Rsa traducir español
23,457 traducción paralela
Kafan karışırsa, yeni bir sekreter bulurum.
Te confundes y encuentro un nuevo secretario.
Ama orada çok uzun süre kalırsa kafayı çatlatıcağından korkuyorum.
Pero estoy nerviosa de que vaya a quebrarse si se queda ahí demasiado tiempo.
Philip şu an muhtemelen Caleb'ı lime lime ediyor bana kalırsa şu an onu bulmaya çalışsanız da bizi sorguya çekip hiçbir şey bilmezken imalarda bulunmasanız.
Probablemente Philip esté cortando a Caleb en pedacitos ahora mismo, por lo que me parece que ustedes dos deberían estar buscándolo en vez de interrogarnos con insinuaciones cuando en realidad no tienen nada.
Farz edelim ki Claire gerçekten de liderliği alırsa, pek muhtemel değil ama...
Digamos que Claire toma la delantera, aunque sea muy poco probable...
Olur da liderliği alırsa ben de onu desteklerim herhalde.
Si tomara la delantera, yo también tendría que apoyarla.
Hayatta kalırsa ona ne yapacaklarını bilmiyordum.
No sabía si iba a sobrevivir a lo que le iban a hacer.
Ya geç kalırsa?
¿ Y qué si ella llega tarde?
Anlatırsa, tasarının Senato'ya gideceğini söyledim.
Le advertí que si lo hace, me aseguraré de que el proyecto llegue al Senado.
Kurultay bu şekilde sonuçlanırsa olası senaryoyu düşünelim.
Imaginen el escenario si esto sigue en toda la convención.
Şimdi oylama yapılırsa ikiniz kazanırsınız.
Si el voto es ya, ustedes dos ganan.
Ancak inisiyatifi ele alırsa, momentum kazanırsa bu bizi biraz yalancı konumuna sokar.
Pero si él gana la iniciativa, si aprovecha cualquier impulso que nos ponga en el margen de error...
Bana kalırsa size inanmakta biraz zorlanacaklar ama.
Sin embargo, les costará creerle.
Eğer Caroline ve Melissa Miller serbest bırakılırsa kaçıranlarla arasında denetim altında bir iletişime izin vereceğiz.
Si liberan a Caroline y Melissa Miller permitiremos el contacto supervisado con los secuestradores.
Bu hikâye yayınlanırsa bizi bitiren sigara içmek olmaz.
Si esta historia sale a la luz, no será el tabaco lo que nos liquide.
Kullanıcılar burada, burada ve burada. Ağ, Uzaktan kontrol, Program, Dağıtım merkezi, RSA filtreleri 1, 2, 3.
Los usuarios aquí, aquí, y aquí red, remota, programa, actividad, filtro RSA uno, dos tres.
Ben diyorum ki şehrin yanmasına izin verelim ve sabaha kim kalırsa temizliği o yapsın.
Propongo que dejemos arder la ciudad y el que viva por la mañana que la limpie.
O çok fazla kafein almış ama görüntülere bakılırsa kadın güçlü birisine benziyor.
Ha tenido demasiada cafeína, pero la seguridad sugeriría que alguien poderoso.
15 yıllık hayatım, o kapı açılırsa sonsuza dek değişecek.
15 años de mi vida cambiarán si abro esa puerta.
Eğer kızım burada kalırsa bir gün aynı şeyi ona da yapar.
Si mi hija es retenida aquí, un día le hará lo mismo a ella.
Bana kalırsa Kahramanlar Birliğinin yarısı şüpheli.
Quizás la mitad de la Liga de Héroes por lo que sé.
Tekrar bağlanırsa...
Si se vuelve a conectar...
Ya eğer A.J. Callie'ye ulaşırsa?
¿ Qué tal que A.J. se comunique con ella?
Görünüşe bakılırsa Valentine, Clary'nin olduğu gibi Jace'in de babasıymış.
Resulta que Valentine también es el padre de Jace, además del de Clary.
Asılırsa suçlanacak tek kişi kendisidir.
Si se cuelga, él sólo a sí mismo tiene la culpa.
