Rağmen traducir español
21,800 traducción paralela
Biliyorsunuz bay Teller, ezici kanıtlara rağmen inkara devam etmeniz beni, bir şekilde bununla ilişkili olduğunuza yönlendiriyor.
Ya sabes, el Sr. Teller, sus negaciones continuas en la cara de esta evidencia abrumadora me lleva a creer que debe estar involucrado de alguna manera.
Ve kurallara kızgın olan tek benim dememe rağmen, tüm sınıfı uzaklaştırdı.
Y suspendió toda la clase, incluso después de que le dije que yo soy el que dobló las reglas.
Yani... Her şeye rağmen hâlâ benim için bir planı var.
Así que, aún tiene un plan para mí después de todo.
Buna rağmen görünüşe göre Hüküm Konseyi'nin bir parçası değil.
El aún obviamente no es parte del Consejo de Gobierno.
Her şeye rağmen geri döndüğüme çok mutluyum.
Después de todo, me alegro de estar de vuelta.
Beni oyuna getirdi, hem de ona güvenip mükâfatlandırmama rağmen.
Me engañó, a pesar de que confié en él y lo recompensé.
Bir ast olmana rağmen, şehrimizi korumak için Kont Odo'dan daha iyi hizmet ettiğine inanıyorum.
Aunque un subordinado, creo que hizo mucho más que el conde Odo para preservar y defender nuestra ciudad.
Aslında resmen müttefik olmamıza rağmen.
A pesar del hecho de que somos formalmente aliados.
Tüm başarısızlıklarına rağmen o, benim için hala dünyadaki en yüce adam.
A pesar de todas sus fallas, para mí sigue siendo el hombre más grande del mundo.
Kolestrol haplarıma rağmen doktorlar yememe izin vermedi.
Pero aunque tomaba mis pastillas para el colesterol, los médicos... nunca me dejaron comer uno.
Hayır demene rağmen araba camımı top oynarken senin kırdığını bilmem gibi.
De la misma forma que supe que rompiste el vidrio de mi auto jugando béisbol aunque dijeras que no lo hiciste.
Ama her yerde duyduğunuz şeylere rağmen ben iyileşiyorum.
Pero, a pesar de lo que estuvieron escuchando por ahí, me estoy sintiendo mejor.
Ve eğer bir adamın hazzına varmak istiyorsan zihinsel bir iddiası olmamasına rağmen...
Y si quieres disfrutar de los placeres con un hombre, incluso sino no te ofrece ningún intercambio intelectual después de...
Babamın içindeki iyiliği de görmüştüm. Kendi görememesine rağmen.
Yo veía lo mejor de mi padre, incluso si él mismo no lo veía.
Neyse kaybettim onu. Birbirimize yaptıklarımıza rağmen senden nefret etmiyorum.
La perdí de todas maneras. A pesar de lo que nos hemos hecho el uno al otro, no te odio.
Yokluğuna rağmen, Medellin'de hala sadık bir kitlesi vardı.
Pese a su ausencia, aún tenía su séquito en Medellín.
Comeliau soruşturma hakimi olarak size sunulan kaynaklara rağmen Parisli kadınların neden hâlâ bu adamın tehdidiyle yaşadıklarına dair bir açıklama getirmenizi istiyorum.
Y ahora, la noche pasada. Como juez instructor, Comeliau, quiero que me explique por qué, a pesar de los recursos que tiene a su disposición, las mujeres de París siguen viviendo con la amenaza de este hombre.
Kolona bağı ve dülger bağı atmayı hatırlayamıyor olmama rağmen oluşan kalıcı dostluk bağını asla unutmayacağım.
Si bien no puedo recordar cómo hacer un giro completo y dos medios ganchos, jamás olvidaré el lazo de amistad que formamos.
Niyetim bu olmamasına rağmen uyum sağlıyor gibi hissetmeye başlamıştım.
A pesar de mis mejores intenciones,
Penaltı ıskalarına rağmen Wood Hill Koleji, on yılı aşkın süredir ilk büyükler ligi finaline ilerliyor.
A pesar de esos errores, la escuela Wood Hill va camino
Comeliau soruşturma hakimi olarak size sunulan kaynaklara rağmen Parisli kadınların neden hâlâ bu adamın tehdidiyle yaşadıklarına bir açıklama getirmenizi istiyorum.
Y ahora, la noche pasada. Como juez instructor, Comeliau, quiero que me explique por qué, a pesar de los recursos que tiene a su disposición, las mujeres de París siguen viviendo con la amenaza de este hombre.
Bu çok ilginç, özellikle birçok yayında benim ve kulüplerimin ismi çıkmış olmasına rağmen.
Qué interesante, viendo que mi nombre y mis clubes se mencionan en varias publicaciones.
Buna rağmen o kızı uyarmaya çalıştım.
Intenté prevenirla.
İki sene boyunca oturup Mildred'la oyun oynamana rağmen hiçbir şey anlamamışsın.
Usted se sentó y jugó juegos de mesa con Mildred durante dos años y no se dio cuenta.
Bu işlere rağmen hâlâ güzel miyim George?
Todo este trabajo, George. ¿ Todavía soy bonita?
Benim, koğuşta baş hemşire olmasına rağmen, sorun yok Kim var benim için.
