English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ S ] / Saturday

Saturday traducir español

164 traducción paralela
"Bahse varım Saturday Evening Post'ta da aynı yazı dizisini okumuşuzdur."
Apuesto a que leemos las mismas historietas seriadas en el mismo diario.
Yavaş yavaş Saturday Evening Post'a doğru gidiyorsun.
Podrías arrastrarte hasta "El Vespertino del Sábado".
Erkenden yatağa girecek ve radyoda Saturday Night Theatre'ı dinleyecek.
Se irá a la cama y escuchará teatro por la radio.
Neden radyo dinlemiyorsun? Saturday Night Theatre falan.
¿ No escucharás teatro por la radio?
Saturday Review yerine oyunumu okursun.
En vez de The Saturday Review leerá mi musical.
"Saturday Evening Post" u göstereyim, "Ladies'Home Journal" i de.
Le daré el "Saturday Evening Post" y el "Ladies'Home Journal".
Saturday Evening Post yayınladığı yazıda CIA'in Lee Harvey Oswald Meksika yolculuğunu bildiğini söyledi. Yalnızca 2 ay sonra ise John Kennedy...
En el Saturday Evening Post hubo una declaración que decía que la CIA estaba al tanto de lo del viaje de Lee Harvey Oswald a Méjico sólo dos meses antes de lo de John Kennedy...
The Saturday Evening Post'un benim birliğin hikayesiyle ilgilenmemesi için bir neden göremiyorum.
No hay ningún motivo por el que el Saturday Evening Post no deba estar interesado en la historia de mi escuadrilla.
Sizin işiniz beni The Saturday Evening Post'a çıkaracak can alıcı dualar bulmak. İyi akşamlar!
Y el suyo es inventarse varias oraciones pegadizas que me hagan salir en el Saturday Evening Post. ¡ Buenas tardes!
Saturday Evening Post'ta bireyselliği yazan, o züppe salakların gerçek savaş hakkında, hiçbir fikirleri yok.
Los bastardos que escribieron sobre individualidad en el Saturday Evening Post saben tan poco de una batalla como de fornicar.
Bir Time dergisi alayım. Commentary ve Saturday Review alacağım. Ayrıca, Newsweek.
Quiero un ejemplar de la revista Time... también Commentary y el Saturday Review... y vamos a ver...
Sırada cumartesi gecesinin programı var.
Y el programa Saturday Nightride.
# On Saturday afternoon
El sábado por la tarde...
The Saturday Evening Post?
¿ El Saturday Evening Post?
* Cumartesi geceleri giderdik şehirdeki dansa *
# On Saturday nights we go dancin'in town
* Cumartesi geceleri giderdik şehre *
# On Saturday nights we go to town
O budala bir gün Saturday Review'ün kapağında olacak.
Ese tontorrón saldrá en la portada del Saturday Review algún día.
"Saturday Night Live",
¡ El del sábado por la noche!
Beni Saturday Evening Post'a üye yapmak istiyorsun.
Quieres que me suscriba al Saturday Evening Post.
Beyler... Saturday Review of Literature'daki ilanınızda... baskısı tükenmiş kitaplar konusunda uzmanlaştığınız belirtilmiş.
Su anuncio en el Saturday Review of Literature dice que se especializan en libros fuera de impresión.
Saturday Review.
El Saturday Review.
Saturday Review of Literature'daki ilanınızda... baskısı tükenmiş kitaplar konusunda uzmanlaştığınız belirtilmiş.
Su anuncio en el Saturday Review of Literature dice que se especializan en libros fuera de impresión.
Bee Gees'ten geliyor. Bu şarkı sana Cheryl. Saturday Night Fever.
Esto son los Bee Gees, y está dedicado a ti, Cheryl Ann, cantando "Fiebre del sábado noche" diez veces seguidas.
- Dr. Bob gazeteyle bir röportaj yapmak için, önümüzdeki hafta buraya geliyor.
