con mi poder psiquico.
Benim Psiko-Güç'üm Interpol'deki biri tarafından tespit edilemez.
Nadie puede revertir el efecto de mi poder Psiquico.
Benim Psiko-Güç'üme direnmenin hiç bir faydası yok.
No tiene sentido tratar de resistirse a mi Poder Psíquico.
Psiko-Güç mü?
Poder Psíquico?
Psiko-Güç'ümle rekabetinin anılarını canlandırmama izin ver
Déjame golpear tus memorias de tu rivalidad con mi Poder Psíquico.
Psiko-sosyal davranışçılıktan mezun oldum ben. Biliyorum, mezuniyetindeydim.
Me gradué en comportamiento psicosocial
Bir psiko-davranışsal araştırmada yer almaya ne dersiniz?
¿ Le interesaría participar en una investigación psico-conductista?
Uzmanlar ve psiko-dilbilimciler haftalarca üzerinde çalıştı.
He tenido expertos en psicolingüística trabajando en él durante semanas.
Evet, şey.... Benim amacım, erkeklerin psiko-seksüel ihtiyaçlarını bir makinenin bütünüyle tatmin edilebileceğini ispatlamak.
Mi meta es demostrar que las necesidades del hombre, pueden ser satisfechas con mi maquina.
PSİKO II
PSICOSIS II
- Psiko ne?
¿ Psicomag...
Eşiyle psiko - seksüel bir oyun oynamamı istedi?
Correcto.