Sapasağlam traducir español
499 traducción paralela
Vazife anlayışın, bir kale gibi sapasağlam.
Tu sentido del deber es tan firme como el peñón de Gibraltar.
Sapasağlam durup bana uğursuzluk getirir.
Se unen y me traen mala suerte.
Neredeyse bir ay oldu ama hala sapasağlam.
Hace más de un mes, y va muy bien.
- Sorun ceketim değil ceketiniz hala sapasağlam dururdu.
- Pero no es y hubiera aguardado, su frac estaría bien.
- 3 gün sonra sapasağlam olursunuz.
- Tres días más y estará fuera de aqui.
Kayığı halatla bağlanmış bulduk, sapasağlam, hiçbir şey olmamış.
Encontramos el bote amarrado, sin daños.
- Sapasağlam.
- Está sanísima.
Beyler, uçaklarınız benzin dolu, sapasağlam ve gitmeye hazır.
Nuestros aviones han sido revisados, llenaron los tanques. Están listos para despegar.
Sapasağlam bir at, üstü kapalı bir araba.
Un buen caballo, un coche cerrado.
Evet efendimiz, o sapasağlam çukurda, başında yirmi bıçak yarasıyla hem de.
- Sí, mi buen señor. Seguro en un foso, señor, con veinte tajos que le surcan la cabeza ;
Son posta atlın geldi. Sapasağlam.
El último de tus correos ha llegado sano y salvo.
- Mendoza'yı bir hücreye tıktım. Sapasağlam bir cinayet iddianamesi ve suçun görgü tanığı var.
Tengo a Mendoza en la celda una acusación de asesinato y un testigo del crimen.
Sapasağlam geri dönmen ne güzel.
Es genial tenerte de vuelta de una pieza.
Tamam, burada sapasağlamım.
Aquí estoy sano y salvo.
İşte senin kayıp Jumbo, sapasağlam.
Aquí está el Jumbo que faltaba. Está bien.
Tek parça olarak kalmışsa bile içindeki biri sapasağlam ortaya çıkabilir mi?
- Y si está intacta... ¿ alguien podría caminar después de un impacto como ése?
Ani çıkan rüzgara şükretmeliyim ki, sapasağlam kıyıya dönebildim.
Sólo gracias a una repentina ráfaga de viento, tuve la fortuna de poder regresar a la costa.
Sapasağlamım.
Estoy como nuevo.
90 yaş ve sapasağlam.
¿ Nueve décadas, perfecta salud?
Efendimiz, tanrılar sapasağlam geri dönüşünüze sevineceklerdir.
Señor, los dioses se alegran de tu feliz regreso.
Sapasağlam geri dönüşünüze çok sevindim efendim.
Celebro tu feliz regreso, mi Señor.
Sapasağlam.
En perfecto estado.
Dün gece olanlardan sonra, seni sapasağlam görmekten ümidimi kesmiştim.
Tras lo sucedido anoche, casi no abrigaba esperanzas de verte vivo.
İşte, sapasağlam döndüm!
Quema estos harapos.
Şey, sapasağlam geri döndüm.
Pues he vuelto, sano y salvo.
Bir de bakarlar sapasağlam olmuşlar.
Y de repente, están sanas otra vez.
Beni buradan Reno'ya sapasağlam götürme zahmetinizin karşılığını veririm.
Voy a hacer que valga la pena ir de aquí a Reno en buena forma.
Dışarıda bekleyen kadınların hepsi sapasağlam.
Esas mujeres de ahí afuera están en perfecta forma.
Az sonra sapasağlam olacaksın.
Pronto te pondrás bien.
Dişleri halen sapasağlam.
¿ Y sabes por qué es capaz de comer de todo?
Dişlerim sapasağlam olduğu için utanıyorum.
Me avergüenzo de mi dentadura.
Çocukları sapasağlam Beth Amal'a götürmüş.
- Sí. Los niños ya están en Beth Amal.
Fena sayılmam, bir iki güne sapasağlam olurum.
No estoy mal, estaré como nuevo en un par de días.
Ve bu kavgadan sonra kardeşin sapasağlam olacak.
Después de una pelea, ese hermano tuyo se queda como una seda.
Bu yaşlı kız, sapasağlam ayakta duruyor.Dünya'daki gibi.
¡ Estamos en pie! Echaba de menos la Tierra.
O hâlâ sapasağlam.
Está hecho un chaval.
Tanrılara sunulacak kişi sapasağlam olmalı.
Una vida ofrecida a los dioses debe ser íntegra.
Henüz değil, efendim! II. Henry sapasağlam ayakta daha!
Todavía no, señor, el número dos está en plenas facultades.
Siz doktorlar, sapasağlam olan hastalarınızın sapasağlam olduklarından emin olmalarını sağlayacak bir yol bulmalısınız.
¡ Los médicos deberían decirle a sus pacientes que todo marcha bien de forma que lo entiendan!
Anlamıyorsun. Dr. Morrissey benim sapasağlam olduğumu söyledi.
No lo entiendes, el Dr. Morrissey acaba de decirme que todo está bien.
Sapasağlam dönecek, her zaman yaptığı şey.
Ella regresará sin ningún problema. Lo hace muy a menudo.
Sapasağlam görünüyor.
Parece indestructible.
Şansımız yaver gidiyor. Köprü sapasağlam.
Coronel, la suerte está de nuestra parte.
İki taraf da köprüyü sapasağlam istiyor.
Ambos lados quieren ese puente intacto.
Güney tarafı nasıl sapasağlam istiyorsa, biz de aynen öyle istiyoruz.
El sur lo quiere intacto y nosotros también.
Buyurun, Bay Groat, sapasağlam.
Aquí tiene, señor Groat, a salvo y seguro.
Yarın sapasağlam olacaksın.
Mañana estarás bien y podrás correr otra vez.
Amerikanın en iyi astronotu, sapasağlam.
El mejor astronauta de Estados Unidos... estéril.
Hepsi sapasağlam.
Verifiqué cada instrumento Todos están bien.
# Fakat şimdi Sapasağlam dişleri yüzünden
¿ Por qué echar a perder una vida impecable por unos simples dientes?
Onları sapasağlam götürürüz.
Gracias.