Rst traducir español
245 traducción paralela
Neden tırstın?
¿ Por qué temer?
Tırstı!
¿ Quieres jugar, eh?
Şu saat 6 : 00 haberleri her akşam tırstırıyor beni.
Las noticias de las 6.00 me asustan cada noche
Tırstın sadece.
Solo asustado.
Cennette takım yok, Tanrı beni fırst-string yapamadı.
En el cielo no hay equipos, por eso Dios no me hizo jugador.
Onu taşaklarından şişleyecektim ama tırstı ve köşeye sindi ve eğer gerçekten böyle hissediyorsan ayrılabiliriz dedi.
Estuve a punto de cortarle las pelotas. Se asustó muchísimo.
Tırstın tabii.
Te aplastó el sr. Vanderbruck!
" Tırstım.
" El miedo me invade.
- Norm, tırstı - Hadi canım!
- Norm chickened a cabo.
Tırstığı için dalga geçeceğinizden korktu.
Tiene miedo que se rían de él porque se acobardó.
Tırstım!
¡ Tengo miedo!
Paulo! 2 Frank karşılığı onu elde edebilirsin. Evet, bir seferinde gerçek bir çıplak kız bulmuştuk, ama o tırstı.
Pero con una chica de carne y hueso en cueros, se desinfla.
Korktu. Acayip tırstı.
Tenía miedo, estaba acobardado.
Sadece bir hanım evladı tırstı diye partiye son verecek değiliz.
Sólo porque un idiota quiera escaparse no significa que debamos terminar la fiesta.
- Tırstı lan.
Esta jodiendo hombre.....
Küçük bir artçı depremden mi tırstınız?
¿ Miedo de un pequeño temblor? No teman.
Evet, selam. RST Video'dan arıyorum.
Este es RST Video llamando.
Bir Quick Stop Dükkanı ve RST Video'nun çalışanlarıyız.
Somos empleados del Quick Stop Convenience y RST Video, respectivamente.
Tırstın mı yoksa?
¿ Estás asustada?
- Bu mal tırstı. Salona bile...
Este tonto se asusta.
Tırstığımız zaman daha iyi savaşıyoruz.
Peleamos mejor cuando estamos un poco nerviosos.
Tırstın mı?
¿ Te echas atrás?
Bok tırstı.
Está muerto de miedo.
ilk önce Michou tırstı.
Michou tiró el huevo primero.
Tırstım.
Me acobardé.
Tırstın mı? - Ben mi?
¿ Tienes miedo?
Tırstım.
Ohh. que miedo
- Hayır, Lisa tırstı.
- No, le dio miedo.
Ne bileyim bunu düşündükçe tırstığın falan olmuyor mu?
Digo, ¿ no te asusta ni nada?
Baksana şimdiden tırstı.
Mira, ya se está acojonando.
Bu güçtür. Bu üstünlüktür. Bu da sınırsız hırstır.
Ves, eso es fuerza y eso es superioridad y eso es ambición sin límite.
- Şimdi tırstın, değil mi?
- Las cosas se dieron vuelta, ¿ verdad?
İlkin seni yolda bırakmak istemiştim.
Rst ", despotricó de ponerle en el camino.
Baş parmak değil, hırstır!
No son los pulgares opuestos. Es la ambición.
Herif benden tırstığı için iyi de indirim yaptı.
Me dieron un buen descuento gracias a mi conducta intimidatoria.
Bence tırstı.
Creo que se puso como gallina.
Ah ha! Bu tırstığın için.
¡ Piquete por vacilar!
Kern'le Tobar bana karşı tavır aldı. Tırstılar.
Kern y Tobar me dejaron de lado.
Gerçekten tırstım.
Estoy muy asustado.
Sevgilin toplum içinde seni öpmeyi denediğinde tırstın. Bana frijit bir tip gibi gözükmüyorsun ne dediğimi anladıysan.
Te enfadaste cuando tu novio quiso besarte en público y no parece que seas una frígida...
Nick deneyecekti, ama tırstı.
Nick estaba por intentarlo, pero se asustó.
Tırstım.
Estoy asustado.
Lanet olsun. Tırstım.
Mierda, me convenció
Ben saçımı kestim, tabii ki o tırstı.
Corté mi pelo, y por supuesto, ella se echó atrás.
Çok tırstım.
Eso me puso los pelos de punta.
O tırstı.
.
Tırstı demek.
No pudo soportar el pensar que Novakovitch le quitaría protagonismo.
- Onlar gelince, hemen tırstın.
Y cuando vuelven, te callas.
Üşüdüm ve tırstım.
Qué frío y qué miedo.
Bir kariyeri yönlendiren hırstır.
Le proponemos un perímetro de trabajo bastamte completo.
Hayır, acayip tırstım ama adam birden özür dilemeye başladı.
Estaba como, whoa, pero él se empezó a disculpar.