Sağlık traducir español
11,697 traducción paralela
Sophie D.C. müze kurulunda sağlık avukatı.
Sophie es abogada de sanidad en la junta de museos de D.C.
Eğer ortaya çıkıp senin canını sıkmasaydı bu saçmalığın tamamen sağlıksız olduğuna katılacağına eminim.
Si él se hubiera molestado en aparecer, estoy segura de que estaría de acuerdo en que esta farsa no es en absoluto sana.
Öyle diyorum ama tuhaftır ki bir sağlık abidesi resmen.
Digo eso, pero, curiosamente, es una imagen de la salud.
Yeni sağlık sistemi sağolsun.
Por Obamacare.
Şu belgelere bir bakabilir miyim? Bu ultrason görüntüsü. Bunlar da verdikleri sağlık belgeleri.
¿ Puedo ver esos documentos que trajiste? Esta es su ecografía y algunos registros...
Sağlık ekibi çağırdım.
Se desmayó. Ya llamé a los paramédicos.
Görüyorsunuz ki Ulusal Sağlık Servisi inanıyor ki... bu en hızlı araç. Fakat bunun hız kavramıyla alakası bile yok.
Usted ve, el Nacional de Salud Servicio cree que este es un vehículo de respuesta rápida, pero no es ni siquiera en asintiendo un acuerdo con el concepto de rápido.
"Puanlar hızınıza ve başarıyla gerçekleştirdiğiniz sağlık işlemlerine göre verilecek."
"Los puntos se otorgarán para la velocidad " y cuánto del médico trabaja de completar con éxito ".
─ Evet. ─ Yani, Richard Hammond, tek başına Ulusal Sağlık Servisini batırdı.
~ Lo que significa que usted, Richard Hammond, han arruinado sin ayuda el Servicio Nacional de Salud.
Bir tür sağlık sorunu sebebiyle ehliyet verilmemiş.
Licencia de conducir, debido a una condicion medica de algun tipo.
- Sağlık?
- Medico?
Sağlık planı opsiyonlarını gözden geçirmek ister misin?
¿ Te gustaría revisar tus opciones del plan de salud?
Hastane ve sağlık ocaklarına haber verin.
Llama a los hospitales y clínicas locales.
Peki, o zaman, fiziki sağlık ile bir ilgisi yok mu?
De acuerdo, ¿ no tiene nada que ver con su salud física?
Tam bir sağlık delisi!
Chica sana.
Herkesin ellerine sağlık. Bitirip eve gidin.
¡ Buen trabajo muchachos, terminen y vayan a casa!
Ahh, benim can sıkıntım ciddi bir sağlık sorunu haline geliyor.
Ugh, mi aburrimiento se está convirtiendo en una seria condición médica.
- Sağlık?
- ¿ Médicos?
Sağlık dersinde "Okuldan sonra bira içen Sammy" i izletmişlerdi.
Nos mostraron un video en la clase de salud... "Sammy bebe después de la escuela"...
Genel cerrah da, Sağlık Bakanı da kadın.
La cirujana general es una mujer. También lo es la secretaria de sanidad y servicios humanos.
Eşcinsel evliliklerde, sağlık sigortasını desteklemeyen siyasi eylem komitelerine katkıda bulunan kurumları desteklemiyoruz!
¡ No apoyamos a las empresas que colaboran con las súper PACS que no apoyan la cobertura sanitaria para las parejas del mismo sexo!
Eşcinsel evliliklerde, sağlık sigortasını desteklemeyen siyasi eylem komitelerine...
¡ No apoyamos a las empresas que colaboran con las súper PACS que no apoyan...
Sağlık görevlileri hemen buraya gelsin.
¡ Necesitamos a los paramédicos aquí y ahora!
Ağzına sağlık.
Gran discurso.
Bu hastalığın etkisi sağlık, zindelik ve sonsuza kadar yaşam.
