English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ R ] / Radisson

Radisson traducir español

63 traducción paralela
Radisson'u mu ayarlamış?
¿ Consiguió el Radisson?
Radisson.
El Radisson.
Burası Radisson, yani oldukça iyidir.
Es el Radisson, así que está bastante bien.
Parayla birlikte Dayton Radisson Park alanının üst katına gelmeni istiyorum. 30 dakika sonra.
Nos vemos en el parking del Radisson en 30 minutos y acabamos con esto.
Bana Radisson'da bir oda tuttular.
Me hospedaron en la ciudad, en el Radisson.
Herkes Raddison'da kalamaz değil mi?
No todos podemos estar en el Radisson, ¿ verdad?
Raddison'da kalıyor.
Se hospeda en el Radisson.
Tabii sevişmenin sonunda otelin adını bağırana kadar öyleydi.
Hasta que él gritó Radisson al final.
şey, tuvalete gittim, ve bekledim ama nafile. Ben de sokağın karşısına koşup Radisson da bir oda kiraladım.
Bueno, fui al baño e intnté superar esa depresión pero nada de eso entonces corri hasta la calle de enfrente y renté una habitación en el Radisson
- Çok hoş bir yer olduğunu duydum.
Dicen que hay un buen Radisson allá.
- Radisson'a hoş geldiniz.
- Bienvenido al Radisson.
- Bu dünyanın en iyi otelcilik okullarından biridir. Oysa siz ikiniz iki saatlik bir ders alacaksınız.
Vosotras, en cambio, van a un curso de 2 horas en Radisson
Greg ile buluşmaya gidiyordum. Radisson'da.
Estoy en camino de encontrarme con Greg en el Radisson, imagínate.
Radisson Hotel'e gidelim.
Hotel Radisson.
Yani Radisson'a vardoğımızda..
Y cuando lleguemos a Radisson...
Radisson, insana tuhaf bir hava veriyor,
- Radisson, tiene una onda.
Orası tam "Bakın Radisson'da sadece iş konuşulur" gibi bir yer.
Es como : "Hago negocios en Radisson."
Radisson'da mı? - Ne?
¿ En el Radisson?
İşteyken de geri aramazlar, Orlando'da iki geceyi onlarla birlikte bir Radisson Oteli'nde geçirdikten sonra da aramazlar.
No te devuelven la llamada al trabajo, ni tampoco después de pasar dos noches con ellos en el Radisson de Orlando.
Marriott veya Radisson otellerinden birinde yer var mı baksana?
Mire, ¿ hay algún Marriott o Radisson?
Bütün Radisson puanlarıma mal olacak, ama başka ne için kullanacağım ki?
Tomará todos mis puntos Radisson, ¿ pero para que los estoy guardando?
Yapabileceğim en iyi şey size Radisson'dan bir süit ayarlamak.
Puedo darles una suite en el Radisson.
Radisson'dan?
¿ En el Radisson?
Scranton Radisson otelde bir ay kalmaktan iyiydi.
Mucho mejor que un mes en el Scranton Radisson, de seguro.
Radisson tipi kral dairesi!
- ¡ En una suite al estilo Radisson!
Radisson, Goa'ya hoş geldiniz.
Hotel Radisson, de Goa.
Radisson oteli bile yok.
No hay ni un Radisson.
Hayır, sen ve hislerin evde kalabilir ve Radisson oteline gidiyorum.
No, tú y tus sentimientos os podéis quedar en el condo, y yo estaré en el Radisson.
Bilemiyorum. Radisson'da bir de.
No lo sé, es en el Radisson.
Oh, Radison yok mu?
El Radisson.
- Çünkü Kahire Radisson Oteli'ndesin!
Porque estás en el Radisson de El Cairo.
Bay Radisson-Hilton.
El señor Radisson-Hilton.
Doğru ya. Burası Radisson Oteli, sen de odanı beğenmedin.
¿ Como si esto fuera el Radisson y no te gustara tu habitación?
- Burası neden Radisson değil?
¿ Por qué esto no es el Radisson?
İyi akşamlar, Radisson Concord'a hoş geldiniz.
Buenas noches. Bienvenidos al Radisson Concord.
- Onu Radisson'a yerleştirdim.
- Lo dejé en el Radisson.
Ben Profesör Radisson ve bu da Felsefe 150, dersi.
Soy el Profesor Radisson y esto es Filosofía 150,
PROFESOR RADISSON : Bu doğru olmayabilir. Mr. Dawkins and Mr. Chomsky hala yaşamaktalar...
Bueno, eso, es incorrecto, el señor Dawkins y el señor Chomsky aún están vivos, señor...
PROFESOR RADISSON : Tanrı ölüdür.
Dios está muerto.
önceliklerini sıralamalı ve karar vermelisin artık. hayatındaki en önemli kişi kim? Ben mi yoksa Professor Radisson mu?
Necesitas decidir quién es la persona más importante en tu vida, yo o el Profesor Radisson.
harika.. PROFESSOR RADISSON : hala bir yerlerde dünyanın düz olduğuna inananlar var. hala üstün bir ilahi gücün varlığına inananlar.
Pero hay algunos miembros de la sociedad de la tierra plana que aún consideran la existencia de una deidad suprema necesaria u obvia o ambas.
Tanrıyı duruşmaya çağıracağız. Professor Radisson savcı olacak ben de savunma avukatı olacağım.
Y es lo que vamos a hacer, pondremos a Dios en un juicio, con el Profesor Radisson como fiscal y yo como el abogado defensor, y ustedes como el jurado.
PROFESSOR RADISSON :
¿ No sabes?
PROFESSOR RADISSON : hadi Mina bu benim içim çocuk oyuncağı. eğer bu çocuk kendisini aptal konumuna düşürmeyi seçiyorsa ona yardım edemem.
Vamos, Mina, es divertido para mí, no puedo evitar que un chico quede como un tonto y cometa suicidio académico.
PROFESSOR RADISSON :
Excelente.
PROFESSOR RADISSON : iyi bir fransız Merlot şarabı bu yemeğin yanında iyi gider.
Nada como un buen Merlot para calmarnos.
Professor Radisson'nun gösterdiği gibi Stephen Hawking bir ateisttir. büyük tasarım adında bir kitap yazmıştır.
Como el Profesor Radisson dijo, Stephen Hawking es agnóstico, también escribió un libro llamado "El Gran Diseño" en donde dice lo siguiente :
bu konuda nasıl hissettiğimi biliyorsun. kampuste ben, Profesor Radisson'ım tamam mı?
Hola, sabes lo que opino de eso en la Universidad, soy el Profesor Radisson, ¿ de acuerdo?
Raddison Oteli'nde.
En el Radisson.
Felsefe 150.
Filosofía 150, Radisson 11 a.m.
Radisson, 11 : 00 on Pazartesi, Çarşamba, ve cuma.
Lunes, miércoles y viernes.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]