English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ R ] / Rode

Rode traducir español

67 traducción paralela
Helen de Rode.
Helen de Rode.
Helmuth Alfred Rode. 1935 den beri ikinci kemancı olarak orkestrada.
Helmuth Alfred Rode, segundo violinista desde1935
Bunu Helmuth Rode'un dosyasında buldum.
Encontré esto sobre Helmuth Rode. ¿ Lo recuerda?
Your father was either hung over and forgot, or some hooker rode him in port.
Tu padre estaba colgado y se olvidó,... o alguna ramera lo cabalgó en el puerto.
Rodes'un adamlarıyla karıştık.
Nos mezclamos con los de Rode.
Hey haydut, el atmamı ister misin?
Oye, Rode. ¿ quieres una mano?
Haydut, kan dökmek için henüz çok erken.
Rode, es muy temprano para estar derramando sangre.
- Sözlerine dikkat et haydut.
Sé amable, Rode.
- Haydut haklı. Berek, yol göster.
Rode tiene razón.
# Theresa hit a streak and laid her waitress apron down # # she was playing penny poker # # over at the old Gold Spike # # she's tired of Texas hold'em so she switched to let it ride # # then over on Fremont Street six pits won her a car # # she rode it up the strip to where the flashy hotels are #
Theresa hit a streak and laid her waitress apron down she was playing penny poker over at the old Gold Spike she's tired of Texas hold'em so she switched to let it ride then over on Fremont Street six pits won her a car
# at first, she hit a royal not a dirty one this time # # and then she drew four deuces... #
she rode it up the strip to where the flashy hotels are at first, she hit a royal not a dirty one this time and then she drew four deuces...
Ro-ro... rode, rode, rodeo.
Ro... rode, rodeo.
Into the valley of Death Rode the 600
Dentro del valle de la muerte cabalgaron los 600
Rode Rules'a katılacağım, Everett Dağı'na tırmanacağım ve bir hayır kurumu kurup, evsizlere cilt kremi dağıtacağım.
Llevaré este trasero a Road Rules, escalaré el monte Everett y comenzaré una organización benéfica para darle bronceador a los sin techo.
Ama o, uzakta, Rode Bu yalan korkak sırtından vurdu.
Cuando mi padre le dió la espalda, el otro le disparó como un cobarde.
CYRUS DOĞU RODE.
Cyrus fue hacia el Este.
Son filmimi izlediniz mi, hani Belgrat'ta çektiğimi?
¿ Ha visto mi última película, la que rodé en Belgrado?
Ben o kazayı çektim!
¡ Yo rodé un accidente!
- O kazayı görüntüledim.
- Yo rodé el accidente.
Ve size bir kağıt dağıtacağım, üstüne şöyle yazacaksınız...
Y lo ruedan, Yo rodé uno. Así hice la primera cosa.
Mısırda, Beni Sokan Böcek filmini yaparken en azından... gölgede 180 idi...
Cuando rodé en Egipto...
Sonra yerlerde yuvarlandım ve şarkı söylemeye başladım...
Luego rodé por el piso y comenzé a...
Kırık birşey var mı?
- Sólo rodé un par de escalones.
Dün oldukça iğrenç bir bölüm çektim.
Ayer rodé una escena bastante desagradable.
Tüm Çin Seddini baştan sona gezdim.
# Rodé a lo largo de toda la gran Gran Pared #
Kısa bir film yaptım. Bir aile filmi.
Rodé una película casera, una película familiar.
Bunu kayboldukları gün çekmiştim.
Rodé esto la mañana que desaparecieron.
Sona gelindiğinde filmi çektiğim zaman ağlamak üzereydim.
Cuando ella llega al final yo estaba casi llorando cuando rodé la última escena.
Nakavt anını ben çektim, çünkü Stanley şarj yapıyordu.
Yo rodé la caída porqueNStanley estaba cargando.
Çünkü yuvarlanmalar sırasında aslında onun gücünü kullanıyordum. Çok tai chi bir şeydi.
Cuando rodé por el suelo, de hecho usé su fuerza, como tai chi.
"Ziyaret" i Ignacio'ya saygı olarak çektim.
Rodé "La Visita" como homenaje a Ignacio.
John Malkovich'le oynadım ama rejisör montajda sahneyi kesti.
Rodé una escena con John Malkovitch pero la cortaron.
Böyle basit bir amaca böyle bir yönlendirme.
Cuánto rodé para un propósito tan poco elegante.
Orada o tepeden aşağı yuvarlanmak, daha önce başıma hiç gelmemiş bir şeydi.
Como cuando rodé por esa ladera, uno lo siente. Una caída que nunca antes había sufrido.
Ve takla attırdım. Ve rengi de gri oldu.
Me volqué y rodé por el techo.
"R", ro, rode.
Ro... rode, rodeo.
"Rhode... eo."
"Rode... eo."
Çektiğim action filmin tanıtımı için buradayım.
Y tú? Promocionando la peli que rodé.
Yaptım. 8mm'de bağımsız bir film çektim.
Así es. Rodé una película independiente en ocho milímetros.
Tam bir şeye ulaşmaya çalışıyordum ve o sırada düştüm.
Me estiré para tomar algo y rodé.
Bugün Simon'la çektiğim de onunla ilgiliydi.
Es lo que rodé hoy con Simon.
Ben topu yuvarladım.
Se suponía que iba a ser divertido, pero... bajó la colina y... Rodé la bola.
Tommy. burada Şerif benim ve hep elimden geleni yaptım ve çiğnenip geçildim.
Tommy, soy el Sheriff aquí, y siempre hice lo mejor que podía y rodé como un poste de alambrado.
Belki kim olduğunu bulurum diye sokağa haber saldım. istediğinize sorun.
Así que rodé la bola en la calle ver si descubría quien era. Preguntenle a cualquiera.
Diğer tarafa yuvarlandım.
Sólo rodé hacia el costado.
Ben en zorlu parkuru tamamladı demezdim daha çok en zorlu parkurdan yuvarlandım.
Oh, yo no diría que hice la bajada del diamante negro, como mucho rodé por la bajada del diamante negro.
Filmin 46 dakikası benim çekimim.
En la versión final, unos 46 minutos corresponden a lo que rodé yo.
- Çektiğim portakal suyu reklamı.
Aquel anuncio del zumo de naranja que rodé.
Michigan'daki o tepelerden geçtim.
Yo rodé a través de esas colinas desde Michigan.
Tam dibe vurdum.
Rodé abajo.
Kolombiyalı çetelerin bir filmini yapmıştım.
Rodé una película sobre los cárteles colombianos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]