Rüzgârda traducir español
150 traducción paralela
Gözüme rüzgârda bir şey kaçtı.
Se me ha metido algo en eI ojo.
Muazzam bir rüzgâr dağları yırttı. Rabbinin huzurunda kayaları un ufak etti. Ama Tanrı o rüzgârda değildi.
"... y un fuerte viento desgarró las montañas y rompió en pedazos las rocas ante el Señor, pero el Señor no estaba en el viento. "
- Nix! Bu rüzgârda dışarıda mısın?
- Hola Nix. ¿ Estás fuera con este viento?
Onu penceremden izledim. İnce yağmurluğu rüzgârda açıldı.
Le vi desde mi ventana, protegiéndose del tiempo dentro de su gabardina.
Genç kızlar, rüzgârda sallanan başaklar gibidir.
Las jóvenes son como los juncos al viento
Kaptan, bu rüzgârda bir yelken daha açamayız.
Capitán, no podemos largar más velas con este viento.
Rüzgârda uyurlar.
Y duermen en el aire.
Rüzgârda karlar uçuşuyor.
Hay... Hay nieve en el viento.
# Uç, uç, rüzgârda
Vuela, vuela por los aires.
Pedallara asılıyorsun. Saçları rüzgârda dalgalanıyor.
La seguiré.
Derisi rüzgârda kurudukça tüm aile sevinecek.
y como su piel se seca en el viento, toda la familia se regocija.
Rüzgârda ve karda, sihirli şelalenin ötesinden cinli ormanlardan, ta ki hedefine ulaşana dek.
Atravesó cascadas y claros, y llegó a su destino.
Ayağı olmayan kuş rüzgârda uyur
Un pájaro sin patas. Revoloteando en el viento.
Ay ışığında o solgun alnına, kapalı gözlerine rüzgârda uçuşan tutam tutam saçlarına bakıp kendi kendime şöyle dedim :
En el claro de luna, miré su... frente pálida, sus ojos cerrados, sus mechones de cabello que temblaban en el viento, y me dije a mí mismo :
Rüzgârda yanan nedir?
No hay nubes en el cielo rojo.
İnsanlar çaresizce savruluyorlar. Tıpkı şu rüzgârda oradan oraya uçuşan gazeteler gibi.
La gente en vano va a la deriva... como esos periódicos que el viento lleva sin rumbo.
Bu kâğıt rüzgârda kaybolabilir ama bu yeminler yüreklerimizde ebediyen var olacak.
Este papel puede perderse con el viento pero estos votos serán eternos en nuestros corazones.
"Efendiye bakın! Sanki rüzgârda bir su kabağı!"
Ese Señor es como una veleta al viento...
"Efendiye bakın, sanki rüzgârda bir su kabağı!"
Ese Señor es como una veleta al viento.
Yoksa onlar sadece rüzgârda esen boş laflar mıydı?
¿ Fueron sólo palabras vacías que se llevó el viento?
# Toprak ve kum uçuşuyor rüzgârda, belki de yağmur yağacak sonra #
# La tierra y el polvo que sopla el viento y después tal vez llueve. #
İstersen yere yatır da rüzgârda uçmasın.
Intenta ponerlo en el suelo. Si no, el viento se lo llevará.
Süren rüzgârda Ayaz ve zor uğraşta
Aguantando el viento, las heladas y el trabajo duro.
Süren rüzgârda Ayaz ve zor uğraşta yıllar boyunca
Aguantando el viento, las heladas, y el trabajo duro año tras año.
Bir akağaç diktiğimde köklenişini izliyorum büyüyor, rüzgârda sallanıyor ve ben müthiş gurur duyuyorum.
Planto un abedul, lo veo echar raíces crece, se balancea con el viento y yo me siento muy orgulloso.
Bu rüzgârda bunları uçurabiliyor olmamız bile müthiş.
Con este viento, es un milagro que tomen altura.
Saçlarım rüzgârda dalgalanıyor müziğin sesiyle tepeler hayat buldu misali iyi değilim ama... İdare ediyorum.
