English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ R ] / Rostro

Rostro traducir español

8,395 traducción paralela
O dört günü hatırlamıyorum ama adamın yüzünü hatırladım.
No puedo verlo, lo de esos cuatro días, pero, recordé su rostro.
Buraya yerleştirmeden önce temizlemiş, üzerinde yüzünü görebilmek için.
Lo pulió después de colocarlo para poder observar su rostro en él.
O yaralı yüzünü geçit töreninde herkese göstermek istiyor gibiydi, ve ben Yahudiye'nin ölüme mahkum edildiğini biliyordum.
Desfiló, con su rostro cortado para que todos lo vieran, y supe entonces que Judea estaba condenada.
Şerpalardansa senin güzel yüzüne bakabilecekken neden bir dağın tepesinde olmak isteyeyim ki?
¿ Por qué querría estar sobre alguna montaña cuando puedo ver tu hermoso rostro en vez del de algún sherpa?
Hadi.
Él vio mi rostro. Vamos.
Bir suç, bir isim, bir yüz.
A quien culpar, un nombre, un rostro,
Luke, sen orada değildin, yüzündeki ifadeyi görmedin.
Luke tu no estuviste ahí, no viste la mirada en su rostro,
Bob'un yüzünün tamamen içine göçtüğünü biliyor muydun?
¿ Sabes que le aplastó el rostro a Bob?
Dünyanın yüzünü tanımasını istedi.
Quería que el mundo reconociera su rostro.
İzin verin yüzünü yara bere içinde bırakayım, size yapmış olduğu aşşağılamaya karşı.
Al menos permítame marcarle el rostro, por el insulto que le ha dado.
Majesteleri yüzünüz!
Majestad, vuestro rostro...
Yüzü bükülmeye başladı. Sonra gülüşü olması gerekenden daha fazla yayıldı. Ta ki kulaklarına kadar.
Su rostro empezó a torcerse, y su sonrisa se volvió amplia, más de lo que una sonrisa debería, incluso pasadas sus orejas.
Bir adama yumruk attığında onun yüzündeki varlığına vurursun.
Cuando noqueas a un tipo... Es como si arrojaras su existencia en su rostro.
Hepsi aynı yüze sahip.
Todos tienen el mismo extraño rostro.
Çok küçüktüm, hatırlamam sandın ama unutamayacağın tek şey annenin yüzüdür.
Pensaste que era demasiado joven para recordarla, pero una cosa que nunca se olvida es el rostro de tu madre.
Aklınıza ilk kim geliyor?
Solo el primer rostro que le venga a la mente.
Ama yüzünde göz yaşlarını görebiliyorum.
Pero puedo ver lágrimas en su rostro.
Ama eski suratını istiyorsan...
Pero si quieres tu antiguo rostro,
İşin aslı ortaya çıktığında yüzündeki ifadeyi görmek istedim. Paha biçilmezdi!
A decir verdad, solo quería ver la expresión en tu rostro... cuando él apareciera... no tiene precio.
Mike Peterson'dan bahsettiğimizde yüzündeki bakışı gördüm.
Vi la mirada en tu rostro cuando mencionamos a Mike Peterson.
- Yüzündeki o maskeden başka var mı?
Esa máscara que tienes en el rostro... ¿ tienes otras por ahí?
Hiç bir çekimde yüzü net değil.
Ninguna toma clara de su rostro.
Ben yokmuşum gibi davrandı.
Reaccionó como si le hubiera puesto una media delante del rostro.
Oraya genç birini göndermeliyiz.
Necesitamos un rostro joven allí.
Çok nazik bir yüzün var.
Tienes un rostro tan amable.
Bunu yüzünden anlayabiliyorum.
Lo veo en tu rostro.
Doğum günü kartının konfeti ve fıstık tozunu Simon Cutler'a sıktığı andı.
Era el momento en que la tarjeta de cumpleaños lanzaba el confetti. Y polvo de maní fue hacia el rostro de Simon Cutler.
Ve Michael da Rafael'in büyük, kötü uyuşturucu taciri Sin Rostro ile, bir ilgisi olduğuna ikna olmuş durumda.