- Hangi şekilde yapılırsa yapılsın. Olmaz, olmaz.
Si se pusiera ninguna manera, señora...
Jüri ya ona inanırsa?
Pero si el jurado cree que ellos?
Eğer düzenine sadık kalırsa onu ikinci bir mekana götürüp öldürecek.
Si sigue el patrón, le llevará a otro sitio y le matará.
Buna bakılırsa liseye gidecek kadar genç.
Sí, y basándome en esto, estudiante de instituto.
Bu geceki yemekle ilgili yazdıklarına bakılırsa adı Cat.
Según los correos que me envió para acordar lo de esta noche, se llama Cat.
- Bu haftasonu yer açılırsa girmek ister misin?
Entonces, si hay plazas para este fin de semana, ¿ quieres ir? Sí.
Benim için taradığın dosyalara bakılırsa Mossier'ler Boulanger aile ağacının kurumuş piç dalını oluşturuyor.
Según estos archivos que me has escaneado, el clan Mossier es como una rama bastarda de la familia Boulanger.
Ama İç İşleri'nde tıkılı kalırsan ya da vampirin biri tarafından kanın boşaltılırsa bunu yapamazsın.
Pero no puedes hacerlo si te encierran en Asuntos Internos o si te succiona un Vampiro.
Mecbur kalırsa bizim için savaşır.
Luchará para volver con nosotros si debe hacerlo.
Açık kalırsa, yine iblis saldırılarına karşı savunmasız olursun.
Si queda abierto, serán vulnerables otra vez a los ataques de Demonios.
Keşke başka bir yolu olsaydı ama Valentine, Kupa'yı alırsa birleştirecek bir Aşağı Dünya kalmayacak.
Ojalá hubiera otra forma, pero si Valentine consigue la Copa no quedarán Subterráneos que unir.
Eğer açık yargılamada hikayesini anlatırsa...
Si cuenta su historia ante el tribunal, entonces...
Eğer Yönetici onu alırsa...
Pero si el Director consigue...
Randevu sonuçsuz kalırsa koruma pakedini devreye sokacağız.
El encuentro será infructuoso a menos que podamos recuperar un cierto paquete.
- Havlamak yerine ısırsa daha iyi.
Perro ladrador poco mordedor.
Sıkıntı çıkarırsa Silas Wegg'i araştır.
Averigua si Silas Wegg alguna vez no nos ha dado problemas.
- Şartlar karşılanırsa.
si los términos son adecuados.
- Fena değil. Ama mermi ya sadece sıyırırsa?
Pero, ¿ y si la bala solo me roza?
Eğer biz ona ulaşmadan, o Bay Morra'ya ulaşırsa yenileyici aşı olmaz.
Si logra llegar al Sr. Morra antes que nosotros la atrapemos... No hay más inyecciones.
Nolan başka birine sarılırsa da herkes Hannan'ın masum olduğunu anlayacaktı.
Y si Nolan abrazaba a alguien más, entonces todos sabrían que Hannan era inocente.
Soruşturma açılırsa ameliyat yapmaya devam edebilir mi?
¿ Es capaz de operar mientras ella está bajo investigación?
Eğer buradan ayrılırsa kesin O'Malley'de sabaha kadar içer. Biliyorsun.
Si se va, vamos a encontrarlo celebrando el amanecer en O'Malley's, ya sabes.
Şu demek, karar merci tekrar değerlendirme yapacak ve sizle aynı karara varırsa başvuru yapabileceksiniz.
Que el funcionario lo reconsiderará. Si vuelve a tomar la misma decisión, podrá reclamar.
Görünüşe bakılırsa bir kadın.
Parece que es una mujer.
Narkoz altında çok fazla kalırsa hiç uyanamayabilir.
Y si está anestesiada mucho tiempo, no conseguirán despertarla.
Savcı o celpleri çıkartırsa ne yapacağımız hakkında.
Sobre lo que haremos si esa fiscal consigue esas citaciones.
Ama evet yani Harvey yaptıklarının sorumluluğunu alırsa çok daha iyi olur.
Pero, sí, todos mis problemas se resolverían si Harvey asume la responsabilidad de lo que hizo.