Seattle traducir español
3,109 traducción paralela
Melissa babasıyla Seattle'a gitmiş ve Faye'in telefonu kapalı.
Melissa se fue a Seattle con su padre y el teléfono de Faye está apagado.
Dostum burası Seattle.
Amigo, eso es Seattle.
- Hayır, beni Seattle'dan getirdiler.
No, me trajeron desde Seattle.
- Ya da Seattle.
O Seattle.
Seattle'de bu ayın sonunda sahne alabileceğiniz bir yer ayarladım bile.
Ya nos apunté una para fin de mes en Seattle.
- Kendisi Seattle'da.
Está en Seattle.
Selam. Seattle'ın böyle yağmurlu olacağını kim bilebilirdi? Brr.
Hola. ¿ Quién sabía que en Seattle llovía tanto?
Öylece Seattle'a çekip gidemezsin.
No puedes largarte a Seattle.
Molly, bana Seattle'ın en kaşıntı... yapan havlulara sahip otelini... özellikle mi ayarladın, yoksa bu bir tesadüf müydü?
Molly, ¿ me reservaste a propósito el hotel con las toallas más rasposas en Seattle o fue una coincidencia?
Seattle'da, annesinin yanında.
Ella está en Seatlle. Junto a su madre.
Seattle ya da Vancouver diye düşünüyorum.
Estaba pensando en Seattle o quizá Vancouver.
- Seattle, Washington.
- Seattle, Washington.
Seattle da genç bir kzın acil kalp nakline ihtiyacı var.
Una joven en Seattle necesita desesperadamente un trasplante de corazón.
Savage ile 15 dakika kaybettim ama hala zamanında varabilirim.
Desperdicié 15 minutos en Savage, pero todavía puedo llegar a Seattle a tiempo.
Kid Flash'ın ve nakil ekibinin tüm çabalrına rağmen, Genç kraliçe Perdita Seattle Merkez Hastanesinde,
A pesar de los esfuerzos de Kid Flash y el equipo de cirujanos de trasplantes, la joven Reina Perdita de Vlatava ha muerto.
Ameliyat masasında öldü.
En la mesa de operaciones, en el Seattle Medical Center.
Seattle Pres'ten buraya gelmesi en az 45 dakika sürer.
Sabes, le va a llevar al menos 45 minutos llegar desde el Seattle Pres.
Seattle Pres'te değil, benim evde.
No está en el Seattle Pres. Está en mi casa.
Yani Seattle, Wilmette, ve benzeri.
Seattle, Wilmette, etc.
Seattle, Wilmette, Salt Lake
Seattle, Wilmette, Salt Lake,
İhtisasımı SCH'de yaptım.
He comenzado a trabajar en el hospital de Seattle.
Ordudan terhis edildikten sonra işlerin hepten dibe vurduğu Seattle'a taşındım.
Cuando fui dada de baja me mudé a Seattle donde las cosas se pusieron realmente mal.
Uluslararası seyahatler dışında birçok kez de, Boston, New Orleans Seattle, Long Beach ve Miami'ye gitmiş.
Además de sus viajes internacionales, hizo varios a Boston, New Orleans, Seattle, Long Beach, Miami.
Seattle'a gittiğimizde, senin takıldığın kafeye gideriz.
Cuando estemos en Seattle, podemos ir a tu cafetería.
Seattle'daki bütün hayat kadınlarını öldüren adam değil mi o?
¿ No es aquel tipo que mató a esas prostitutas en Seattle?
Kim bunu yüzüme karşı söyleyebilir?
¿ Quién quiere insultar a Seattle en mi cara? Como sea.
Seattle'a yüz bin dolar.
Cien por Seattle.
Seattle için not düşüyorum, eksi bir.
Te tengo con Seattle abajo, menos uno.
Los Angeles Seattle'ı mağlup ediyor.
L.A. gana a Seattle.
Böylece Seattle Los Angeles'ı mağlup ediyor.
Seattle ha conseguido la victoria sobre Los Ángeles.
Son bahis, Seattle LA'yi yener. Yüz bin dolar.
Última apuesta, Seattle gana a L.A, cien mil.
Artie'yi de Seattle'deki ailesinin yanına aldı.
Llevó a Artie con sus padres a Seattle.
O zaman Seattle'da yaşıyordum, ve kız kardeşim arayıp haber vermişti.
Sabes, vivía en Seattle en ese tiempo, y recibí una llamada de mi hermana.
En azından Seattle'da çektirdiğimden daha iyi bir fotoğraf.
Bueno, al menos es una foto mejor que la me dieron en Seattle.
Finn'le Seattle'da birlikte çalıştığınızı duydum.
Escuché que tú y Finn trabajaron juntos en Seattle.
Ev için Seattle'da bazı önlemler alıyormuş.
Está en Seattle, buscando defensas para la casa.
Beyefendi, Seattle Grace Mercy West Hastanesi'ndesiniz.
- Señor, está en el Seattle Grace Mercy West Hospital.
Seattle'da Morgan'la beraber çalışıyorum.
Trabajo con Morgan en Seattle.
Seattle Pres'in rakamlarını inceledim de Mercy West'i aramıza nasıl kattıysak onları da katabileceğimizi düşünüyorum.
He estado mirando los números del Seattle Presbytery, y creo que podemos absorberlos como hicimos con el Mercy West.
Hadi gidip Seattle Grace'in ülkenin en iyi hastanesi unvanını muhafaza edelim.
Bien, salgamos ahí y mantengamos al Seattle Grace como el mejor hospital del país.
Seattle Grace Hastanesi'nde.
Seattle Grace hospital.
Ben Seattle'dayken, etrafta öğrencileri öldüren buna benzer bir adam vardı ve benim kızım da aşağı yukarı o yaşlardaydı.
Cuando estaba en Seattle, teníamos un tipo por allí... que mataba colegialas... y mi hija tenía... la misma edad más o menos en ese momento.
Hem de ta Seattle'a.
- Viajó hasta Seattle.
- Mirasçı o. Seattle'da yaşıyormuş.
Inscrita como beneficiaria, vive en Seattle.
Bu yüzden Seattle'a gittim.
Por eso es que fui a Seattle.
Ama Seattle'a gelme sebebimiz bu.
Pero por eso ha venido a Seattle.
Mara, bir sonraki sene için Seattle Grace'i de düşünüyor. Ben de ona buraları oğlumdan iyi kim tanıtabilir ki dedim.
Mara está pensando en el Seattle Grace mi hijo.
Nasıl olur da kimse Seattle'da dolaşan bir aslan görmüş olmamla ilgilenmez?
Bien, ¿ cómo es posible que a nadie le preocupe el hecho de que he visto un león andando por Seattle?
Seattle'dayken gayet iyi davrandığını söylemiştin.
Dijiste que fue estupenda cuando estuvisteis en Seattle.
- Evet.
La última conocida es en Seattle, pero tiene un móvil que acaba de dar señal en el centro de Washington. Sí.
Kim attı onu?
¡ Seattle apesta!