Y Michael estaba convencido de que Rafael tenía algo que ver con Sin Rostro, un gran traficante de drogas.
Rafael, ya Sin Rostro babansa?
Rafael, ¿ y si tu padre es Sin Rostro?
Belki onun burada olup bitenlerle bir ilgisi vardır, tünellerle, Sin Rostro'yla ya da her ne oluyorsa.
Tal vez está involucrado en todo lo que está pasando aquí, con los túneles o Sin Rostro o lo que sea.
Sin Rostro'ya bir adım bile yaklaşamadık.
No estamos más cerca de Sin Rostro.
Rafael'in Xiomara'yla olan problemleri çok önemsememesinin sebebi babasının Sin Rostro olma ihtimaliyle kıyaslanınca diğer sorunların bunun yanında oldukça küçük kalıyor olmasıydı.
Las problemas de Rafael con Xiomara no le ha molestado. ya que parecían un poco insignificantes comparados con el hecho de que su padre podría ser Sin Rostro.
Sin Rostro ile çalışan cerrah olmalı.
Debe de ser alguien que trabaja con Sin Rostro.
Gördünüz mü? Kısa bir süre önce babası öldürüldü. Sin Rostro yani, üvey annesi tarafından, ama kendisi ortadan kayboldu.
Su padre acababa de ser asesinado por Sin Rostro, que resultó ser su madrastra, pero desapareció.
Yani eğer Tony Vaughn'un adı bellek aygıtındaysa, Sin Rostro'ya bulaşmış olmalı.
Si el nombre de Tony Vaughn está en la memoria flash, tiene que estar involucrado con Sin Rostro.
Yine de Sin Rostro ile bir bağlantısı olabilir.
Puede que aún esté conectado a Sin Rostro.
Ve resmen Emilio, Sin Rostro gibi görünüyordu ;
Y ciertamente parecía que Emilio era Sin Rostro ;
Burada seninle yine konuşuyoruz çünkü görünüşe göre baban Sin Rostro ve otelin içinde suçlulara estetik ameliyat yaptırıyordu.
Estamos contigo aquí otra vez porque parece que tu padre es Sin Rostro y ha estado dirigiendo una clínica de cirugía plástica para los criminales dentro de tu hotel.
NAMI DİĞER :
Alias : Sin Rostro.
SIN ROSTRO
Sin Rose-tro.
Klasik Sin Rostro.
Clásico Sin Rostro.
Evet ama Rose ve Rafael'e göre, bellboy katilinin Sin Rostro olduğunu söyledi.
Sí pero de acuerdo con Rose y Rafael, el botones llamó Sin Rostro al asesino.
Rostro.
Rostro.
"Sin Rostro" nedir?
¿ Qué es "Sin Rostro"?
Ya Sin Rostro senin babansa?
¿ Y si tu padre es Sin Rostro?
Rafael bize bellboyun son sözlerinin "sin Rostro" olduğunu söyledi katilinin adını söylemiyordu,
Rafael nos dijo que las últimas palabras del botones fueron "Sin Rostro" no estaba nombrando a su asesino, la estaba identificando.
Rafael bize bellboyun son sözlerinin "Sin Rostro" olduğunu söyledi o katilinin adını vermiyordu, gördüğü kişinin adını söylüyordu.
Rafael nos dijo que las últimas palabras del botones fueron "Sin Rostro", no estaba nombrando a su asesino, la estaba identificando.
Rafael'in üveyannesi, Rose, onun yakalamaya çalıştığı, o büyük, kötü suçlu Sin Rostro. Oh... Ve Rafael'in babasını öldürdü.
La madrastra de Rafael, Rose, es Sin Rostro, el criminal malísimo que ha estado persiguiendo. Y mató a su padre.
Sin Rostro hakkında.
Sobre... Sin Rostro.
Ağzına bir şey takmışsınız falan.
Tiene esa cosa en su rostro.
O da Sin Rostro için çalışıyordu,
Ves, él estaba trabajando para Sin Rostro, el tío malo que construyó túneles secretos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]