El Dr. Bob vendrá para una entrevista que arregló Hank... en el Saturday Evening Post.
- Haberin kapak olacağı aklıma bile gelmezdi. - Bir çok dernek başkanın dikkatini çekmişiz.
Hoy el Saturday Evening Post mañana el Time quieren un reportaje con portada creí que solo el presidente salía en la portada del Time.
* But when Saturday Rolls around *
* Pero cuando llega el Sábado *
"Saturday Night" da görmüştüm bu kurşunu.
Ya he visto este calibre. Un éxito los sábados por la noche.
- Yeni aldık. Saturday Evening Post.
- Acabamos de comprar los derechos.
- Cumartesi gecesi atesi bölgesi.
Territorio de Saturday Night Fever.
Saturday Night Live'a falan çıkmam ben.
No voy a ir a''Saturday Night Live''.
Ve "Saturday Night Live" ( * ) bir türlü sona ermiyor.
Y Saturday Night Live no quiere terminar.
All that thought and energy put into Saturday morning cartoons. Ben
Todo ese pensamiento y energía puesta en viñetas de sábado.
Bilirsin, tıpkı "The Saturday Night Live" ( * ) ekibi gibi.
Ya sabes, como cualquiera del elenco de Saturday Night Live.
Saturday Evening Post...
Saturday Evening Post...
Saturday-on-High Village?
Sabado de fiesta en la Villa?
Tüm kontrol bizdeydi artık Cumartesi gecesi Vegas'ta ana caddede turluyorduk.
Control total... tooling along the main drag on a Saturday night in Vegas.
Bu geceki dansın şerefine "Saturday Night Fever", "Staying Alive" ve "Grease" i kiraladım.
En honor al baile del instituto, Alquilé Fiebre de sábado por la noche y Staying alive y Grease
Steve Martin Saturday Night'ı sunuyor
O sea, hoy estará Steve Martin presentando Saturday Night.
Cumartesi Gecesi Ateşi'ne hoş geldiniz.
Estamos de regreso con Saturday Night Live.
Evet. Ben seninle şey hakkında konuşmak istiyorum. Andy'i yeniden "Cumartesi Gecesi Ateşi" ne almanı.
Bueno, quiero hablarte sobre, uh, poner a Andy nuevamente en Saturday Night Live.
Bazı "Cumartesi Gecesi Ateşi" izleyicileri... Andy Kaufman'nın bir komedi dehası olduğunu düşünüyor.
Algunos de nosotros en Saturday Night Live creemos que Andy Kaufman es un genio cómico.
Ve bu "Cumartesi Gecesi Ateşi" programı. Televizyonun en açık fikirli izleyicisi.
Es Saturday Night Live, el mejor público de la televisión.
Saturday Review için bir makale yazıyor.
Escribe un artículo para "The Saturday Review".
Saturday Night Fever? - Sorma bile.
- ¿ "Fiebre del sábado por la noche"?
Cumartesi Gecesi Ateşi'ydi.
¡ Es Saturday Night Fever!
WHOO! ! SATURDAY NiGHT I WAS DOWNTOWN!
El sabado a la noche estaba en el pueblo!
Saturday Night Live'da onu kim oynamıştı?
¿ Y cómo se llama la de Saturday Night Live?
Ciddiyim! Saturday Night Fever hevesin bittiğinde ara beni.
Llamame cuando se te pase la fiebre de Sábado por la noche.
Bill? Bill? Hadi ama Bill dondurmamız ve Saturday Night Live'ımız var, Bill.
Venga, hay helado y Saturday Night Live.
Bill dondurmasını yiyecek çünkü Bill, New York'tan canlı.
Bill va a tomarse su helado porque, Bill, "¡ En directo, desde Nueva York, Saturday Night Live!"
David Webster, Saturday Evening Post ve Wall Street Journal'a yazar oldu. Daha sonra köpek balıkları ile ilgili bir kitap yazdı.
David Webster escribió para periódicos y un libro sobre tiburones.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]