El efecto de esta enfermedad es la salud, la vitalidad y la vida eterna.
Bay Lowe, şu an Batı Los Angeles Sağlık Merkezi'ndesiniz.
Sr. Lowe, usted está en el Centro de Salud de Los Ángeles Oeste.
Uyandığımda sağlık çizelgeme bakıyordu.
Cuando me desperté, estaba mirando mi gráfico.
"Sağlık ekipleri ölüm saatini 13 : 48 olarak geçtiler."
Los paramédicos pronunciaron la muerte a las 13 : 48 horas. "
Elinize sağlık.
Ahora. Hola.
- Eline sağlık, Ajan Nasri.
Despejado. Buen trabajo, agente Nasri.
Tamam, elinize sağlık millet.
Muy bien, buen trabajo, todo el mundo.
- Eline sağlık.
Buen trabajo.
Onun eğitimini, sağlık sigortasını, barınmasını karşılayabilirsin.
Puedes ver por su educación, seguro médico, habitación.
Darrin'in klima tamir işi var ve Sean yarı sağlık çalışanı ama nerede iş yapacak?
O sea, Darrin tiene eso del aire acondicionado, y Sean está estudiando medicina, ¿ pero qué logrará?
Bu ürün sağlık bakanlığı onaylı mı?
¿ Esta cosa está aprobada por el FDA?
Ellerime sağlık.
Gracias a mi obra.
- Sadece sağlık personeli olması gerekir.
- Se supone que solo personal médico.
Virgil, kişisel olarak Amy'nin tüm akrabalarını bulabilirmisin? Ve bu akrabaların çeşitli sağlık durumlarınıda?
Virgil, ¿ tú conoces personalmente a todos los familiares de Amy y los estados de salud que tienen?
Yarın sabah Cenova'da Dünya Sağlık Örgütü'nde bir görüşmem var.
Mañana por la mañana, tengo una entrevista en la Organización Mundial de la Salud en Ginebra.
Dünya Sağlık Örgütü anjinin dejeneratif etkilerini araştırmak için yüklü miktarda bir burs sağlıyor.
La OMS ofrece una cuantiosa subvención para la investigación de los efectos degenerativos de la angina de pecho.
Eline sağlık, Bones.
Buen trabajo, Bones.
Sağlık paketini al!
¡ Recoge el paquete de salud!
Kendisini Virginia Ruh Sağlık Spa Merkezi'nde etiketlemiş.
Sí, y según su localización... está en el Spa Virginia Soul Health.
Lisede sağlık dersini geçtiğine emin misin?
¿ Aprobaste la clase de salud?
Küçük bir mini felç geçirdi kafayı yedi ve tam bir sağlık hastasına dönüştü.
Tenía esta pequeña mini-accidente cerebrovascular, y él se asustó, se convirtió en una tuerca total en salud.
Erkekti doktorum. Ve domuz gibi sağlık olduğumu söyledi üç tane kaburga çatlağı ve kırık bir ayak parmağı dışında ki o parmak da kırık olan diğer ikisinin yanında olan.
Y dijo que estaba perfectamente bien, si exceptuamos tres costillas fisuradas y un dedo del pie roto, justo al ladito de otros dos dedos del pie rotos.
Buradan ulaştıkları sonuç... bu kişinin tıbbi ya da acil sağlık hizmetleriyle ilgili olan biri olduğu... ceset için "Kadavra" kelimesinin kullanıldığını bildiği.
Ellos concluirían que eso quería decir que esa persona tenía algo que ver con los servicios médicos o de ambulancias, alguien que estuviera relacionado con eso y que conocería y usaría la palabra "cadáver" para un cuerpo.
Bu bir sağlık çantası.
Es un bono.
Sağlık paketi. Gitmiş.
El paquete de vida.
- Sağlık?
- Médicos.
Bu saflık senin bir sonucu olmadan öldürmeni sağlıyor.
Esa es la pureza que deseas... matar sin consecuencias.