El mío estuvo bien, a pesar de la maldita jefa de enfermeras de la sala que la traía conmigo.
O kadar yaklaşmama rağmen yine de göremedim.
Así de cerca, y seguía sin poder verlo.
Daha Luke girmemesine rağmen hem de.
Y eso es antes siquiera de que Luke entre.
Bu çok çılgınca, yani... bu salgın olayının ortasında kalmış olmamıza rağmen, benim tek düşündüğüm şey O.
Digo, estamos aquí en el medio de este brote, sí, y... ella es en lo único que puedo pensar.
Demek istediğim, iki gün olmasına rağmen, çocuk kesinlikle çok sağlıklı.
Te lo estoy diciendo, han pasado dos días y el chico está completamente bien.
Anlamadığım şey elinde Lommers'ın aleyhine bir sürü kanıt olmasına rağmen, hala bir adamı bekliyorsun.
Lo que no entiendo es que teniendo toda esta información sobre Lommers, estás esperando por un tipo.
Ve içimden gelmesine rağmen onu bu konuda sıkıştırmamayı başardım.
Y aunque fue mucha la tentación, me abstuve de presionarla para que me lo dijera.
Ama olacakların hiçbiri görünmüyor. Şu anda ona bakmama rağmen.
Pero el resto de lo que sucederá no puedo verlo aun cuando lo estoy mirando.
Kardeşimin yardıma ve çocuğun evin içinde bir kadına ihtiyacı vardı. O kadar laf etmeme rağmen bunun hoşuma gittiğini fark ettim.
Mi hermano necesitaba ayuda y el hombre necesitaba a una mujer en la casa y pese a todas mis quejas resulta que también me gusta.
İnsanların yürüyüp, konuşup normal davranmasına rağmen içlerinde onlardan birini taşıyabileceğini biliyoruz artık.
Mira, sabemos que la gente puede andar y hablar y actuar con normalidad, y aun así una de esas cosas está dentro de ellos.
Burnunun dibinde olmasına rağmen hiçbir belirti göstermemiş.
O sea, estaba delante de ti. No mostró ninguna señal.
Müvekkilim jürideki herkese teşekkür ediyor. Karışık bir davaya rağmen... 585 gün. Her gün bu an geldiğinde ne yapacağımı düşündüm.
Mi clienta quiere dar las gracias a los hombres y mujeres del jurado, que han afrontado un caso complejo... 585 días, y en todos y cada uno pensaba en que lo haría cuando finalmente llegara este momento.
Acı çekiyordun. Yalnızdın... Ve güvenini kazanarak bir cinayeti çözmeme rağmen, duyarsız ve duygusuzdum.
Estabas de luto, estabas sola y me gané tu confianza... aunque fuera para resolver un delito... fue cruel e insensible.
Oynamam yasak olmasına rağmen yağmuru sevdim.
Me gustaba la lluvia aunque no se me permitía jugar en esta.
Güreş, Hindistan'da yaygın bir spor olmasına rağmen Hintli güreşçilerin Olimpiyatlardan eli boş dönmesi oldukça üzücü.
Es realmente triste que, a pesar de que la lucha libre es un deporte tan popular en la India, los luchadores indios han decepcionado en los Juegos Olímpicos.
Ama amcam, iki eli olmasına rağmen Sholay filmindeki kolsuz adam gibi hiçbir şey yapamadı.
Y el tío, a pesar de tener ambas manos, se sentía impotente como el personaje sin brazo de la película'Sholay'.
Şimdiyse, uluslararası bir karşılaşmayı kaybetmene rağmen yüzünde öfle bir ifade hiç belli olmuyor.
Y ahora, a pesar de perder una pelea internacional... Quiero decir, no pareces estar disgustada en absoluto.
Sen düşük kiloda olmasına rağmen küçükler alt şampiyonu olan kızsın.
Tú eres la chica, quien a pesar de estar baja de peso, ganó Sub-Juniors.
Bayan Sinclair'in cesedinin düşerek öldüğüne ters düşen belirtiler göstermesine rağmen mi?
¿ Aunque el cuerpo de la Sra. Sinclair muestra inconsistencias claras en una muerte por caída?
Tyler'ın telefonu olay yerinde bulunamadı hatta daha önceden birkaç arama yapmasına rağmen.
El teléfono de Tyler nunca fue recuperado en la escena, a pesar de que hizo varias llamadas justo antes.
Ve sana kandım senin için yasayı çiğnememe rağmen çünkü seni tanıdığımı sandım.
Y me la creí, incluso pensé en romper la ley por ti, porque pensé que te conocía.
Onun fikri olmasına rağmen onu suçluyor.
Aunque esto fue todo idea suya, ella lo culpa.
Mutsuz bir piç olmasına rağmen.
A pesar del hecho de que el era un miserable bastardo
Buna rağmen sana zarar vermedi, değil mi?
¡ Ella no te ha hecho daño, verdad ¡ Ella no te ha hecho daño, verdad
Tüm bu korumalara rağmen içini görebiliyorum.
Incluso con esos escudos, puedo ver a través de ti.
Yıllardır Venice'de yaşamana rağmen mi?
¿ Luego de tantos años en Venice?