Satmıyorum traducir español
393 traducción paralela
Peki, diyelim ki ben evimi satmıyorum.
Bien, supongamos que no vendo mi casa.
Veresiye benzin satmıyorum.
Yo no vendo a crédito.
Ben de bir şey satmıyorum.
No estoy vendiendo nada.
Bir şey satmıyorum.
No vendo nada.
35'e satmıyorum, 30'a alamazsın...
¡ No por 50! ¡ Ni por 40! ¡ Ni por 30!
Resimlerimi satmıyorum.
Yo no suelo vender mis cuadros, Kitty.
Sigorta poliçesi satmıyorum.
Reardon. No vine a eso.
Satmıyorum zaten.
- No se la ofrezco.
Ayrıca hikâyemi de satmıyorum size.
Ni le ofrezco mi cuento.
Hiçbir şey satmıyorum.
No ofrezco nada.
- Sigara satmıyorum.
- No vendo cigarrillos.
Satın alıyorum, satmıyorum.
Quiero comprar, no vender.
- Satmıyorum.
- No está en venta.
En azından ilaç satmıyorum, ben.
Al menos, no vendo ungüentos.
Ben mal satmıyorum. Ben, fikir satıyorum.
No vendo un producto, vendo una idea.
Dedim ki " Figo, sana bir düzine yumurta satmıyorum.
Le dije : "Figo, no le estoy vendiendo huevos".
Karga yemi satmıyorum burada.
Por supuesto que tienen temple.
- Seni satmıyorum.
- No te vendo.
Hayır, satmıyorum.
No lo vendo.
Sam köpeğini satmıyor. Ben de kalbimin kanını üzerine akıttığım toprağımı satmıyorum.
Sam no vende a su perro, y yo no vendo la tierra en la que dejé mi sangre.
Fakirlere satmıyorum ki.
No les vendo a los pobres.
Evet ama ben satmıyorum.
Pero... yo no vendo.
Satmak isteseydim çok cömert bir teklifti, fakat satmıyorum.
Un muy buen precio, si quisiera venderlo, pero no.
- Satmıyorum.
- No me interesa.
Formülü satmıyorum.
No vendo mi fórmula.
Verdiğiniz fiyat buysa satmıyorum.
Por ese dinero, prefiero conservarlo.
Mülk satmıyorum. Anlaşıldı mı?
No vendo tierras, ¿ de acuerdo?
Hayat sigortası satmıyorum.
No vendo seguros de vida.
- O markadan satmıyorum ben.
- Se me han acabado.
- Ben hatıra eşya satmıyorum.
- No estoy vendiendo souvenirs.
Üzgünüm. Ama gerçekten at satmıyorum.
Lo siento, pero no vendo caballos, de veras.
Bay Denby ben cahil değilim ve toprağımı satmıyorum.
Señor Denby... no soy estúpida... y no voy a vender mi finca.
Ben artık uyuşturucu satmıyorum.
Ya no hago negocios con drogas.
Hayır, bir şey satmıyorum.
No, no vendo.
Kusura bakmayın Bay Parker ama satmıyorum.
Lo siento Sr. Parker, pero no venderé.
Unut gitsin! Hiçbirini satmıyorum.
No me interesa venderlo.
Ben o tür şeyler satmıyorum.
No comercio con armas exóticas.
kimseye zorla satmıyorum, bu onların seçimi.
No obligo a los chicos a drogarse. Es su elección.
Artık tuvaletinde mal da satmıyorum.
Ya no vendo drogas en su baño.
Satmıyorum.
No me estoy vendiendo.
Ben uyuşturucu satmıyorum.
No vendo droga.
O emlakçıya da söyle, evi satmıyorum!
¡ Y dile a esa compañía inmobiliaria que no vendo!
- Bak. Satmıyorum.
- No vendo mi casa.
- Ben satmıyorum.
- Y yo no lo vendo.
Bahisçileri öldürme iznin yok. Ben de izin satmıyorum.
No estoy vendiendo licencias para matar apostadores.
Aslında bütün şirketi satmıyorum. Parçalara ayırıp onları satıyorum. Tamamından daha çok ediyorsa.
No las vendo enteras, las divido y así valen más.
Ve dahası, sana da satmıyorum.
Y además, no se lo estoy vendiendo.
Bir şey satmıyorum. Siz Bayan Bob Ford musunuz?
¿ Es usted la señora de Bob Ford?
Anlamıyorum, neyi satmış?
¿ Qué dice usted vendió? Sí que es una locura.
Satmıyorum dedim.
- Digo que no venderé.
Müdürü tanıyorum, ona perde halkası satmıştım.
Conozco al dueño.