Reklâm traducir español
300 traducción paralela
Bu yüzden sana sormadan ufak bir reklâm koyduk.
No le pregunté. Por eso ponemos un poco de publicidad.
Ama bunu biraz reklâm amaçlı kullansak sakıncası yoktur.
Pero a cambio, deberá llevar un poco de publicidad.
Bunca reklâm olunca onu işe aldılar.
Le han contratado por el jaleo que se ha armado.
Reklâm olmadan sanat bir işe yaramaz.
No hay arte sin publicidad, ¿ verdad?
Yeni reklâm kampanyasını duyunca ne diyeceksin bakalım.
Espera a conocer la próxima campaña de publicidad.
Bazı durumlarda reklâm verenlerimize garanti ettiğimiz tiraj sayısının altına düştük.
Unas revistas no tienen el nivel de circulación... que les garantizamos a los anunciantes.
Hastanemiz için ne güzel bir haber. Harika bir reklâm. - Biliyorum.
Muy bonito para el hospital una publicidad maravillosa.
İlişkimizin reklâm olmasını istemiyorum.
No deben enterarse de lo nuestro.
- Bu şahane bir reklâm olsa gerek.
En esto tiene que haber una buena publicidad.
Bunu sırf reklâm olsun diye yapıyorlar.
Sólo lo hacen por publicidad.
Reklâm rollerini ben yapıyorum.
Hago la parte del comercial.
Reklâm gibi konuşmaya başladın.
Suenas como un comercial.
Hava reklâmı yapmak için.
Para ser publicidad aérea.
- Hava reklâmı mı?
¿ Publicidad aérea?
- Artık uçan reklâm yapmayı bırakmayı düşünüyor musun?
Sí. ¿ Abandonarás la publicidad aérea?
Bunun yanı sıra olağanüstü beynimde damıttığım birkaç reklâm gösterisi fikrimi söylemem gerekiyor.
Y además, me siento obligado a transmitirte un par de ideas publicitarias geniales destiladas por mi fértil cerebro. En otro momento.
Bakın Bay Jarvis, bu film bir televizyon reklâmı... bu teklifi size yapıyorum, çünkü sizin ilgi alanınıza giren bir iş.
Se lo aseguro, Mr. Jarvis, esta película será un bombazo, y por eso quiero que la haga usted.Porque sé que es el único que puede hacerla.
Hayır, hem âhlâklı doktorlar reklâm yapmaz.
No. Los médicos éticos no hacen publicidad.
Ben de onu reklâm için öldüreceğim. Anladın mı?
Yo también la mataré por un producto, ¿ entiendes?
Birisini reklâm için öldürmek güzel bir fikir gibi geldi.
Para mí, la idea de matar a alguien... para la publicidad siempre me ha parecido una idea muy divertida.
Bay Moran, bunu başarmak için oldukça üstün yetenekleri olan bir pilot gerektirir. 582 00 : 51 : 09,312 - - 00 : 51 : 14,025 Bu reklâm olacak ama...
Para ello, Sr. Moran, se requiere un piloto de cualidades excepcionales.
Bayan Billi, belki bu sizin için güzel bir reklâm olabilir,... ama bizim için kesinlikle değil.
Quizás a Vd, señorita Billi, un poco de publicidad le podrá servir,... pero a nosotros ciertamente no.
Çok kullanılan bir reklâm aletine dönüşmüştü.
Estaba convirtiéndose en un ardid publicitario.
- Reklâm vermeyi denedin mi? - Komik!
- ¿ Habéis probado los anuncios?
Amsterdam Star'da reklâm müdürüyüm.
Soy gerente de publicidad para The Amsterdam Star.
Bazen reklâm filmlerinde oynarım ve eğer elbiseme makyaj falan bulaşırsa diğer çekim için bir tane daha var.
Hago comerciales de TV a veces y... en el caso de caer maquillaje en el vestido entonces hay otro para la siguiente toma.
Şimdi de iyiyiz, ben reklâm devam ederim ve sen de kısa...
No lo estamos pasando mal. Yo haré anuncios comerciales y tú podrás comprarte el local.
Noel öncesi olduğu için bir sürü hediye reklâmı geliyor ve ajanslar bize 4 milyon dolarlık bütçeyle geliyor.
De hecho, acabamos de empezar las ventas previas a Navidad... y las agencias me están proponiendo $ 4 por cada mil espectadores.
Tüm posterler belirlendi. Bir de reklâm kampanyası.
Todos los afiches han sido aprobados, y la campaña AD
- Yönetmen. Kısa filmler, televizyon, ama daha çok reklâm filmleri.
Cortometrajes, televisión, pero sobre todo publicidad.
Pis bir reklâm mıydı yani?
¿ Un miserable comercial?
Reklâm yapman gerekirken, yüzmeye gitmen gibi.
Y cuando te fuiste a bañar al río en mitad del día...
Ve şu reklâm işlerini de halledebilir misiniz?
¿ Y que le quiten todos los comerciales?
Zaman zaman bazı reklâm filmlerinde benim çığlımı duyuyordun.
Lo hicieron. Y en alguna parte de un comercial... ... Pueden escucharme gritar.
Döndükten sonra bir kaç Japon için reklâm ve iki defile için Paris'e gideceğim.
Un viaje, publicidad para unos japoneses y dos desfiles.
Reklâm ajansından da yüklü miktarlar talep ettin.
Pero también has ido pidiendo grandes sumas a través de la agencia de publicidad.
Reklâm cingılları bestelerim.
Escribo jingles para anuncios.
Bu kadar iyi olanlar reklâm vermez.
Los tipos así no se anuncian.
Bu reklâm, Kamu Bilinçlendirme Hizmetleri ve Psişik Birliği Kayıt Bürosu'nun katkılarıyla yayınlanmıştır.
Este mensaje ha sido proporcionado por el Ministerio de Información Pública... y su oficina de reclutamiento local de Cuerpo Psíquico.
Gretchen ne yazık ki yeni bir reklâm arası.
Creo que es momento de ir a otro comercial.
- Yeni bir reklâm mı?
- ¿ Otro comercial?
- Evet, Roz. Yeni bir reklâm!
- Sí, Roz, otro comercial!
Yazar J.D. Salinger'ın nihayet yeni bir kitap yayımlayacağını ve reklâm için talk-show turlarına başlayacağını görüyorum.
"Veo al autor JD Salinger finalmente publicando una nueva novela y dando entrevistas para promoverla."
Genellikle ellerim görünür ama kısa süre önce ilk ulusal dergi reklâmımın çekimi yapıldı.
Pero me acaban de contratar para mi primer anuncio en una revista nacional. - ¿ De veras? Magnífico.
Karşı tarafın yeni reklâm filmi.
Los anuncios de los del otro bando.
Sence firmanın...,.reklâmını yapacak mı? - Pardon?
En el funeral.
Ally, merhumu överken sence reklâm yapacak mı?
No lo creo.
Bu olayların reklâmı yapılıyor mu?
¿ Promocionan esos eventos?
Bir dolu reklâm, hepsi bundan ibaret.
Mucha publicidad y ya está.
Kendi reklâm sloganım bile var :
Hmm. Tengo mi propio eslogan de publicidad :
Reklâm, açılışı gibi, evet.
Una lona, sí