Resaca traducir español
1,544 traducción paralela
Akşamdan kalmayım da.
Tengo resaca.
Sen de akşamdan kalma.
Tú te ves con resaca.
Oraya daha önce de gitmiştim ama oldukça soğuktu.
He tenido resaca antes, pero, estaba algo frío en esa cafetería.
- Muhtemelen hala ayılamamıştır.
- Probablamente todavía con resaca.
İtalyanlara özgü akşamdan kalmalık, yüzyıllardır olayların çözümlenmesinde, atalarımızı fazlasıyla memnun etmiştir.
Remedios italianos para la resaca perfeccionados por siglos de ancestros súper indulgentes.
Ama aç değilim.
Pero no tengo resaca.
Akşamdan kalmasaydın yola daha erken çıkabilirdik.
Si no hubieras tenido resaca podríamos habernos puesto en marcha mucho antes.
- Hayır.
¿ Tienes resaca?
İstediğin kadar içki içebilirsin ve içki sersemliği falan yok.
Puedes beber todo lo que quieras y sin resaca.
Hafta sonundan kaldıkları için pazartesi harici her gün gözlerini dört açıyorlar.
Siempre miran los monitores, salvo el lunes después de la resaca del fin de semana.
Yarın, baya bir akşamdan kalma olamyı planlıyorum. o yüzden kızları olabildiğince geç yatır ki rahat rahat uyuyalım.
Planeo tener una resaca mañana así que las niñas se queden hasta tarde para que podamos dormir todos.
O sarhoş değil, Lois.
No tiene resaca, Lois.
Ve ben de pazartesi veya bugün bulacağım zaten. Hele bir şu akşamdan kalmışlığım geçsin de.
Y lo haré el lunes o hoy, si se me pasa la resaca
Sarhoş olduğunda çok gülünç oluyorsun Lois.
Eres muy graciosa cuando tienes resaca, Lois.
Korkunç bir akşamdan kalmışlığım var.
Tengo una resaca monstruosa.
Hala dünden kalmayım.
Creo que todavia tienes resaca.
Biliyorum, başım çatlıyor.
Oh, Lo sé... resaca.
Vin, senin daha önce, akşamdan kaldığını hiç görmemiştim.
Sabes, Vin, no creo haberte visto antes con resaca.
Biraz akşamdan kalmayım. Sen?
Con un poco de resaca. ¿ Tú?
Akşamdan kalmamış gibi görünüyorsun.
Puedo ver que no tienes resaca.
Güpe gündüz bu konu hakkında konuşmam.
Estaba con resaca. No hablo de ese tema a plena luz del día.
Onu jüri karşısına sızmış bir halde çıkaramayız.
No lo querrás con resaca en el Gran Jurado.
En son ne zaman sızıp kaldın?
- ¿ Cuando fue tú última resaca?
Akşamdan kalma olarak uyanınca ayılmak için güzel bir Egg McMuffin'den daha iyisi yoktur.
Cuando te despiertas con una resaca terrible no hay nada mejor que un buen Egg McMuffin.
Akşamdan kalma, tıraş olmamış bir kaptanın bizi rezil etmesine göz yummayacağım.
No voy a tener a un capitán que nos representa, apareciendo sin afeitar y con resaca frente a un cliente.
- Hayır. - Hem akşamdan kalmayken yapması kolay.
- Además es fácil reponerse de la resaca.
İçki mahmurluğundan kurtulmak için bir yere ihtiyacın var mı?
¿ Necesita un lugar para que la resaca manera de dormir?
Akşamdan kalmaların tek dermanı.
La mejor cura para la resaca.
"Resaca" ya iyi gelir, değil mi?
Es bueno para la resaca.
"Resaca" da ne?
- ¿ Qué es resaca?
- Akşamdan kalmaydım.
- Resaca.
Akşamdan kalmayım.
Tengo una resaca tan grande.
- Geceden kalmayım.
Es la mejor forma de afrontar la resaca.
Bugün kendini rahatsız hissettin mi?
Estas con resaca hoy?
Cila kokteyli isteyen?
¿ Quién quiere un trago para la resaca?
Haddi, içki sersemliği için iyi bir tedavi bu.
Me dijeron que es una cura excelente para la resaca.
Akşamdan kalma olduğum zaman yastığı yüzüme tutarım. Işığı engellemek ve acıyı azaltmak için.
Las mañanas en que tengo resaca, sostengo la almohada sobre la cara para alejar a la luz y para reducir el dolor.
Bak. Akşamdan kalmayım, Jay.
Mira, tengo resaca.
Tracy, bu hafta yerime bakman lazım.
¡ Patatas cremosas! ¿ Por qué siempre despierto sintiéndo resaca?
Sen benim değerli Row'umu mutlu ediyorsun, Ben sadece içki sersemiyim.
Entiéndelo, tú te vas a llevar a mi preciosa Row y yo sólo me llevo una resaca.
Bulantısına iyi gelecektir.
Lo ayudará para la resaca.
Alkol de almadım ama.
Tengo todavía resaca.
Buzulda dolaşıyoruz. Ensemde çok fena bir akşamdan kalma ağrısı var. Ve bil bakalım nereye bakıyorum.
Y nos deslizamos por este glaciar y tengo una resaca que me sube por la nuca y adivina qué estoy mirando.
Kahretsin, bu kadar geceden kalma olacagim hayatta aklima gelmezdi.
No creo que alguna vez haya estado con esta resaca.
Siz ne kadar dünden kalmaysanız, o kadar ciddiyim.
Tan en serio como tu resaca.
- Evet, biliyorum.
Oh, no, mucho ajenjo, resaca interminable.
Evet. Bana yapman lazım.
Y no te voy a enviar a la escuela con resaca a la mañana.
Hafif akşamdan kalmayım, o yüzden- -
Tengo un poco de resaca hoy, por lo que...
Bir içki filan?
¿ Remedio para la resaca?
Akşamdan kalmayım.
Tengo resaca.
Akşamdan kalma mı?
¿ Resaca?