Reddediyorum traducir español
1,444 traducción paralela
- Aşkı bu şekilde tanımlamayı reddediyorum.
- Me niego a definir el amor... con términos tan pobres.
O zaman başka bir mücevher takmayı reddediyorum.
- ¡ Pues me rehúso a ponerme más joyas!
Sadece bir daha bebek sahibi olamayacağım gerçeğinden dolayı mutsuz olmayı reddediyorum...
Bueno, simplemente se niegan a estar triste... Por el hecho de que nunca me va a tener otro bebé.
Sana söylediğim gibi masum bir adamı hapse gönderdim ama sadece kabul etmeyi reddediyorum öyle mi?
¿ Porque me han dicho que mandé a la cárcel a un hombre inocente y no quiero aceptarlo?
Reddediyorum.
Es negativo.
Bir bok parçasından daha salak olabilirsin, ama bunu anlamadığına inanmayı reddediyorum.
Puedes ser más que tonto, pero me niego a creer que no te lo imaginas.
Geçen Noel bana bir bilgisayar aldılar ama ben reddediyorum.
No. El año pasado me regalaron una computadora por Navidad, ¿ sabe? Pero me niego.
Ve sanığın annesinin gözetiminde olması isteğini reddediyorum.
La petición de que el menor permanezca en custodia de su madre, es rechazada.
- Beni satmak istemiyorlar ama evlendirmek istiyorlar. Evlilik tutsaklıktır. Reddediyorum..
- Me dan en matrimonio, pero me niego!
Bu rahiple tartışmayı reddediyorum.
Yo me niego a discutir con ese monje.
. Sorguya çekilmeyi reddediyorum.
- No quiero esa citación.
- Evet, reddediyorum.
- Sí, me estoy negando.
Yapmayı reddediyorum.
Debemos hacer algo al respecto.
Hayır, sakın inkâr etme çünkü seni reddediyorum.
No, no te retractes sólo porque te estoy rechazando.
Ne demek istediğinizi anlıyorum ve reddediyorum.
- Ya veo lo que Ud. Sugiere y lo niego rotundamente.
Burada oturup bunu konuşmak normal bir şeymiş gibi davranmayı reddediyorum. - Ağzından çıkanları kulağın duyuyor mu?
Sería absurdo hacerte creer que hablaré del tema como si nada.
Bunu kabul etmeyi reddediyorum.
Me niego a aceptar eso.
Saygı çerçevesinde sizi tedavi etmeye çalıştım yanlız hakaretlerinizi dinlemeyi reddediyorum.
He intentado tratarlo con respeto pero rehúso escuchar sus insultos.
Onunla bu evde bulunmayı reddediyorum.
¡ Reniego de tenerle en esta casa!
New York'lu çocuklar adına, paranızı reddediyorum.
En nombre de los niños de Nueva York, les rechazo su dinero.
Bunun parçası olmayı reddediyorum.
Me niego a participar.
Reddediyorum.
Me niego.
Bu isteği reddediyorum.
Estoy rechazando esa petición.
Sana mazeret yaratmak için atıyoruz. Ben bunu yapmayı reddediyorum.
Vamos a lanzar para servirte de excusa y no quiero participar en eso.
Reddediyorum.
Bueno me niego
Bir sorun olduğuna inanmayı reddediyorum.
Me niego a creer que haya pasado algo.
En küçük oğlumun, Genç Plinius'un hayatını çalışmak yerine üçlü yapmasını reddediyorum.
Por ahí no paso, no permitiré que mi hijo menor se monte un trío cuando debería estar... hincando codos sobre la vida y época de Plinio el Joven.
- Ben ona itaat etmeyi reddediyorum
- Yo me niego a obedecerle.
"Mancınıkla atılmayı veya elektrik verilmeyi reddediyorum..." ... veya iç organlarımın tahrip edilmesini de!
Rechazo ser catapultado, electrocutado... o descoyuntado otra vez más
Bizimle gelmenize izin vermeyi reddediyorum.
Me niego a permitirle que continúe viajando con nosotros
Yani, söylemem gerekiyorsa, Yer Kalite Geliştirme'nin 79.Cadde'yi yerle bir etmek için sunduğu teklifi reddediyorum çünkü gerçekten de buna değmez.
Si yo decidiera, rechazarla la propuesta de Quality Land para destruir la calle 79, porque no vale la pena.
"Bu saçma savaşı bırakın. Size yardım etmeyi reddediyorum." De.
"Detén esta guerra estúpida, me rehúso a ayudarlo".
Buna katlanmayı reddediyorum.
Me niego a tomar eso.
3.'sü, petrol kullanmayı reddediyorum.
Y tercero : Me niego a usar petróleo.
Güzel, anlamsızlığı reddediyorum!
¡ Pues yo rechazo lo "innombrable"!
Reddediyorum.
- Pues me niego.
Ne demek "reddediyorum"?
- ¿ Cómo que te niegas?
Buna inanmayı reddediyorum.
Me niego a creer eso.
Ben çekiliyorum, kral olmayı reddediyorum.
Renuncio. Me niego a ser rey.
Masum birinin üzerine yemin etmeyi reddediyorum.
Rechazo ese género de juramentos que envuelven inocentes.
İhanet ettiğin liderin hayatına karşılık böyle bir iyiliği görmeyi reddediyorum!
Me niego a "comprar" tal favor, con la libertad y la vida del jefe que tan vilmente traicionaste!
Ne var ki, böyle bir suçtan nemalanmayı kesinlikle reddediyorum.
Pero yo no quiero de ningún modo aprovecharme de este crimen!
Ben batının yüz binlerce Amerika kurbanını görmezden gelen terör tanımını reddediyorum.
Yo rechazo la definición occidental del terrorismo, lo que excluye a los cientos de miles de víctimas del terror de estado.
İki tane İsa'ya bağlı üyesinin İnsan Hakları Bildirgesi'ni ihlalinden sonra Batının yüksek bir ahlaki değere sabip olduğu iddiasını reddediyorum.
Rechazo la idea del Occidente de una moral más alta después de que dos de los principales amantes de Jesús destrozaran la carta de las Naciones Unidas.
Ama herşeyden önce, Batının "Müslüman" basite indirgemesini reddediyorum.
Pero, por sobre todo, rechazo la simplificación occidental del musulmán.
Hayır, efendim. Sayın Başkan, soruyu reddediyorum.
No, señor, Sr. Presidente, rechazo la pregunta.
Tekrar ediyorum, sayın başkan, soruyu reddediyorum.
Repito, Sr. Presidente, rechazo la pregunta.
Senatör Sweeney, Prexelin'in Gıda ve İlaç İdaresi nezdinde başarısız olmasında payım olduğuna dair yapılan her türlü imayı kesinlikle reddediyorum.
Senadora Sweeney, yo rechazo con vehemencia cualquier sugerencia de que yo tuviera algo que ver con la falla del Prexelin en la FDA.
Bir politikacı ve derimci olarak ailemi siyasete karıştırmayı reddediyorum.
estando siempre tan ocupado... rechazo mezclar la familia con la política.
Tedavini reddediyorum.
He rehusado a su tratamiento.
Liberty Avenue'deki bir gay barın kapatılması konusunun, barın müşterilerinin cinsel tercihleriyle ilgisi olduğu konusunu kesinlikle reddediyorum.
* Aquí a mi lado, es el cielo *