English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ R ] / Rast

Rast traducir español

391 traducción paralela
Her gün uzman, ehil birine rast gelinmiyor.
No cada día tienes ocasión de hablar con un especialista, con un experto.
Daha önce bu şekilde konuşan birine rast gelmemiştim.
Nunca había oído hablar a nadie de ese modo.
Gerçeği söylemek gerekirse, her işim rast gitti.
La verdad es que no tuve que luchar mucho para abrirme paso.
- Rast gele.
- Buena caza.
Tek rast geldiğim imza isteyen kızlardı.
Todo lo que encontré fueron unas chicas pidiendo autógrafos.
Küçük bir probleme rast geldin gibi.
Parece que te has metido en problemas.
Seçim günü etrafa rast gele ateş ediyorlar!
Se ha liado a tiros en día de elecciones.
Bir dahaki soruşturmamızda, umarım asansörlü binalara rast gelirim.
En la próxima investigación, espero que los edificios tengan ascensor.
Muhteşem bir şeye rast gelirseniz, başka bir Gustaf Meyerheim...
¿ Si descubre algo espectacular, otro Gustaf Meyerheim?
Neden bir kerecik, sadece bir kerecik işimiz rast gitmiyor?
¿ Por qué no puede por una vez, sólo por una vez, resultarnos bien algo?
- Unuttum bile. - İşin rast gelsin Blair...
Le traeré alguna captura.
Merak etme benim işim hep rast gider!
No nos saldrá muy caro.
Rast gele.
¿ Pican?
Ortalama üç sene de bir böyle bir şey olur. O da bana rast geldi.
Porque había amnistía cada tres años, y a mí me afectaba.
Arkeolog bir dostuma rast geldim de.
Me topé con un amigo arqueólogo.
- Tanrı senin de işini rast getirsin. - Kolaylıklar dilerim - Sana da kolay gelsin.
- ¡ Por los siglos de los siglos, sea!
Ya bir grup kızılderiliye rast gelirlerse, efendim?
¿ Y si se encuentran con un puñado de indios?
Ama şimdi anlıyorum ki, gerçek sevgiyi kısa, fiziksel ve rast gele ilişkilerde değil, burnunun dibindeki derin ilişkilerde...
Ahora veo que la plenitud no llega con aventuras físicas aleatorias y cortas, Sino que de una relación profunda la cual muy a menudo está bajo tus propias narices.
Fildişi işi de rast gidecek gibi.
Se puede compaginar con lo del marfil.
Ne oldu, yanlış bir adama rast geldim.
resulta que me equivoco de hombre.
İşin rast gitsin.
Que Dios te bendiga.
Kırmızı ışığa rast geldim, bir polis arabası yanımda durdu.
Me paro en un semáforo, y un coche de la poli se detiene a mi lado.
Allah işinizi rast getirsin.
Que Alá te proteja.
Bana rast gelmeniz büyük şans.
Tiene suerte de haber dado conmigo.
Ama onlar toprağı rast gele kazmayacak kadar akıllılar.
Pero son lo bastante listos como para no ir excavando el suelo al azar.
Senin burada bir kulube kiralamanın nedeni de bu haftalık birleşmelere rast gelme ihtimalini arttırmaktı.
Y si usted ha alquilado esa casita aquí es para poder tener más apareamientos.
Şimdi, bir adam öldürme olayını soruştururken, öyle anlaşılıyor ki, benim en değerli karşı istihbarat elemanlarımdan birine rast gelmişsiniz.
Su investigación de un homicidio... se ha tropezado con uno de mis hombres de contrainteligencia.
O'na rast gelmediğine şaşırdım. - Oh, aa...
Me sorprende que no te lo toparas.
Karanlıkta emeklerken bazı kağıt parçalarına rast geldim.
En la oscuridad encontré unos papeles.
Rast gele birimizi seçecekler ve hamur haline gelene kadar dövecekler.
Escogerán a uno de nosotros y le darán una paliza.
Sanırım eroin kaçakçılarına rast geldi. Baskın yapmıştır.
Debió de sorprender a algunos camellos.
Erkek ve kadının konumu ve halkımızın aşkı yaşayışı hakkında nadir esinlere rast geldim eserlerinde.
Y he hallado inspiraciones poco frecuentes sobre el hombre, la mujer y el amor en nuestro buen pueblo.
Azarías, in aşağı. Umalım da yarın işimiz rast gitsin.
Azarías, baja, a ver si mañana hay suerte.
Kansas City'de çalışan bir gruba rast geldiniz mi hiç? - "Dört Adam ve Bir Kadın"?
¿ Alguna vez han coincidido con un grupo de Kansas City... llamado Cuatro Jacks y una Jill?
İç sahanın dışına rast gele mayınlar yerleştirilsin.
Una cosa más del baseball. Fuera del campo pondría aleatoriamente algunas minas anti personales.
Her yerde aynı kuraklığa, aynı bayağı ota rast geliyordum.
En todos lados encontraba la misma sequía la misma burda maleza.
Belki FBI'ın yardımıyla şansımız rast gider.
Bueno, quizá la presencia del FBI nos traiga suerte.
Gıcıklara rast gelmişsin.
Serà que te han tocado dos idiotas.
Bazen rast geliyoruz ama konuşuyoruz, ama pekâlâ, aslında hiç konuşmuyoruz.
A veces coincidimos, pero... si nos hablamos, pero... bueno, no hablamos nunca.
- Bir telefona rast gelmedim.
- No encontré un teléfono.
Sen gençsin ve formdasın. ve uzun zamandır mevcut New York'lu hekime rast gelmediğime eminim.
Eres joven, te mantienes en forma, y apuesto a que no te has topado... en mucho tiempo con una médica neoyorquina disponible.
İşiniz rast gitmez, Bay Maigrat.
Esto le traerá mala suerte, señor Maigrat.
fakat Profesör bu hediyeyi rast gele seçmedi.
Pero... el profesor no escogió su regalo al azar.
Kulağa nasıl geldiğini biliyorum ; ama bunun rast gele bir formasyon olmasına imkan yok.
Ya sé que parece increíble, pero no pueden ser aleatorios.
Evimizden yarım blok ötede Yerli Amerikalılar geçidine rast gelme olasılığı ne kadardır sizce?
¿ Cuáles son las probabilidades de encontrarse Con un nativo-Americano en el desfile del orgullo a media cuadra de nuestra casa?
- Tabi öyle. Canım, dışarıda postacıya rast geldin mi?
Cariño, ¿ viste al cartero afuera?
Rast gele terörizm.
Terrorismo indiscriminado.
Bu sabah bir çocuk sahilde bir cesede rast gelmiş.
Un chico encontró un cadáver en la playa. Lanzado del bote.
Bir erkek, erkeği yalnız bulunca, ya da bir dişi, başka bir dişiye rast gelince hemen çiftleşiyorlar.
Cuando dos machos se encuentran solos, o cuando una hembra está con otra, empiezan a fornicar de inmediato.
Hepsinin boyunlarında küçük bir kedi ya da köpek tarafından açıldığı tahmin edilen diş izlerine rast gelinmektedir.
... La policía sigue investigando "
Tesadüf eseri birbirimizle rast geldik.
Por casualidad.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]