No estoy corriendo por todas partes, con el viento en el pelo y las montañas vibrando con el sonido de la música, pero me las arreglo.
- Biraz rüzgârda kalmışım da!
- Solo me he quedado sin aire.
Bazen bir dal gibi, bazen rüzgâr gibi. Onu rüzgârda esen kokusundan buluyorum.
A veces entre las ramas, a veces entre las hojas... busco sus huellas en el aire.
İkimizin beraber, orada sikimizi rüzgârda sallamamıza ne dersin.
Nosotros estamos desprotegidos con nuestros penes expuestos.
Bir de öne arkaya doğru sallandık mıydı, rüzgârda dalgalanan bayrak gibi oluruz.
Si empezamos a movernos de acá para allá, parecerá que la bandera se mueve con el viento.
Yakılacağım ve küllerim rüzgârda serpiştirilecek.
cenizas al viento, tú sabes.
Diyeceğim, ben senin komşunum Rüzgârda bir kuş gibi uçacağım
te diré estoy en el vecindario voy a volar como un pajaro en el ala.
Rüzgârda yürüdü mü sanki pelerin sahibi bir balerin gibi oluyordu. [HÜZÜNLÜ MÜZİK ÇALAR] O gün de maça gelmiş.
Y el viento soplaba y ella parecía una bailarina con una gran capa vino a verme jugar un día
Ve sorumuzun cevabı arkadaşım, rüzgârda savruluyor.
Y la respuesta, amiga mía se encuentra volando por los aires.
Ateşim mi? Rüzgârda kalmış şahinden daha soğuğum.
Si estoy helado tengo los pies como un carámbano.
Sonra kar da yağdı. Yerdeki kar taneleri rüzgârda salınıyorlardı. Sonra kar yığınları oluştu ama toplanmayı becerdik.
Al principio todo estaba congelado luego empezó a caer la nieve una nieve densa, y al final todo quedó cubierto de nieve pero nosotros aún teníamos que cumplir con nuestro deber.
Sadece rüzgârda sallanan bir dalın sesiymiş.
Solo era una rama de árbol, agitándose con el viento.
Biliyorsun, annesiz bir çocuk rüzgârda bozulmuş şemsiye gibidir.
Sabes, un niño sin una madre... es como una sombrilla rota en el viento.
Esen rüzgârda onu hissedebilir miyim?
Pude escuchar su susurro en el viento.
Onu esen rüzgârda görebilir miyim?
Pude sentirlo.
Amcam bana dal gibi olduğumu söylerdi. Küçük bir rüzgârda kırılacaktım.
Mi tío me decía que era como un arbusto.
Dallar rüzgârda sallandığında, boğaz ağrısı yapar.
Cuando las partes se frotan con el viento, hacen que la garganta quede irritada.
Bir şahin tek başına uçuyor rüzgârda süzülerek
Un halcón vuela solo planeando en el viento
Sakin bir rüzgârda süzülerek bir şahin tek başına uçuyor
Recorriendo el silencioso viento un halcón vuela solo
Sakin bir rüzgârda süzülüyor dur durak bilmeden
Recorriendo el silencioso viento jamás logra descansar
Rüzgârda hışırdayan yaprağı fark edersiniz.
Notas las hojas murmurando con el viento.
Senin rüzgârda savruluşunu seyredeceğim ta ki açığa çıkıp seni lime lime etmelerine kadar.
Voy a verte retorcer en el viento hasta que te descubran y te despedacen miembro por miembro.
Çocukken rüzgârda uçururduk.
Las que solías soplar al viento cuando eras chico.
O bizim, rüzgârda kalmış ufak mumumuz.
Ella es nuestra pequeña vela en el viento.
Tavukların karmakarışık bağırsaklarında ya da rüzgârda uçuşan bir kedi tüyünde kehanetler okuyordu.
Leía augurios en enredados intestinos de pollos o soplando pelos de gato al viento.